Arabalara olan tutkumun tam olarak ne vakit başladığını hatırlamıyorum. Lakin oyunlara olan tutkumun körüklenmesine Need For Speed: Hot Pursuit’in neden olduğuna eminim. O vakitler bile dört tekerli canavarların hızlanmalarını izlemek bana fevkalade keyif veriyordu. Yıllar boyunca da yarış oyunlarının her türlüsünü denemeyi kendime bir hobi ettim. Bu yüzdendir ki yarış oyunlarının “zirvesini” geride bıraktığına inanıyorum.
Bu durum kulağa her ne kadar makus geliyor olsa da aslında bu cinsin daha steril hale gelmesine imkan sağladı. Yani her yıl birbirinden makus yarış oyunları oynamak yerine, 2-3 senede bir gelen harika oyunlara şahit oluyoruz. Eminim hepimiz Blur 2’yi ya da yeni bir Flatout oyununu istiyoruz ancak bu steril ortam sayesinde her şeyi muadillerinden çok daha uygun yapan Forza Horizon 5 üzere oyunlara da kavuşma fırsatı buluyoruz.
Fren Uzaklığı
Forza Horizon 5’i (FH5) incelemeye başladığımı söylediğimde dostlarımın büyük bir kısmı oyunun FH4’ün gibisi üzere göründüğünü düşündüklerini söyledi. Aslında bu söz çok da yanlış değil. Hatta bu noktada FH5’in aslında “makyaj operasyonu” görmüş bir FH4 olduğunu söyleyebilirim. Hayat döngüsünün ortasına gerçek gelmeye başlayan FH4, bu güncelleme ile birlikte yeni kuşağa selam çakarak ülkü ve nokta atışı değişimler geçirmiş. Ama asıl büyük değişimin Forza Horizon 6 ile gelebileceğine inanıyorum.
Pekala nedir bu değişimler? Aslında en büyük değişim -sizin de bildiğiniz gibi- yeni lokasyonumuz Meksika. Birleşik Krallık’tan tam yüzde 50 oranında daha büyük olan bu haritada farklı farklı bölgeler bulabiliyorsunuz. Ve inanın bana, haritanın bu büyüklüğünü kemiklerinize kadar hissedebiliyorsunuz. Meksika’da vakit geçirmeye alıştıkça, Birleşik Krallık gözünüzde küçük bir kum havuzuna dönüşmeye başlıyor. Ciddiyim, FH4’ü tekrar denemek istediğinizde bu farkı net olarak hissedeceksiniz.
Görsellik aklınızı alacak
Günümüzde “açık dünya” dendiğinde artık hepimiz biraz huzursuz oluyoruz biliyorum. Ama Playground Games bu noktada da bizleri kırmamış. Devasa harita içerisinde yapabileceğiniz -birazdan birçoklarına değineceğiz- pek çok aktiflik var. Haritanın her köşesinden yeni bir şeylerin fışkırıyor olması Meksika’yı bomboş bir haritadan, mükemmel bir oyun alanına dönüştürüyor. Aslında geliştiricinin de -pun intended- yapmak istediği şey bu hissi oyuncuya aktarabilmek.
Farklı farklı bölgelerden oluşan yeni haritamızda isterseniz yağmur ormanlarına dalarak eski Aztec mimarilerini inceleyebilir, etkin bir volkanın zirvesine tırmanabilir, Baja’da tozu dumana katabilir ya da haritanın bir ucundan başka ucuna giden 15 kilometrelik yolda sürat testleri yapabilirsiniz. Açık dünyada aradığınız o özgürlük hissini çok ancak çok düzgün veriyor Forza Horizon 5. Hatta yalnızca bu yüzden bile vazifelere ya da gitmek istediğim bölgelere asla süratli seyahat kullanmadım yaklaşık 30 saatlik deneyimim boyunca. O yolu hissetmek, Meksika’yla bütünleşmek süper bir his katiyen.
