UFO’nun Patentini Alan Gizemli Mühendisin Hayranlık Duyacağınız Dehası: Tasarımını ABD Ordusuna Göndermiş!
“Modern Da Vinci” olarak isimlendirilen Alexander Weygers, kendini onlarca alanda geliştirmişti. İsmini anacağımız bahislerden biri de günümüzdeki uçan dairelerin patentini almış olmasıydı.
Heykeltıraş, mucit, denizci, asker, makine ve havacılık mühendisi, sanatçı, dizayncı, istihbaratçı, illüstratör, makinist, marangoz, elektrikçi, tesisatcı, arıcı, demirci, öğretmen… Evet, bunların hepsini tek bir adam yapıyordu ve o adam, Alexander George Weygers’ten diğeri değildi.
Hayatı boyunca birbirinden farklı alanlarda kendini geliştiren Alex, bir dâhiydi desek abartı olmaz. Gelin, bu farklı adamın kıssasına ve UFO’nun patentini alma serüvenine birlikte bakalım.
Ebeveynleri onun birinci ilham kaynağıydı.
Hollanda’da doğan Weygers’in anne babası, ona birçok ilgi alanını aşılamıştı. Edebiyat ve çeşitli lisan dersleri veren annesinden lisan maharetini, babasıyla Endonezya’da çıktığı botanik keşiflerinden ise doğa ve tasarım sevgisini almıştı.
Henüz ortaokuldayken “demircilik” alanına ilgi duymaya başladı. Daha sonra ise makine mühendisliği ve gemi inşası kısımlarını bitirdi. Bunlara ek olarak Lahey Kraliyet Sanat Akademisine de bir mühlet katıldı.
Sanatı mühendislikle harmanladı.
Hayatına makine ressamı (mühendisler tarafından belirlenen taslak, şema ve ölçüler doğrultusunda ilgili makinelerin bilgisayar takviyeli çizim ve dizaynlarını yapan kişi) olarak devam ediyordu lakin eşinin vefatının akabinde bu mesleği bıraktı.
Seattle Sanat Enstitüsünde katıldığı yaz derslerinde heykele dair hayli şey öğrenmişti. Hatta dünyaca ünlü heykeltıraş Lorado Taft’in dikkatini çekmeyi bile başarmıştı. Lorado Taft Midway Stüdyoları’nda burs almaya hak kazanan Weygers, en dikkat cazibeli heykellerinden biri olan “Mouring”i burada yaratmıştı.
İstihbarat vazifelisi bile oldu.
Sanattan vazgeçemiyordu. Ünlü merkezlerde, sanatın çeşitli taraflarını inceliyordu. 1930’lu yıllarda ise bir stüdyo kurarak öğretmenlik yapmaya başlamıştı.
Malayca, İtalyanca, Almanca, İngilizce ve Felemenkçe bilmesi; ABD ordusuna katılıp istihbarat operasyonlarında misyon almasına önayak oldu.
Günümüzde “UFO” olarak bildiğimiz dairesel hava araçlarından esinlenerek ortaya bir tasarım çıkardı ve patentini aldı.
Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde, bilhassa San Francisco ve Chicago’da, tasvir edilen dairesel uçağın birçok detaylı çizimini yapıp ABD ordusunun tüm şubelerine göndermişti.
O devirde “diskopter” olarak isimlendirdiği, UFO’lardan esinlenerek tasarlanan uçan gemi, ordunun ilgisini çekmişti lakin başlarında savaşlar üzere daha kıymetli hususlar olduğundan bu türlü bir şeye hazır olmadıklarını söylemişlerdi.
Yine de Weygers, 1944 yılında diskopter tasarımı için ABD Patent Ofisinden patentini almıştı. Bu tasarım, şimdiye dek geliştirilen uçan diskli araçların prototipi olmuştu.
Weygers, o kadar çok alanda kendini geliştirdi ki ona “Modern Leonardo da Vinci” deniyor.
Hayatı boyunca farklı disiplinlerde görev alan dâhi; 2008 yılında, ikinci eşiyle inzivaya çekildikleri meskende hayatını kaybetti. Weygers’in çalışmaları hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Ona hayranlık duyan ve ondan ilham alan birçok takipçisi var.
Eserlerinden bazılarına göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
İlginç kıssalarıyla sizi içine çekecek öteki içeriklerimiz:
