Yerel Seçimlerde Oylar Eşit Çıkınca Kuraya Gidildi! Peki Kura Çekip İşi Şansa Bırakmak Ne Kadar Doğru?
Ülkemizde dün gerçekleşen seçim sonuçlarının akabinde başlarda yeni bir soru işareti oluştu. Kura ile yapılan muhtarlık seçimleri demokratik prensiplere alışılmamış değil mi?
31 Mart itibarıyla gerçekleştirdiğimiz lokal seçimlerin ardından çeşitli bölgelerde ortaya çıkan ‘eşit oy’ muhabbeti başları karıştırdı. Özellikle muhtarlık seçimlerinde birçok bölgenin adayları eşit oy alınca muhtarlar, kura ile belirlendi.
“Kura ile lider seçilir mi?” soruları gündeme gelirken neden ikinci bir seçimin yapılmadığı da merak edilenler ortasında. Lakin görünen o ki seçim yenilense de sonuçlarda bir değişiklik olacak üzere değil. Nasıl olduğunu gelin kısaca anlatalım.
Özellikle bu seçimde, birçok bölgede muhtar adaylarının eşit oy aldı.
Dün, ülkemizin çabucak her bölgesinde bu haberle karşılaştık. Erzincan’ın Girlevik Köyü’nde Edanur Akbaş ve Rukiye Tutan eşit oy aldı, sonucu ise kurayla belirlenerek Edanur Akbaş muhtar seçildi. Tekrar Bursa’nın İnegöl ilçesinde de aynı senaryo yaşandı.
Hatta birebir olaydan dolayı Elazığ’dan yürek burkan bir haber geldi. Günbağlı Köyü’nde muhtar adayı Mustafa Demir, öteki adayla eşit oy alıp kuraya kaldıktan sonra kurayı da kaybedince kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Peki kura ile seçim yapmak ne kadar yasal?
Neredeyse her lokal seçimde benzeri bir tablo ile karşılaşıldığı için bu soru, uzmanlar tarafından yanıtlandı. Adalet Bakanı Yardımcısı Ramazan Can, seçim süreçlerinde eşitlik durumlarıyla karşı karşıya kalabileceğimizi belirtirken Türkiye’de bu durumda uygulanan kura çekiminin, uzun yıllardır var olan bir gelenek olduğunu ve seçim sürecinin pratik idaresi için bir tahlil olarak kabul edildiğini söylüyor.
Bu hususta farklı görüşler var. Kimileri kura çekiminin en kolay tahlil olduğunu savunurken bazıları ise halkın iradesinin yine tabir edilmesi ve yine bir seçim yapılması gerektiğini düşünüyor. Pekala sizce hangisi yanlışsız?
Ramazan Can, seçim iktisadı gereği eşitlik durumunda halkın iradesinin bir formda neticelenmiş olduğunu belirterek bu durumda diğer bir tahlil yolunun bulunmadığını vurguluyor.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ise bu türlü bir durumda seçimlerin yenilenmesi gerektiğini savunanlar ortasında. Kura çekiminin de bilhassa belediye başkanlığı için emsal teşkil etmediğini söz ediyor.
Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Türkiye’de bu tıp durumların daha evvel yaşandığını ve kura çekiminin mevzuata bakıldığında uygun olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Çağlar Özel de kura çekiminin Türkiye’de klasik olarak tercih edilen bir formül olduğunu ve seçimin tekrarlanmasının zahmetli ve masraflı olduğunu belirtenler ortasında.
Mevzuata bakıldığında muhtarlıkla ilgili bu türlü bir eşitlik kelam konusuysa kuraya gidilebileceği belirtiliyor.
Tüm bu görüşler, ülkemizdeki seçim süreçlerinde eşitlik hâlinde uygulanan kura çekiminin, pratik bir tahlil olarak kabul edildiğini gösteriyor.
Yaşanan bu eşitlik durumlarına karşı belirlenen formüllerin, demokratik sürecin işleyişine uygunluğu ve halkın kabulü kıymetli bir tartışma konusu olsa da tekrarlanacak seçimde sonucun yüksek oranda birebir kalacağı ve bu durumun zahmetli olacağı görüşlerinden dolayı muhtarlık seçiminde eşit oy alanlar kura ile seçiliyor.
İlginizi çekebilecek öbür içeriklerimiz:
