Bir dilin zenginliği, o dilin kullanım alanlarının genişliği ile ölçülür. Bir cümleyi farklı kelimeler kullanarak yani söz sanatları ile bambaşka bir anlamda verebiliyorsanız o dil epey zengin demektir. Türkçe de söz sanatları konusunda en zengin dillerden bir tanesi. Gelin söz sanatları nedir, türleri nelerdir gibi merak edilen soruları örnekler üzerinden inceleyelim.

Türkçe, binlerce yıldır konuşulan en kadim dillerden bir tanesi. Ancak bir dilin eski olması demek, mutlaka zengin olduğu anlamına gelmez. Şanslıyız, Türkçemiz epey zengin bir dil. Bu zenginliği, kullanabileceğimiz söz sanatlarından anlıyoruz. Bir dili söz sanatları kullanarak bambaşka kelimelerle yazdığınız zaman bile istediğiniz anlamı verebiliyorsanız işte o zaman ortaya bu dili bilenler için tadına doyulmaz bir metin çıkar.

Pek çoğumuz söz sanatları konusunu edebiyat dersinde gördük, sınavlar için ezberledik ve unuttuk. Halbuki söz sanatları demek, edebiyatın temelleri demektir. Bir şiir, bir roman ya da bir hikaye, içinde söz sanatları olmadan yazılırsa sıkıcı bir metin haline gelir. Ancak usta bir yazar, bildiğimiz kelimeleri benzersiz bir anlatımla sunabilir. Gelin söz sanatları nedir, türleri nelerdir gibi merak edilen soruları örnekler üzerinden inceleyelim.

Söz sanatları nedir?

Edebi sanatlar olarak da anılan söz sanatları en temel tanımıyla; kelimelerin bilinen anlamları dışında kullanılarak yeni anlamlar kazanmasıdır. Sık kullanılan sıradan bir kelime ya da cümle yerine, söz sanatları kullanılarak zenginleştirilmiş bir kelime öbeği ya da cümle kullanmak ifadeyi zenginleştireceği gibi okuyucunun da ilgisini çekecektir.

Türkçede kullandığımız söz sanatları ve örnekleri:

  • Mecazlarla ilgili sanatlar
    • Teşbih
      • Tam benzetme
      • Teşbih-i beliğ
      • Temsili teşbih
    • İstiare
      • Açık istiare
      • Kapalı istiare
      • Temsili istiare
    • Mecaz-ı mürsel
    • Kinaye
    • Teşhis ve intak
    • Tariz
  • Anlamla ilgili sanatlar
    • Tenasüp
    • Tevriye
    • Tecahül-i arif
    • Hüsn-i talil
    • Tezat
    • Leff-ü neşr
    • Telmih
    • Mübalağa
    • Tekrir
    • Nida
    • İstifham
    • Rücu
    • Terdid
    • Kat’ı
    • Sehl-i mümteni
    • Akis
  • Sözle ilgili sanatlar
    • Cinas
    • Aliterasyon
    • Seci
    • İrsal-ı mesel

Mecazlarla ilgili sanatlar:

Kelimenin bilinen asıl anlamı dışında kullanıldığı sanatlardır. İki nesne arasındaki benzerlik ile yapılan bu sanatlarda metne canlılık ve güzellik kazandırmak amaçlanır.

Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü dizesinde kullanılan kurşun kelimesi bulut anlamında kullanılarak mecaz yapılmıştır.

Teşbih:

Teşbih sanatında, aralarında anlam yönünden benzerlik olan iki nesneden zayıf olanı güçlü olana benzetilir. Mecaz yapılacağı gibi sözcükler kendi gerçek anlamlarında da kullanılabilir. Benzetme olarak da anılan teşbih sanatında dört temel öğe vardır;

  • Benzetilen
  • Kendisine benzetilen
  • Benzetme yönü
  • Benzetme edatı

Tam benzetme:

Ayrıntılı benzetme olarak da anılan tam benzetme sanatında, teşbih öğelerinin tamamı kullanılır.

Örnek;

  • Ali, aslan gibi cesurdur.

Teşbih-i beliğ:

Güzel benzetme olarak da anılan teşbih-i beliğ sanatında yalnızca benzeyen ve kendisine benzetilen öğeleri kullanılır. Benzetme yönüne ve benzetme edatına yer verilmez.

Örnek;

  • Cennet vatan
  • Altın başaklar

Temsili teşbih:

Temsili benzetme olarak da anılan temsili teşbih sanatında benzeyenin tüm özellikleri, kendisine benzetilen öğede toplanır. Tevfik Fikret, Çınar şiirinde vatanı bir çınar ağacına benzetmiştir.

Örnek;

Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk; yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük, enli, boylu, vakur
Bir ağaç: hiç eğilmemiş, mağrur.
Koca bir gövde belki altı asır
Belki ondan daha fazla, dalgın, ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş.

İstiare:

Eğretileme olarak da anılan istiare sanatında benzetilen ya da kendisine benzetilen öğelerden biri söylenir. İstiarede bir sözün gerçek anlamı ortadan kaldırılır. Cesur kişiye aslan, kurnaz kişiye tilki demek bu sanatın örneğidir.

Açık istiare:

Açık eğretileme olarak da anılan açık istiare sanatında yalnızca kendisine benzetilen öğesi kullanılır.

Örnek;

  • Kurban olam beşikte yatan kuzuya.
  • Ağaçlar sonbaharda elbiselerini soyundu.
  • Şakaklarıma kar mı yağdı?

Halk ve divan edebiyatında kalıplaşmış açık istiare biçimlerine mazmun denir. Uzun boyluya selvi, kaşa hilal, dişe inci, ağıza gonca denmesi mazmun örnekleridir.

Kapalı istiare:

Kapalı eğretileme olarak da anılan kapalı istiare sanatında kendisine benzetilen söylenmez, yalnızca benzeyen kullanılır.

Örnek;

  • Tekerlekler yollara bir şeyler atıyor.
  • Ufukta günün boynu büküldü.
  • Kolumu kanadımı yoldular.
  • Ali kükreyerek düşmanın üstüne yürüdü.

Temsili istiare:

Temsili eğretileme olarak da anılan kapalı istiare sanatında yalnızca benzeyen ya da kendisine benzetilen öğesi kullanılır. Sembolik şiire benzer ancak aynı değildir.

Örnek;

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol.
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol

Mecaz-ı mürsel:

Ad aktarması olarak da anılan mecaz-ı mürsel, bir kelimenin benzetme amacı olmaksızın bilinen anlamı dışında kullanıldığı sanattır.

Örnek;

  • Halit Ziya’yı okudun mu?
  • Vapur, Beşiktaş’a yanaştı.
  • Sobayı yaktım.
  • Onda kafa yok
  • Üç gündür bereket yağıyor
  • Ayağını giy.
  • Ünlü raketler ülkemize döndüler.

Kinaye:

Kinaye sanatında kullanılan bir kelime, okuyucuya hem bilinen gerçek anlamını hem de mecaz anlamını düşündürmek amacıyla kullanılır. Kinayede geçerli olan anlam ise kelimenin mecaz anlamıdır.

Örnek;

  • O adamın, her zaman kapısı açıktır.
  • İçim oyuk, derdim büyük.
  • Taş bağırlı dağlar mısın?

Teşhis ve intak:

Kişileştirme olarak da anılan teşhis sanatında farklı varlık ve kavramlara insan özellikleri kazandırılırken; konuşturma olarak da anılan intak sanatında insana özgü olan konuşma özelliği farklı varlıklara aktarılır. Her teşhis intak değildir ancak her intak mutlaka teşhistir.

Örnek;

  • Bulutlar gözyaşı döktüler.
  • Güğüm bir gün, testiye: “Yola çıkalım” dedi. Testi: “korkarım” dedi. Evde kalmak istedi.
  • Çiçekler selama durdu.

Tariz:

İğneleme ve söz dokundurma olarak da anılan tariz sanatında kullanılan kelime, hem gerçek hem de mecaz anlamı dışında ters anlamında kullanılır.

Örnek;

  • Geç kalan kişiye söylenen ‘Aman ne kadar erken geldin!’ cümlesi
  • Tembel kişiye söylenen ‘Bu ne çalışkanlık!’ cümlesi

Anlamla ilgili sanatlar:

Anlamla ilgili sanatlarda bir kelime ya da anlam ilişkisi bulunan kelimeler gerçek anlamıyla kullanılır.

Tenasüp:

Uyum, uygunluk olarak da adlandırılan tenasüp sanatında anlam olarak birbirine uygun sözcükler bir arada kullanılır.

Örnek;

Yine bahar geldi, bülbül sesinden
Sada verip seslendi mi yaylalar
Çevre yanın lale sümbül bürümüş
Gelin olup süslendin mi yaylalar

Tevriye:

Çift gerçek anlamlı olarak da anılan tevriye sanatında bir kelime birden çok anlamda ya da uzak anlamında kullanılır.

Örnek;

  • Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül
  • Havada yaprağa döndürdü rüzgar beni

Tecahül-i arif:

Bilmezlikten gelme olarak da anılan tecahül-i arif sanatında bilinen bir gerçek, nükteli bir dille söylenir.

Örnek;

Gökyüzünün başka rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her geçen günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış

Hüsn-i talil:

Hüsn-i talil sanatında nedeni bilinen bir olay, gerçek olmayan bir nedenle açıklanır.