Yeterli Bir Dinleyici
“Müşteri her vakit haklıdır” ideolojisi bana oldum mümkün yanlış gelmiştir. Ancak bahis oyunlar olduğunda, oyuncuları dinlemek ve buna nazaran hareket etmek hanenize kocaman bir artı yazdırıyor. Bu kapsamlı “makyaj operasyonunda” bu yolu izleyen Playground Games, FH4’te göze batan tüm kırışıklıkları ütülemiş. Beni en çok etkileyen şey ise ses motorunun akıl almaz derecede geliştirilmiş olması.
Paranın Satın Alamadığı Hoşluklardan
Klasik bir araba hayranı olarak motor seslerine önemli bir takıntım var. Ancak bu hususta hassas olmayan bireylerin bile farkında olmadan etkilendiği bir durum bu. Örneğin oyunda kullandığınız arabaların tamamının sesi birebir olursa, siz fark etmeseniz bile, oyundan kısa müddette sıkılmanıza neden olabilir. Forza Horizon 4’te de en çok canımı sıkan şey bu olmuştu açıkçası. Hatta bildiğim kadarıyla büyük tenkitler aldı bu hususta geliştirici takım. Arabaların tamamı tıpkı sesi çıkartmıyor olsa da motor ve ambiyans sesleri boğuk ve yetersiz kalıyordu. FH5’te ise bu durum baştan aşağı değiştirilmiş.
İnanılmaz bir ayrıntı var artık tüm arabaların motor seslerinde. Hibrit dayanaklı motorların elektrikli motor tınısını, süperşarjın sesini, turbonun nefes alıp verişini oyunu kulaklık takmadan oynasanız bile duyabiliyorsunuz. Hatta şayet oyunu kabin kamerasına alırsanız bu hazzı iliklerinize kadar yaşayabilirsiniz.
Mevte Gidelim Dedin De Mazot Mu Yok Dedik?
Kabin demişken, hayat alanlarının eskisinden çok daha ayrıntılı olduğunu söylemekte yarar var. Bindiğiniz her aracın kabini tekrar teğe bir modellendiği üzere, özel animasyonlarla da desteklenmiş. Örneğin Dodge Viper’ın redline’ına ulaşması ile birlikte ana ekranında beliren kaplan simgesi aklımı oynatmama neden oluyordu. Birebir şey Ferrari ve McLaren modellerinin direksiyon üzerinde bulunan periyot sayaçları için de geçerli. Hatta Koenigsegg Jesko’nun gyro’lu dijital gösterge panelini bile yapmış adamlar, akıl alır üzere değil.
Simülasyon Arayan Asetto Corsa’ya Gitsin!
Bu inanılmaz ayrıntı düzeyi elbette oyunun geri kalan kısmına da işlenmiş. Tekrar de Forza Horizon 5’i standart bir simülasyon olarak kıymetlendirmek imkansız. İşte bu noktada da Forza serisinin yeni yeni kazanmaya başladığı arcade istikametini görüyoruz.
Simülasyon tipi yarış oyunları eskisi kadar ilgi görmüyor ve Playground Games bunun farkında. Bu sebeple her iki tarafı da mutlu edecek çok tatlı bir nokta bulmayı başarmış geliştirici. Oyunu saf bir simülasyon olarak oynamak isteyenler yarışlara ve arabalara odaklanırken, canı sıkıldığında eğlenmek isteyenler yeni vazife tiplerine dahil olabiliyor. Örneğin bir battle royale modu olan Eliminator yeniden oyun içerisinde sizleri bekliyor. Ya da isterseniz Forza Arcade üzerinden farklı farklı misyonlar sunan bir turnuvaya da katılabilirsiniz.
Oyunun Büyük Kısmını Anime Hızlı Civic Type R’ım İle Oynadım
Oyunun ana misyonları tekrar “festival” temalı. Yani yapmanız gereken vazifeleri tamamladığınızda şenliğin o bölgesi büyüyerek bir ana alan haline geliyor. İçerisinde üç ya da dört adet vazife bulunduran altı ana misyonumuz var oyunda. Bunların en sonunda ise bir “boss” savaşı olarak nitelendirilebilecek devasa yarışlar mevcut. Ancak ben bu yarışlara bir türlü alışamadım.
