Hamilelikte Annenin Beslenme Şekli Bebeğin Yüz Şeklini Gerçekten de Belirliyor mu?
Gamzesi olan ya da burnu küçük olan insanların annelerinin hamilelikte beslenme rutinlerinin genelde birebir olduğunu kesinlikle duymuş olmalısınız. Bu bir kent efsanesi üzere dursa da aslında gerçek olabilir mi?
Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, sosyal medyada dolanan bu söylentilerin gerçekliğini doğruluyor olabilir mi?
Hamilelikte annenin beslenmesi, her ne kadar genetik faktör ön planda olsa bile az da olsa çocuğun yüz sınırlarını belirleyebiliyor. Uygun de nasıl?
Araştırmalara nazaran annenin beslenme sistemi, sandığımızdan da kıymetli.
Hamilelik sırasında annenin beslenmesinin, bebeğin yüz görünümü üzerinde belirleyici bir rol oynayabileceğini gösteren yeni araştırmalar, insanların yüz çizgilerinin genetik faktörlerin yanı sıra çevresel tesirler tarafından da şekillendirilebileceğini ortaya koyuyor.
Nature Communications’da yayımlanan bir çalışma, annenin diyetindeki protein düzeyinin, embriyoların kraniofasiyal gelişimini etkileyerek çeşitli yüz özelliklerine neden olduğunu gösterdi. Kulağa ne kadar değişik geliyor değil mi?
Yüksek proteinli diyetlerin ekseriyetle daha besbelli çene ve kalın burun kıkırdakları ile ilişkilendirildiği keşfedildi.
Hamile fare ve balıklara, farklı protein seviyelerinde diyetler verilerek yapılan deneylerde mTORC1 ismi verilen genlerin aktivitesinin yavruların yüz sınırlarını besbelli bir biçimde değiştirdiği gözlemlendi.
Daha fazla protein tüketimi, çoklukla geniş ve besbelli çenelere, kalın burun kıkırdaklarına ve dolgun yanaklara yol açarken; düşük protein alımı ise daha ince, sivri yüz sınırlarına ve daha uzun, dar burunlara neden olabiliyor. Bu bulgular, insanların fizikî görünümündeki ince farklılıkların, annenin hamilelik sırasında ne yediğine bağlı olarak nasıl şekillenebileceğini gösteriyor.
Yani aslında makul bir coğrafik bölgede yiyecek kaynakları sınırlıysa, bu çeşit özelliklerin evrimsel bir avantaj sağlayabileceği düşünülüyor. Bir bölgenin insanlarının neden birbirlerine benzediklerini artık daha âlâ anlayabiliriz değil mi?
