Yönettiği ve vakit zaman içerisinde yer aldığı sinemalarıyla sinema tarihinin tahminen de en çok bilinen direktörlerinden biri haline gelen Quentin Tarantino, bugüne kadar kendisini korkutmayı başaran sineması açıkladı. Soysuzlar Çetesi, Kill Bill, Rezervuar Köpekleri, Nefret Sekizlisi üzere kanlı ve şiddetli sahnelerin çokça olduğu sinemaların direktörlüğünü yapan Tarantino’nun kolaylıkla korkan biri olmadığını varsayım etmek mümkün. Ünlü direktörü korkutmayı başaran sinema ise ruhsal olarak kendisinde büyük tesir yaratmış.
‘Bir Zamanlar…Hollywood’da’ sinemasının roman uyarlamasının tanıtmak için The Late Show with Stephen Colbert isimli programa konuk oldu. Dehşet sinemalarına büyük hayranlık duyduğunu belirten Tarantino, birebir vakitte sinemalardan çoklukla korkmadığını da tabir etti. Ancak ünlü direktör, John Carpenter’ın klasikleşen kaygı sineması Şey’i (The Thing) izlediğinde korktuğunu açıkladı.
“Karakterlerin içinde bulunduğu psikolojiyi yaşadım.”
John Carpenter’ın ‘Şey’ (The Thing) sineması için “her ne kadar şu ana kadarki en güzel sinemalardan biri olmasa da bence en düzgün endişe sinemalarından biri” diyerek hayranlığını tabir eden Tarantino, sinemadan duyduğu endişeyi şu sözlerle aktardı: “Şey beni korkutmuştu. Bu da beni neden korktuğumu anlamak için sineması mercek altına almaya itti ve bence sebebi şu: sinemadaki adamlar kutup araştırma merkezinde kapana kısılmış durumdalar ve hepsini yutacak olan Şey içlerinden birisi. İçlerinden hiçbiri de ezelden beri tanıdıkları kişinin bu Şey olup olmadığını bilmiyor. Sinema de bunun paranoyasını o kadar somut ve gerçekçi bir boyuta taşıyor ki paranoya bir mühlet sonra dördüncü duvarı kırıp seyirciye de sıçrıyor. Ben de tıpkı karakterler üzere hissetmeye başlamıştım.”
Tarantino, Rezervuar Köpekleri sinemasını yazarken de Şey sinemasında hissettiği bu elementi yakalamaya çalıştığını belirtiyor. Sinemadaki ‘herifleri’ bir depoda kapalı tutup kimsenin kimseye güvenemediği bir ortam oluşturup paranoya yaratmayı hedeflediği söyleyen ünlü direktör, tıpkı Şey sinemasında olduğu üzere bu hissi seyircilere aktarmak istediğini belirtti. Pekala Şey sineması hakkında sizin niyetleriniz neler? Rezervuar Köpekleri’nde emsal bir his yaşadınız mı? Yorumlar kısmında fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