Aslında tüm haritayı baştan aşağıya gezme fikri kulağa epeyce eğlenceli geliyor. Birinci devasa yarışımı yaptığımda da etrafın değişimi ve atmosfer beni çok etkiledi. Zira bu yarışlarda tüm Meksika’yı baştan sona dolanmanız gerekiyor. Bu da çamurlu yollardan, asfalta, ormanlara hatta dağlara uzanan bir seyahat manasına geliyor. Lakin bu yarışlar kağıt üzerinde uygun görünse de, yaklaşık 25 dakika sürdüklerinden bir noktada beyninizi yorar hale geliyorlar. İkinci, üçüncü devasa yarışta artık “yeter yahu” moduna giriveriyorsunuz.
Devasa bir yarışta daima durumların değişmesi heyecanı artıracak tek etken olabilirdi. Ancak yapay zeka konusunda da sınıfta kalmış Forza Horizon 5. En üst zorluk düzeyinde oynamama karşın birkaç yarış dışında ikinci kere denediğim bir yarış olmadı.
Tekrar de bunun gelecek bir güncelleme ile kısa müddette düzeltileceğine inanıyorum. Lakin şimdilik çevrimiçi yarışlar tek tercihiniz olabilir rekabetçi yarış manasında. Buna karşın çoklu oyuncu kısmı da pek stabil çalışmıyor şimdilik. Arkadaşlarımla birkaç yarış yapma fırsatı bulduk ama bilhassa arcade modunda sık sık kopmalar ve oyunun kendini kapatması üzere farklı şeylerle baş başa kaldım diyebilirim.
Gelelim bu misyonların en tatlı yanı olan “Horizon Hikayeleri” kısmına. Bir nevi yan misyon olan bu öyküler, Forza Horizon 4’tekine göre biraz daha geliştirilmiş. Tamamı Meksika’ya özel vazifeler epey eğlenceli ve kıssaya renk katan eklemeler olmuş. Örneğin Vocho isimli vazifede oyunda yalnızca bu misyonda bulabileceğiniz bir Volkswagen Beetle’a kavuşabilirsiniz. Vazife boyunca seçtiğiniz rotalar da bu Beetle’ın son haline tesir ediyor. Ya da isterseniz Meksika’nın meşhur güreş sahnesinin bir konuğu olabilirsiniz. Yani ana misyonlardan sıkıldığınız an imdadınıza yetişiyor kıssalar.
Tıpkı formda “Kayıp Araçlar” geleneği de devam ediyor. Meksika’nın dört bir yanında bulabileceğiniz ahırlardan, spesifik modelleri çıkartabiliyorsunuz. Bu da benim için adeta bir hobiye dönüştü kısa mühlet içerisinde çünkü bulduğunuz araçların tamamı birer klasik. Araba dünyasının olmazsa olmazı kimi modeller yalnızca buradan elde edilebiliyor.
Meksika’nın Güneşi
Özcesi Meksika sonları size muazzam bir atmosfer ve ambiyans sunuyor. Yeniden harita üzerinde önemli eksikliğini hissettiğim şeylerden biri büyük kentler oldu. Bu devasa haritada yalnızca bir adet büyük kent mevcut. Sizi bilmiyorum lakin ben Meksika’nın kalabalık kentlerinin orta sokaklarında müsabakayı da isterdim. Zira vakit zaman NFS: Underground oynadığım günlere götürdü beni Forza Horizon 5.
Yeniden aracın her kesimini değiştirebiliyor olmamız büyük bir avantaj mutlaka. Hatta bunu yarışlardan evvel ayarlayabiliyor olmak da size taktiksel bir avantaj veriyor. Daha evvel yarıştığınız bir pistte müsabakadan evvel süspansiyonlarınızı ayarlamak katiyen değerli. Tekrar aracınızı bir muhteşem arabaya çevirebilecek güncellemeler de mevcut oyunda. Hazır ayarları araçlarınıza yüklemek için ise biraz fazla para ödemeniz gerekiyor. Yalnız unutmayın, bu değişimler araçların tüm istikrarını bozuyor çoklukla.