Örnek;

  • Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden
  • Saksında ruhumun bütün yası var. Derdimle soluyor açılan gonca.
  • Ey sevgili sen bu ilden gideli / Yaprak döktü ağaçlar, coştu gökyüzü

Tezat:

Zıtlık, karşıtlık olarak da anılan tezat sanatında zıt kavramlar bir arada kullanılır.

Örnek;

  • Neden böyle düşman görünürsünüz / Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
  • Çın çın ötüyor sessizlik

Leff-ü neşr:

Açma ve yayma olarak da anılan leff-ü neşr sanatında dizeler arasında ya da düz yazıda söz simetrisi yapılır.

Örnek;

Buy-i gül taktir olunmuş, nazın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mal olmuş sana

Telmih:

Çağrışım, anıştırma olarak anılan telmih sanatında herkesin bildiği geçmiş bir olay anımsatılır.

Örnek;

Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki ki asa ile
Çağırayım Mevlam seni

Mübalağa:

Abartma olarak da anılan mübalağa sanatında bir olay, olduğundan daha büyük ya da daha küçük gösterilir.

Örnek;

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir. Savrulur enkaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak,el, ayak
Boşanır sırtlara, vadilere sağnak, sağnak!

Tekrir:

Tekrar, yineleme olarak da anılan tekrir sanatında bazı sözcükler anlamı güçlendirmek için tekrarlanır.

Örnek;

Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok

Nida:

Seslenme olarak da anılan nida sanatında anlama coşku katacak seslenmeler kullanılır.

Örnek;

Sen ey Kars’lar, Antep’ler, Erzurum’lar, Maraş’lar
Dördünden bir ikisi şehit düşen kardaşlar
Ey zeybekler, seymenler, dadaşlar diyarı hey!

İstifham:

Soru sanatı olarak da anılan istifham sanatında anlamı güçlendirmek için sorular sorulur.

Örnek;

Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?

Rücu:

Cayma, dönme, vazgeçme olarak da anılan rücu sanatında çelişen düşüncelerden bahsedilir.

Örnek;

Erbab-ı teşaür çoğalıp şair azaldı
Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı
Ferda senin, dedim beni alkışladın
Senin değil ferda sana vediadır.

Terdid:

Beklenmezlik olarak da anılan terdid sanatında bir olay beklenmedik biçimde sonlandırılarak şaşırtma anlamı kazandırılır.

Örnek;

Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin
Verem misin?
Üzülme onun da çaresi var
Ölür gidersin!

Kat’ı:

Keşiş olarak da anılan kat’ı sanatında anlamı güçlendirmek için söz yarıda kesilir.

Örnek;

Gün, öylesine güzel ki!
Öylesine güzel ki dünya
Yaşadıkça
Akşam öylesine güzel ki!
Öylesine güzel ki akşamda ay
Ayda kadın…

Sehl-i mümteni:

Sehl-i mümteni sanatında basit ama derin anlamlı anlatımlara yer verilir.

Örnek;

Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm
Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri

Akis:

Akis sanatında cümledeki bir önceki kelime tersi kullanılarak tekrarlanır.

Örnek;

Yaşamak için yemeli
Yemek için yaşamamalı

Sözle ilgili sanatlar:

Bir kelimenin yapısına, yazılışına ve söylenişine göre düzenlenen söz sanatlarıdır.

Cinas:

Cinas sanatında ses olarak aynı ama anlam olarak farklı kelimeler bir arada kullanılır.

Örnek;

Al beni, ele beni
Kül edip ele beni.
Seveceksen kendin sev
Sevdirme ele beni.

Aliterasyon:

Ses ve hece yinelemesi olarak da anılan aliterasyon sanatında ses güzelliği yaratmak amacıyla bazı heceler tekrarlanır.

Örnek;

  • Karşı yatan karlı kara dağlar, kararıptır, otu bitmez.

Seci:

İç uyak olarak da anılan seci sanatında cümle sonlarında uyak yapılır.

Örnek;

Öyle olacak dünya kişiye hoşdar olur;
Uçtan uca gül ü gülzar olur.

İrsal-ı mesel:

Örnekleme olarak da anılan irsal-ı mesel sanatında anlama uygun atasözleri kullanılır.

Örnek;

Dünyada ahrete gidip gelmemek
Olmasa iktiza eder ölmemek
“Balık baştan kokar”, bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından

Bir dilin en zengin yanlarını göstermek için kullanılan söz sanatları nedir, söz sanatı türleri nelerdir gibi merak edilen soruları yanıtladık ve türleri örnekleriyle açıkladık.

What is your reaction?

0
Excited
0
Happy
0
In Love
0
Not Sure
0
Silly

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir