Steam Next Fest biter, bizde liste bitmez 🙂
Steam Next Fest’in son demlerini gelmiş olabiliriz, lakin bu bizim yeni bir liste paylaşmamıza pürüz olamaz, o denli değil mi sevgili Oyungezerler 🙂 Listelerimizin üçüncüsüyle karşınızdayız; burada ilginizi çeken oyunlara yer verebilmiş miyiz bakalım.
Stronghold: Definitive Edition
Bir devirler çok sevdiğimiz GZS serilerindendi Stronghold. Birkaç yıl evvel Stronghold: Warlords çıktı lakin o eski tadı verdiğini söylemek biraz güç. Stronghold: Definitive Edition, bu boşluğu elinden geldiğince doldurmaya çalışacak. Görseller bir ölçü yenilenmiş, günümüz bilgisayarlarında daha rahat oynanabilir hale getirilmiş, uygun olmuş. Öte yandan keşke bir ölçü daha güncelleştirilme yapılsaymış dediğim yerler de oldu. Yeniden de eski tadı verebilecek bir yine üretim olduğunu düşündürdü. Bu türlü olup olmadığını 7 Kasım’dan itibaren göreceğiz.
Vengeance of Mr. Peppermint
Şu oyundaki kahramanı görünce aklına Kazuma Kiryu gelen tek kişi ben olamam herhalde, o denli değil mi:) Yakuza serisi için de buna benzeri bir oyun (Streets of Kamurocho) yapılmıştı. Şu anda o oyun satışta olmadığından boşluğu Vengeance of Mr. Peppermint ile doldurabilirsiniz. Kahramanımız, kız kardeşini öldürenlerden intikam almak niyetinde. Bunun için de yer altı dünyasına savaş açmış durumda. Üzerine akın akın gelen mafya üyelerini yeri geliyor tekme-tokatla pataklıyor, yeri geliyor eline geçirdiği ne varsa başlarına çakıyor. Şiddet dozunun arttığı sahneler de mevcut, uyarmış olayım. Vengeance of Mr. Peppermint ile buluşmamıza fazla bir vakit de kalmadı, 23 Ekim’de geliyor.
Snufkin: Melody of Moominvalley
Her vakit o denli çatışmalı, dövüşlü, hengameli, savaşlı oyunlar olmaz; ortada daha naif oyunlara da talih vermek lazım, o denli değil mi? Bu türlü naif oyunlardan birisi olan Snufkin: Melody of Moominvalley; benim için Next Fest’in hoş sürprizlerinden birisi oldu. Tatlı mı tatlı görselleri, sakin müzikleri, sempatik kahramanı ve beğenilen öyküsüyle, oynanacak oyunlar listesine girmeyi hak ediyor bence. Önümüzdeki yılın birinci çeyreğinde çıkacak. Kendisini merakla bekliyorum, yakından takipteyim.
The Talos Principle 2
İlkini oynayanlar esasen üç aşağı beş üst nasıl bir oyun beklemeleri gerektiğini biliyorlar. Bilmeyenler de bu demoya göz atıp fikir edinebilirler. Tekrar adım adım zorlaşan bulmacalar ve yeniden felsefi iletilerle dolu bir oyun geliyor üzere görünmekte. Önümüzde çok uzun bir vakit da yok bu buluşma için; The Talos Principle 2, 2 Kasım’da oyun severlerle buluşacak.
Microcivilization
Microcivilization, hani şu daima olarak mouse tuşlarına tıklayıp durduğunuz tıpta oyunlardan. Bu sefer, bir medeniyet kurmaya çalışıyoruz. Bir yandan kent kurup geliştiriyor, bir yandan teknoloji ağacında üst kollara hakikat yol alıyoruz. Ortada mamutlarla yahut öbür kabilelerle savaşıyor, kimi vakit da veba salgını, yangın, isyanlarla uğraşmak durumunda kalıyoruz. Baştan uyarmış olayım, bağımlılık yapan bir yanı var 🙂 Bir erteleme görmezse yıl bitmeden buluşacağız kendisiyle.
Telegraphist 1920: Beats of War
Telegraphist 1920: Beats of War; özünde bir ritim oyunu lakin bir ritim oyunu için enteresan görülebilecek bir tema seçilmiş. Bir radyo istasyonunda, telgraftan sorumlu bir asker rolündesiniz. Bildirileri olabildiğince isabetli, eksiksiz biçimde iletmeye çalışıyorsunuz. İddia edebileceğiniz üzere, bildiriler her adımda uzuyor ve daha karmaşık bir hal alıyor. Siz de ritmi tutturmaya uğraş göstermek durumundasınız. Farklı bir ritim oyunu deneyimi sunacağını söylemek mümkün. Çıkış tarihi net olmamakla birlikte, Aralık ayında geleceği belirtilmiş durumda.
Europa
Europa, bir keşif ve bulmaca oyunu. Zee isimli bir android ile Jüpiter’in uydularından birisi olan Europa’da, yok olup gitmiş bir medeniyetin izlerini taşıyan kalıntılarda geziniyor, hayatta kalan son insanın öyküsünü keşfetmeye çalışıyoruz. Bilhassa, Studio Ghibli animasyonlarını anımsatan görsel şekliyle dikkat çekiyor.
Terminator: Dark Fate – Defiance
Gönül Terminator cihanında geçen şöyle sağlam bir aksiyon oyunu oynamak isterdi olağan, lakin şimdilik bir GZS oyunuyla yönetim etmemiz gerek. Yönetim etmemiz gerek derken, Terminator: Dark Fate – Defiance’ın makûs bir oyun olduğunu kastetmiyorum katiyen, yanlış anlaşılmasın. Judgement Day sonrasında yaşananları bahis edinen oyun, o karanlık atmosferi yansıtmayı başaracak üzere görünüyor. Yıkılıp gitmiş kentler, akın akın saldıran Legion güçleri, bir avuç beşerle oluşturmaya çalıştığımız direniş, hepsi bu karanlık tabloya uygun biçimde resmedilmeye çalışılmış. En azından demodan bu türlü bir izlenim edindiğimi söyleyebilirim. Terminator: Dark Fate – Defiance; bir aksilik olmazsa bu yıl içerisinde oyun severlerle buluşacak.
Hidden Kitten
Bu Steam Next Fest’i de kedisiz geçmeyelim dedim, Hidden Kitten’ı da ekleyiverdim listeye. Daha evvel Cats Hidden serisini önermiştim; orada gizli kedileri bulmaya çalışıyorduk. O seriden Cats Hidden in Georgia da demosuyla Next Fest’te yerini almış durumda, onu da paylaşabilirdim aslında. Lakin tekrara düşmeyelim, bir yandan misal bir yandan da farklı olan bir oyun olsun istedim. Hidden Kitten’da yaramaz kedimizin peşinde koşturup etrafta gizli objeleri bulmaya çalışıyoruz. Objeleri bulamazsanız, üzerlerine tıklayarak bulundukları yerler hakkında ufak ipuçları da alabiliyorsunuz. Ayrıyeten kimi objeleri bulmak için kapıları, dolapları, çekmeceleri açmak, örtüleri kaldırmak, çalıları aralamak gerekiyor. Münasebetiyle, yalnızca birinci başta görünenle yetinmeyip karşınızdaki sahnenin her bir köşesini düzgünce incelemeniz gerek. Hidden Kitten’ın çıkış tarihiyse 23 Ekim.
The Midnight Crimes
Bu Steam Next Fest de benim adıma pek verimli geçti. Oynamayı planladığım birçok oyun eklendi listeme. The Midnight Crimes da onlardan birisi. Sen de her demoyu bir oyuna benzetiyorsun demezseniz, müsaadenizle burada da bir benzerlik kurmak istiyorum; The Midnight Crimes’ın The Wolf Among Us’ı andıran bir yanı var ya da bana o denli geldi, bilemiyorum 🙂 Görsel üslubu misal. Bunun yanında tekrar sıkıntılı bir dedektifi yönetiyor oluşumuz ve tekrar dedektifimize yardımcı olan bir sevgilisinin bulunması üzere ayrıntılarla da bana The Wolf Among Us’ı hatırlattı. Haliyle de sevdiğim ve çıktığında oynamam lazım dediğim oyunlardan oldu.