(Un’icona) Bir İkon
Sürüş mekanikleri ise her zamankinden çok daha oturaklı. El freni ile rahatça dönebildiğiniz virajları unutun çünkü Forza Horizon 5’te blokaj yemeniz içten bile değil. El frenini çektiğiniz anda art lastikleriniz kitleniyor ve başınıza bela almış oluyorsunuz. Eskisine göre daha simülasyon üzere hissettiren bu sürüşü şahsen ben çok beğendim. Bilhassa gece vakti sürüşler inanılmaz derecede atmosferik hale geliyor.
Gece demişken takıldığım bir sıkıntıya daha değineyim. Forza Horizon 5’te gece-gündüz döngüsü olduğu için daima bir hareket halinde hissediyorsunuz. Ancak bunu manuel olarak değiştirme talihiniz yok. Örneğin ben bu atmosferik gece sürüşlerini sık sık gerçekleştirmek istiyorum. Lakin bunun için gece olmasını beklemem gerek. Bir de sanırım gece epeyce çabuk bitiyor oyun içerisinde.
Koleksiyoncu
Forza Horizon 4’te de olduğu üzere harika bir araba listesine sahip FH5. Çağdaş hiper arabalardan tutun, klasik ralli modellerine kadar her türlü spesifik aracı listede bulabilirsiniz. Japon klasikler ile doldurduğum garajımda şu anda 100’den fazla araç olmasına karşın açmadığım yüzlerce araç daha mevcut. Serinin araba ve para kazanımı konusunda da elinin bollaştığını görebiliyorsunuz.
Zati elinin de bollaşması gerekiyor zira Meksika’da mesken sahibi olabilmek mümkün. Bu konutların fiyatları 7 milyondan – 15 milyon krediye kadar değişiyor. Bir ışınlanma noktası olarak kullanabileceğiniz evlerinizden karakterinizi değiştirme fırsatınız da var. Şahsileştirme manasında da seçenekler bir epey artmış. Hatta isterseniz karakterinize protez kol ya da bacak bile takabiliyorsunuz.
Türkçe altyazı ise ortalamanın biraz altında kalmış. Yanlış çeviri kaynaklı anlatım bozuklukları üzere problemlerle karşılaştım. Tekrar de çok göze batan önemli bir sorun değil bu. Bir başka sorun da -en azından benim için- radyolar oldu. Uzun oyun seanslarında çok çabuk tekrara düşüyor müzikler. Ayrıyeten tüm playlist’i beğendiğimi de söyleyemeyeceğim. Natürel ki zevkler ve renkler sıkıntısı lakin isterseniz size şuraya kendi elceğizlerim ile hazırladığım Spotify listemi bırakıyorum. Bangır bangır.
Son Kelam
Bitirmeden oyunun “sezon” sistemine de değinmek istiyorum. Yeni gelen bu sistem ile her hafta yeni bir mevsimi oynayacağız üzere görünüyor. Yazıyı yazdığım esnada Islak Mevsim devredeydi. Her dönem içerisinde yapmanız gereken misyonlar ve bu misyonlar karşılığında alabileceğiniz mükafatlar bulunuyor. Hatta DeLorean bebeğimi de bu sayede elde edebildim. Bu da tüm vazifeleri bitirmiş olsanız bile yapacak yeni şeyler için Forza’ya dönebilmenize neden olacaktır diye düşünüyorum.
Forza Horizon 5, şu anda oynayabileceğiniz en âlâ yarış oyunu. Hem araba tutkunlarına hem de her türlü oyuncuya hitap edebilen Forza Horizon 5’in, Xbox Game Pass kapsamında olması da hanesine kocaman bir artı daha yazdırıyor. Yılın oyunu tartışmalarına basitçe girebilecek FH5, günün tüm yorgunluğunu omuzlarınızdan alacaktır. Artık müsaadenizle, ben Meksika’ya geri dönüyorum.
