Eiyuden Chronicle: Hundred Heroes – İnceleme

Bu kadar garanticilik beğenilen değil

Malumunuz 90’lar artık pek de revaçta olmayan J-RYO tipinin altın çağıydı. J-RYOların bilhassa konsollara gökten sağanak üzere yağdığı bu devirde Konami de yarışa Suikoden markasıyla girmeye çalıştı. Şahsen tüm seriyi oynamış biri olarak Suikoden’in değeri bilinmemiş bir seri olduğuna ve ikinci oyununun da gelmiş geçmiş en düzgün J-RYO’lardan biri olduğuna inanıyorum. Lakin seri limitli bir muvaffakiyet elde etse de hiçbir vakit Konami’nin umduğu satış sayılarını yakalayamadı ve 2012’de PSP’ye çıkan, hatta Japonya dışına çıkartılmasına gerek bile görülmeyen son oyunuyla birlikte kepenkleri indirdi. Ta ki serinin yepyeni yaratıcıları, 2020 yılında serinin manevî devamı olan Kickstarter projesi Eiyuden Chronicle’ı duyurana dek…
Arada çıkan metroidvania – aksiyon RPG karışımı yan oyun Rising’i saymazsak nihayet 4 yıllık bir bekleyişin akabinde Eiyuden Chronicle: Hundred Heroes’a kavuştuk. Eiyuden Chronicle safkan bir J-RYO. Hatta o kadar safkan ki adeta 90’lardan fırlamış üzere. Ama bu bir artı mı, yoksa eksi mi, bunu incelemenin ilerleyen satırlarında ele alacağım.

Eiyuden’in olay örgüsü klasik Suikoden serisinin tamamında olduğu üzere evvel milletler ortası çatışmalar, bozulan ittifaklar, yine bir ortaya gelen kardeşlikler üzerinden başlayıp, vakit içerisinde aslında tüm dünyayı ilgilendiren mistik olaylara evriliyor. Bana nazaran bir J-RYO için gereğinden fazla uzun ve sık orta sahnelerle anlatılan hikayenin ayrıntılarına daha fazla girmeye gerek duymuyorum. Çünkü emin olun oyun sizi bu mevzuda pek rahat bırakmayacak zati. Hatta hikayeye tam olarak hakim olmak istiyorsanız evvel Rising’i bitirmenizi öneririm ki Rising’in kayıt belgesini bu oyuna taşıdığınız vakit çeşitli ekstralar açılıyor.

Oyunda savaşlar Suikoden serisinden aşina olduğunuz biçimde 6 kişilik bir takımla, sıra tabanlı olarak yapılıyor. Bu gruba ek olarak da savaşlardan kazandığınız para ölçüsünü arttıran yahut gruba moral vererek atak gücünü arttıran ya da kayıt noktalarında yeni formasyonlar kurmanıza müsaade eden üzere pek çok farklı özelliğe sahip bir de Support (Destek) karakteri ekleyebiliyorsunuz. Bütün karakterlerin de kısa, orta ve uzun olmak üzere kendi menzilleri olduğu için takım üyelerini nereye konumlandıracağınız büyük değer taşıyor.

Eiyuden’le birlikte savaş sistemine gelen birinci yenilik ekranın üstüne atılım sırasını gösteren bir bar eklenmiş olması. Sizin ve düşmanlarınızın küçük portrelerini gösteren bu bara bakarak kimin atılım önceliğine sahip olduğuna nazaran savaş stratejinizi belirlemeniz gerekiyor. Zira seçtiğiniz aksiyonlar da bu sırayı değiştirebiliyor. Birçok klasik J-RYOda olmayan bu sistem sürprizlere son vererek bilhassa her atağın değerli olduğu boss savaşlarını daha stratejik ve keyifli hale getirmiş. Bunu bir artı olarak yazdım kenara.

Bir başka yenilikse yüklü olarak boss savaşlarında göreceğiniz Gimmick sistemi. Bu sistemi nasıl anlatsam… Her boss savaşında o savaşa özel sıra dışı bir dış etken oluyor ve grup üyelerinizle Gimmick komutunu seçtiğiniz vakit bu sıra dışı aksiyonları gerçekleştiriyorsunuz. Bir örnek verecek olursak, boss çok büyük bir atak yapacağı vakit Gimmick’i seçerek kayaların gerisine sığınmak (sadece o savaşa özel bir durum bu) ya da başınıza kaya düşürecek bir düzeneğin kolunu çekerek düşmanın kendi başına düşürmek üzere. Orta sıra standart random battle’larda da gerçekleşiyor Gimmick’ler lakin o da genelde canavarların ortasında yer alan sandıkları açmak oluyor. Savaşları bir nebze olsun tek düzelikten çıkartıp renk katmak için eklenmiş bir sistem bu, ki birtakım boss savaşlarının epey uzun sürdüğünü belirtmek isterim.

Suikoden’in ünlü rün sistemini bilirsiniz. Seride genelde karakter başına üç farklı rün ekleme özelliği Eiyuden’le birlikte kimi karakterler için 8’e çıkartılmış ve rünler cinslerine nazaran sınıflarına ayrılmış. Büyü rünleri, SP’nizden kullanan özel hareketler yapmanızı sağlayan rünler ya da atıyorum zehire karşı bağışıklık kazanmanızı sağlayan pasif rünler üzere. Lakin karakterlerin bütün rünleri ve rün yuvaları oyunun başında açık değil, level atladıkça açılıyor. O yüzden kimi karakterlerin gerçek potansiyelini görmek için biraz level aldırmak kaide. O denli eskisi üzere tipini beğenmedim, atayım bir köşeye derseniz takımınızda fark yaratacak birtakım karakterleri ıskalayabilirsiniz.

Az evvel SP’den bahsetmişken de oyuna büyüleri kullandığımız MP’den farklı olarak bir de SP sistemi eklenmiş. SP’ler her çeşitte birer birer resen dolan (maksimum 5 olacak şekilde) ve her karakterin rünlerle tanımlanmış özel hareketlerinin yanı sıra başka karakterlerle bir arada yaptığı Combo Attack’ları gerçekleştirmek için kullandığı bir puan sistemi. Güçlü özel hareketler ya da Combo’lar en az 2-3 SP, hatta hücumun gücü arttıkça daha fazlasını da kullandığı için bu bar istediğiniz düzeye gelene kadar atılımlarınızı düz akınlar yaparak, birinci yardım materyalleri kullanarak ya da savunarak geçiştirmeniz gerekiyor. Bu yüzden savaşların gidişatında oldukça değerli yer kaplayan bir sistem SP.

Gelelim serinin klasiklerinden olan ordu savaşlarına. Oyunda yaklaşık 10 saati geçtikten sonra ordu savaşları açılıyor ve dama tahtası üzere karelere bölünmüş bir alanda orduları yine sıra tabanlı olacak formda direktörüz bekleniyor. Birebir kareye yanlışsız atılım yapan düşman birlikler de çatışmaya başlıyor ve birliklerin başkanının kim olduğuna bağlı olarak özel yetenekler kullanabiliyorsunuz. Lakin geçmişte taş – kağıt – makas gibisi bir sistem kullanan ancak oldukça sağlam taktikler isteyen sistemlere oranla Eiyuden’in ordu savaşlarını daha keyifsiz buldum. Çünkü ordu savaşlarının büyük kısmı orta sahnelerle sonucu baştan belirli biçimde geçiyor ve birlikler ortasındaki farkları eskisi kadar hissedemiyorsunuz. Halbuki klasik Suikoden serisinin en keyif aldığım özelliklerinden biriydi ordu savaşları.

Benzer halde birebir düellolar açısından da biraz hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeliyim. Eski Suikoden’lerde düşmanın kelamlarına nazaran yapacağı hamleyi kestirim etmeye çalıştığımız (ve bana nazaran epey keyifli olan) düello sistemi de biraz değiştirilmiş. Power Attack komutu yerini Break’e bırakmış ve yüksek hasar veren bu komutu kullanabilmek için belli ölçüde savunma durumunda kalarak Tension barını doldurmanız gerekiyor. Bu da hem savunmada kalırken biraz canınızın gitmesi, bazen de savunmada kalan iki karakterin boş boş birbirine bakması manasına geliyor. Temel hareket seçeneğini ikiye indirmek bence çok da yanlışsız bir tercih olmamış. Düellolardan eskisi üzere keyif alamadım açıkçası yani.

Lakin hakkını teslim edeyim, seri boyunca gördüğüm en âlâ kale kurma sistemi Eiyuden’de. Eski Suikoden’lerde kale kurma genelde olabildiğince adam toplayıp, insan sayısı arttıkça kalenin kendi kendine gelişimini takip etmekten ibaretken Eiyuden’de kendi iç dinamikleri olan, gelişim haritasını sizin belirlediğiniz bir sistem yaratılmış. Şöyle ki, kaleniz için eklemek istediğiniz her yeni tesisin kendi ihtiyaçları oluyor, muhakkak sayıda kişi yaşaması, kalenin ticaret hacmi, odun, taş üzere gereç gereksinimleri falan. Siz de elinizdeki kaynakları istediğiniz alanlara yönlendirerek kalenin gelişimini tercih ettiğiniz halde yönlendirebiliyorsunuz. İster zırh ve rün dükkanları üzere direkt size hizmet edecek tesisler açabilir, isterseniz de çiftlik ya da madencilik tesisleri kurarak direkt kalenin iç kaynaklarını arttıran, böylece daha büyük çaplı tesisler açmanıza fırsat veren geliştirmeler yapabilirsiniz. Seçeneğiniz de oldukça bol üstelik. Eiyuden’in epey geliştirdiği bu kale sisteminden çok keyif aldığımı ve misyonlar haricindeki vaktimin büyük kısmını bu kısımda geçirdiğimi belirtmeliyim.

Suikoden serisinden miras çok sayıda oynanabilir karakter olayı Eiyuden’de de devam ediyor ve ordunuza toplam 100’den fazla farklı kişi katabiliyorsunuz. Tabi bunların hepsi savaşçı karakterler değil. Kimileri ordunuza silahtar, çiftçi, taktiysen üzere yan hizmetlerde katılırken kimileri da girişte bahsettiğim Support karakterler olabiliyor. Buna karşın direkt savaş takımınızda kullanabileceğiniz en az 70-80 civarı karakter var. Lakin şunu da belirteyim, bahsettiğim 8 kademeli rün sistemi ve karakterlerin sahip olduğu birçok rün’ün değiştirilebiliyor olması oynanış açısından pek çok karakteri neredeyse tıpkı duruma getirmiş. Birçok karakter ufak istatistiksel farklar haricinde sizin yaptığınız müdahalelerle neredeyse birebir hale geliyor. Evet oynanabilir çok karakter var ancak birden fazla o kadar da farklı hissettirmiyor maalesef. Halbuki eski Suikoden’lerde epeyce özgün rün’lere sahip, sıra dışı oynanışlara daha fazla karakter olduğunu çok düzgün hatırlıyorum.

Dikkat ettiyseniz bu ana kadar oyunun, birkaç tanesi hariç Suikoden’den miras pek çok mekaniği geliştirdiğinden bahsettim. Bu aslında kulağa epey beğenilen ve başarılı üzere bir durum üzere gelse de işin aslı o denli değil. Çünkü Eiyuden Chronicle benim hayatımda gördüğüm en garantici, en güvendiği suların dışına adım atmayan, yani yeni hiçbir şey sunmayan bir oyun. Halbuki vaktinde Suikoden’i benim için oynadığım öbür sayısız J-RYO’dan farklı bir yere koyan şey, tıbbın öbür örneklerinde olmayan ordu savaşları, kale kurma, düellolar üzere sıra dışı mekanikleriydi. Eiyuden’deyse daha evvel Suikoden’in ya da başka J-RYO’ların yapmadığı hiçbir şey yok. Geçmiş Suikoden’lerde ne oynadıysanız, ne gördüyseniz, Eiyuden’de tekrar birebirini, yalnızca biraz elden geçirilmişini göreceksiniz. Bir oyunda yeni hiç mi bir şey olmaz arkadaş? Şayet benim üzere sayısız J-RYO oynamış bir oyuncuysanız bu sahiden çok can sıkıcı bir durum.

Zaten grubun oyunu yaratırken başında ikinci bir Suikoden 2 destanı yaratmak istediği her halinden aşikâr oluyor. Zira baş karakterler, baş makus, hatta başkarakterin yanındaki bayan karakter bile hem tasarım hem de renk paleti açısından Suikoden 2’in birebiri. İnanın dost baş karakterlerin evvel başka düştüğü, sonra kol kola savaştığı hikaye kurgusu bile birebir. Halbuki seri geçmiş oyunlarında bile mekanikleri büsbütün değiştirmese de en azından kurgu olarak farklı hissettirirdi. 3’te hikayeyi farklı cephelerden deneyim ederdik, 4’te denizcilik ve deniz savaşları vardı falan. Eiyuden ise S2’nin çağdaş bir imitasyonu üzere hissettiriyor ve işin farklı yanı bunu gizlemekten de hiç kaçınmıyor.

Bir de kendi adıma artık Random Battle’ların tarihe gömülmesi ya da en makûs ihtimalle oyuncuya bir seçenek olarak sunulması gereken bir mekanik olduğuna inanıyorum. Tıpkı oyunlarda artık High Score yapmamamız üzere. Tahminen de en muhafazakâr seri olarak bildiğimiz Dragon Quest bile artık bu rastgele savaşları kaldırmışken 2024 imali bir oyunun hâlâ ısrar etmesi bence çok anlaşılır bir durum değil. Savaşları çeşitli yapay zekâ seçenekleriyle (MP kullanma, en süratli olana saldır, vb gibi) otomatiğe alabilmenin yanı sıra zindan içi haritalar bu eziyeti bir nebze olsun azaltsa da bilhassa bulmaca çözmeye çalışırken ya da azıcık sağı solu keşfetmeye çalışırken zart zurt savaş girmesi artık benim tahammül edebildiğim bir durum değil. Artı üzerine herkesin tek tek seslendirildiği ve lafını uzatmaktan pek keyif aldığı orta sahneler de sık sık girince oyunun akıcılığı önemli biçimde baltalanıyor.

Ayrıca oyunda, bilhassa de menülerde genel bir hantallık hakim. Onlarca oynanabilir karakterin olduğu bir oyunda karakterlerin kimlerle kombo yapabildiğini ve ayrıntılı özelliklerini görebilmek için evvel takımıma ekleyip, sonra Status menüsünden bakmak zorunda kalmam inanılır üzere değil mesela. Grubunuzun strateji, ekipman, yapay zekâ ayarlarını yaptığınız menülerde akamıyoruz nedense. Üretimciler tarafından nasıl ıskalandığına hayret edeceğiniz yanlışlar da uğraşı. “No translation ‘policy_notuse_item’ in combat” üzere yanlışlı yazılar içeren menüler mi ararsın, bir karakterin gruba katılmasını engellediği için en düzgün sonu açmanıza mani olan kusurlar mı ararsın, neler neler! Oyunun inceleme sürümünü oynadığım birinci üç gün içerisinde bile 4 tane kocaman güncelleme geldi kusurlar yüzünden, hatta bu güncellemelerin kayıt belgelerine ziyan verdiği oyuncular bile olmuş internette okuduğuma nazaran. Ya kardeşim siz hiç test etmediniz mi bu oyunu?

Bir de oyunun 90’lardan fırlamış üzere dayılanırken kelam konusu para kazanmak olduğunda bir anda çağdaşlaşması de epey trajikomik. Oyundaki öbür iki baş karakterin kendi hikayelerini oynadığınız DLC paketi de anında satışa sunuldu. Güzel işler diliyorum kendilerine.

Benim açımdan not vermesi oldukça sıkıntı bir oyun oldu Eiyuden Chronicles. Suikoden’den miras birçok mekaniği geliştirmiş, görsel olarak başarılı, hatta daha evvel seride çalışmamasına karşın Motoi Sakuraba’nın ellerinden çıkma müzikleri de epey serinin tonuna uygun buldum. Lakin oyunun bırakın seriyi, koca çeşit ismine bile yeni hiçbir şey sunmaya tenezzül dahi etmemesi de gözümde notunu oldukça kırdı. Kendi başına kaliteli bir oyun Eiyuden, evet. Lakin tipe aşina oyuncuların deneyim edebileceği sahiden yeni hiçbir şey yok. Birilerinin J-RYO tipini 2000’lerin başında bitiren şeyin tekrara bağlaması olduğunu hemen üretimci gruba söylemesi gerekiyor. Tıpkı şeyleri tekraren kere oynamaktan bıkmıyorsanız Eiyuden sizi pek üzmeyecektir. Lakin öteki tarafta kalan benim üzere oyuncular içinse bir noktadan sonra sıkmaya başlayacaktır, hele ki oyunun 50 saat civarı sürdüğünü düşünürseniz. Kararınızı ona nazaran vermenizi öneririm.

♦ İnceleme puanlarımız ne manaya geliyor?