Düşününce ayakkabıların tam olarak ayağımızın halinde olması kulağa mantıklı geliyor olabilir. Sonuçta asimetrik ayaklarımızı, neden simetrik ve düz bir şeyin içine sokmaya çalışıyoruz ki?
Geçmişten günümüze ayağımıza giydiğimiz şeyler, periyot haricinde bölgelere nazaran de çok farklılık gösterdi. Çin’de bambaşka bir moda ve âdet varken Avrupa’da apayrı dizaynlar vardı.
Ancak her vakit, ayak halinde ayakkabılar tasarlamaktan kaçınıldı. Pekala neden? Daha konforlu ve bize daha uygun olmaz mıydı?
Eski çağlarda, fazla sivri burunlu ayakkabılar tercih ediliyordu.
12. yüzyılın Orta Çağ Avrupası’nda; “Poulaine” olarak bilinen, üst sınıfların kullandığı tanınan bir ayakkabı vardı. Aşırı sivri uçlarıyla ön plana çıkan ayakkabılar, deriden yapılıyordu ve bir statü simgesi hâline gelmişti. Lakin bu dar burunların yol açtığı birçok sorun vardı.
Parmak konusunda ellerimize çok misal olan ayaklarımızın dar bir burnun içinde sıkışıp kalması, yayılmayı engelleyerek hem ayağın biçimini bozuyor hem de dengeyi zorlaştırıyordu. Bu yüzden, çıplak ayak formunda bir ayakkabıdansa vakitle yürüme ve koşmayı daha verimli hâle getirecek ayakkabılar tercih edildi.
Ayakkabıların ayak halinde tasarlanması, ayağımızla uyumlu bir kalıp ortaya çıkarsa da aslında fonksiyonellik ve üretim konusunda sınıfta kalıyor.
Mesela şayet ayakkabılar ayak formunda olsaydı, her ayağın formunun birbiriyle birebir olmamasından kaynaklı herkes için başka ayakkabılar üretmeyi gerektirirdi. Farklı ayak tiplerine uygun genel bir tasarım, bu sorunu büsbütün ortadan kaldırıyor.
Üstelik sert bir gereçten yapılacağı için muhtemelen ayaklarımıza çok fazla rahatsızlık verirdi ve konforlu olmazdı. Sert gereçlerden yapılmasaydı da günlük aktivitelerimizde gereken konfor karşılanamazdı. İki ucu boklu değnek yani.
Günümüzde ayakkabılar; yürüme, koşma ve öteki aktiviteler göz önünde bulundurularak tasarlandığı için iddia ettiğimizden daha karmaşık bir yapıya sahip.
Ayakkabılarımız, ayağımızın gün içindeki doğal hareketlerini destekleyebilmek ve azamî konforu sağlamak ismine özel olarak tasarlanıyor. Her kısmına özel kumaşlar, destekleyiciler, tabanlıklar,… Yalnızca ayak halindeki bir ayakkabı, bu özel dizaynların hiçbirini karşılayamazdı.
Estetik ve moda faktörlerini de göz arkası edemeyiz.
Üzerimize giydiğimiz, taktığımız şeylerin sadece fonksiyonu değil, aynı vakitte estetiği de karşılaması gerekiyor. Günümüz dünyasında herkesin “ayak fobisi” varken ayak halinde bir ayakkabı dizaynının mantıksız olacağınız geçin, estetik algımıza nazaran gözümüze şık da gelmezdi. Zaten yukarıdaki görsele şöyle bir bakınca, dışarıdan çok da iç açıcı görünmüyorlar güya?
Yine de “barefoot (yalın ayak)” denilen bir akım baş gösteriyor üzere.
Ayaklarımızın biçiminde ayakkabılar tasarlanmıyor da değil. Son vakitlerde popülerleşmeye başlayan bu ayakkabıların, söylenene nazaran birçok yararı da var. Ayak kaslarını güçlendirmesi, doğal halinin bozulmaması, kan dolanımını desteklemesi, eklemleri müdafaası, ayağa ve parmaklara özgürlük sunması üzere çeşitli sebeplerle tercih edilebiliyor.
Yani tekrar de… Ne bileyim… Siz giymeyi tercih edebilecek kısımda mısınız yoksa fotoğrafını görünce bile yüzünüzde bir tiksinme sözü oluşan tarafta mı?
Sizi de ayak fotoğraflarıyla çok rahatsız ettik, kusura bakmayın.
İlginizi çekebilecek başka içeriklerimiz:
