Havacılık Tarihinin En Gizemli Olaylarından Biri: 2 Kişi Tarafından Kaçırılan ve Bir Daha İzine Rastlanmayan Boeing 727 Uçağı

Bir yolcu uçağının çalınması, sahiden de hayli hayal gücü zorlayıcı bir senaryo üzere gelebilir, lakin 25 Mayıs 2003 tarihinde Afrika’nın gizemli topraklarında bu türlü bir olay gerçekleşti.

1975 yılında American Airlines için üretilen bir 727 tipi uçak, 25 yıl boyunca hizmet vermiş ve akabinde 2000 yılında Miami merkezli bir kiralama şirketine satılmıştı. Lakin hukuksal ve mali sıkıntılar nedeniyle uçağın kullanımı durdurulmuştu.

25 Mayıs sabahı, herkesin yıllardır konuşacağı ve sırra kadem basılan o meşhur kayıp gerçekleşecekti. Üstelik uçağı kaçıranlar da iki sivil kişiydi. 

Luanda’nın Quatro de Fevereiro Havalimanı’nda 14 ay boyunca terkedilen uçak, Angola Havayolları ile kira mukavelesinin sona ermesinin akabinde Nijerya merkezli yeni kurulan IRS Havayolları’na kiralandı.

IRS Havayolları için hazırlık süreci sırasında teknik zorluklarla karşılaşılan uçak, hâlâ Amerikan Havayolları’nın renklerini taşıyordu. Uçağın üzerinde yalnızca IRS harfleri bulunacaktı. Boyama süreci gerçekleşirken kimsenin beklemediği bir olay yaşandı.

25 Mayıs 2003’te, şafak sökmeye başladığında kontrol kulesinin altına park edilmiş olan uçağa iki kişi bindi. Bu şahıslardan biri Ben Charles Padilla’ydı. Kendisi, mekaniker ve özel pilot lisansına sahipti. Diğeri ise sıradan bir vatandaştı. Karanlıkta kimse fark etmeden bu iki kişi uçağa girdi ve hızlıca 727’yi uçuşa hazırladılar.

Normalde bir Boeing 727’nin uçabilmesi için kokpitte üç mürettebat bulunması gerekirken o gün yalnızca iki kişi vardı.

Yüksek ihtimalle ikisi de 727’yi uçurma konusunda deneyimsizdi. Motorları çalıştırıp pist başına gerçek taksi yaparak havalanmaya başladılar. Bu sırada kule, uçakla bağlantı kurmaya çalışsa da beklenen karşılık vaktinde gelmedi. Dev uçak, gün doğmadan havalanarak gözden kayboldu.

Herkes, havacılık tarihinde eşsiz bir olayla karşı karşıyaydı. Güvenlik güçleri süratle alarma geçmiş olsa bile kaybolan bir Boeing 727’ye karşı tesirli bir tedbir almak hayli zordu. Uçağı IRS Havayolları’na kiralayan şirketin ABD merkezli olması nedeniyle uçak hâlâ Amerikan tescili taşıyordu.

Üstelik 11 Eylül saldırılarından yalnızca birkaç yıl geçmişti ve Afrika’nın çeşitli yerlerinde faaliyet gösteren terörist kümeler, bu uçağı tekrar Amerika’ya karşı bir tehdit olarak kullanabilirdi.

Dahası da var. IRS Havayolları için hazırlanan uçak, yolcu koltukları sökülüp yerine dizel yakıt tankları monte edilerek dönüştürülmüştü.

Luanda Havalimanı’ndaki bu dönüşüm sürecinden sonra uçak, elmas madenlerine dizel yakıt taşımak için kullanılacaktı. Bu yüzden her an potansiyel bir yakıt yüklü bomba olarak Amerika’ya karşı kullanılırsa garip karşılanmazdı.

Bundan ötürü da Amerikan istihbaratı, derhal uçağın peşine düştü. Uçağı kaçıran iki kişi, olaydan evvel uçakta bulunan yakıtla yalnızca 2400 kilometre kadar yol alabilirdi.

Gidebilecekleri uzaklık sonlu olduğu için Luanda’nın her noktası arandı. Ne karada ne de okyanusta maalesef hiçbir sonuç alınamadı. 

Aradan tam 6 yıl geçtikten sonra Sahra Çölü’nün ortasında bir uçak enkazı bulundu.

2 Kasım 2009’da Mali hudutları içinde keşfedilen bu enkaz, sıradan bir uçak kazasına benzemiyordu. Bulunan enkaz, Boeing 727’ye aitti ve görünen o ki uçak sağlam bir formda çöle indirilmiş, akabinde da kalıntı bırakılmaması için ateşe verilmişti.

Direkt bu uçağın 2003’te gözlerden kaybolan ve hiçbir izine rastlanılmayan 727 olduğu akıllara geldi. Uçağa dair kâfi kanıt olmadığından ötürü kanıtlanmış bir durum elbette yok fakat kesimler birleştirildiğinde bu uçağın, tüm işaretler doğrultusunda 2003 yılında Angola’da çalınan bir Boeing 727 olduğu düşünülüyor.

Uçaklarla ilgili başka içeriklerimiz: