Doğanın gizemli ve etkileyici yaratıklarından biri olan anakondalar, boyutları ve değişik davranışlarıyla büyük bir merak uyandırır. İşte, anakondalarla ilgili duyduğunuzda küçük lisanınızı yutacağınız üç bilgi.
Günlük hayatınızın bir noktasında ürkütücü uzunlukları ve insan yemeleri üzere çeşitli mevzularda anakondalar hakkında çıkan dedikodulara kulak konuğu olmuş olmanız hiç de şaşırtan bir durum olmazdı.
Peki, dünyanın en büyük yılan cinslerinden biri olan ve çeşitli Güney Amerika ülkelerinde yaşayan bu zehirsiz hayvanları bu kadar ünlü yapan özellikler neler? Dilerseniz daima birlikte göz atalım.
Anakonda nedir, nerede yaşar? Bu değişik yılanı tanıyalım:
Güney Amerika’nın tropikal cennetlerinde yaşayan anakondalar, Boidae ailesine aittir. Bu dev yılanların dört farklı tipi bulunsa da, ekseriyetle akla gelen en büyük çeşit yeşil anakondalardır. Öteki çeşitler ortasında Sarı anakonda, Beni anakondası ve koyu benekli anakonda da bulunmaktadır. Lakin, yeşil anakondalar bu aile içinde en yaygın olanlardır.
Bu dev yılanlar, bazen 250 kilograma kadar çıkabilen tartılarıyla dikkat çekerler. Şaşırtan bir formda, ekseriyetle dişiler, erkeklerden daha uzun uzunluklu olurlar. Anakondalar, bilinenin tersine zehirli değillerdir ve büsbütün fizikî güçlerini kullanarak avlarını denetim altına alırlar.
Brezilya, Kolombiya ve Venezuela üzere ülkelerde bulunabilen bu anakondalar, tabiatın eşsiz bir modülü olarak tropik bölgelerdeki suların etrafında gizemli bir ömür sürerler.
Anakonda hakkında bilgiler:
Dişi Anakondalar Bazen Eşlerini Yerler
“Yeşil anakondaların aşk hayatı, nitekim de bir ‘hayatta kalma oyunu’! Dişi anakondalar, birden fazla erkekle çiftleşebilen ‘çok eşli’ hayvanlardır. Bu durum, bazen ‘üreme partisi’ ismi verilen, 10’dan fazla erkeğin bir dişi etrafında toplandığı ve çiftleşme hakkı için birbirleriyle yarıştığı bir ortama yol açar. Dişi anakondalar, erkeklerden daha büyük ve daha güçlüdürler ve uzun bir gebelik mühleti boyunca hareket etmekte zorlanırlar. İşte burada enteresan olan şey başlıyor: çiftleştikten sonra, dişi anakonda, yavrularını beslemek için gereken enerjiyi sağlamak gayesiyle bir yahut daha fazla erkek anakondayı yiyebilir.
Şaşırtıcı Bir Anakonda Gerçeği: Anakondalar Boğarak Öldürmez
Anakondalar hakkında yaygın bir yanılgı, avlarını sıkarak öldürdükleri istikametindedir. Lakin gerçek biraz daha karmaşıktır. Anakondalar, ekseriyetle su altında yaşayan canlılara saldırırlar ve burada avlarını boğarak öldürmeyi tercih ederler. Anakondalar, tek bir dalışta yaklaşık 10 dakika boyunca nefes almadan kalabilirler, fakat avları bunu yapamaz. Ayrıyeten, anakondalar avlarını o kadar sıkarlar ki, kalp kanı dışarı pompalayamaz hale gelir. Yani, anakondaların avlarını öldürme tekniği, aslında onları boğmak ve dolanım sistemlerini baskılamaktır.
Anakondalar kaç metre olur? ‘Apartman kadar olanı var’
Yeşil anakondaların boyutu konusundaki tartışmaların ardında pek çok faktör bulunuyor. Bu dev yılanların uzunluğunu gerçek bir biçimde ölçmek epeyce sıkıntı ve potansiyel tehlikelerle dolu bir iş. Tutsak ortamda bulunan anakondaların esnek yapıları nedeniyle, beşerler ekseriyetle bu devleri gördüklerinde boyutlarını abartabilirler. Ayrıyeten, yakın vakitte beslenmiş olan bir anakonda, aç olan birine kıyasla daha büyük görünebilir, bu da abartılı iddialara yol açabilir.
Anakondaların derileri de vefata geçtiklerinde gerilebilen bir özellik gösterir. Bu durum da yanlışsız uzunluk ölçümlerini tamamlamayı epey zorlaştırır. Birçok kaynak, anakondaların doğrulanmış azamî uzunluğunu 9 metre olarak listeler; fakat uzmanlardan biri olan Rivas, bu dev yılanların 6 metreden daha fazla büyümediğine inanıyor.
Guinness Dünya Rekorları Kitabı, en uzun yılan olarak kaydedilen bir pitonu 7,6 metre olarak listeliyor. Lakin, yeşil anakondaların ekseriyetle dişilerin ortalama 4,5 metre, erkeklerin ise ortalama 2,7 metre civarında olduğunu belirtmek değerlidir.
Sonuç olarak, bu büyük yılanların boyutları konusunda net bir anlayışa sahip olmak her vakit güçlü bir vazife olmuştur ve abartılı iddialardan kaçınmak değerlidir. Anakondaların gerçek boyutları, bilimsel usullerle doğrulanmalı ve objektif bir bakış açısıyla ele alınmalıdır.
