Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hürriyet ile yaptığı röportajda uzay çalışmaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Varank, uzayın bir lüks olmadığını, dünyada etki yaratmanın uzaydan geçtiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Millî Uzay Programı çerçevesinde 2023 yılında bir Türk vatandaşın Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderileceğini açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından uzaya gidecek ilk Türk vatandaş olmak için başvurular açılmış ve aranan şartlar ile görev bilgileri sunulmuştu. Bir günde kaç kişinin başvuru yaptığı da açıklanmıştı.
Öte yandan yeni açıklama, Millî Uzay Programı’nı da yeniden gündeme getirdi. Bu gündem tartışılmaya devam ederken bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’tan dikkat çeken açıklamalar geldi. Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşan Varank, hem görev hakkında hem de uzay programı hakkında açıklamalarda bulundu.
Uzaya gidecek adayda neler aranacak, aday uzayda neler yapacak?
“Genç ve dinamik olmalı. 10 yıl mecburi hizmeti olacak. Türkiye’de konferanslar verecek. Uzay İstasyonu’nda bilimsel çalışmalar, deneyler yapacak. Buna uygun bir üniversiteden mezun olmalı. Sağlık şartları önemli. Tansiyonu olmayacak, örneğin ameliyat geçirmemiş olacak. Psikolojik testten geçecek. Uzaya gitmeden önce yaklaşık 8 aylık bir eğitim alacak.”
“Uzay bir lüks değil”
Varank, bu açıklamalarının ardından program hakkında en fazla tartışılan konulardan birine de değindi. Mevcut ekonomik koşullarda uzayın lüks olup olmadığı sorusunu cevaplayan Varank şu şekilde konuştu:
“Uzay bir lüks değil. Yarış hatta artık savaş. Rusya, Ukrayna’nın altyapısını vurunca Elon Musk’ın uyduları ile Ukrayna harekete geçebildi. Artık dünyada etki oluşturmak uzaydan geçiyor. Hindistan’ın kişi başına düşen milli geliri 1900 dolar ama uzay çalışmalarında öndeler. Uzay alanında yetişmiş gençler var, bu adımları atmazsak ben onlara ne alternatif sunacağım? Muhtarlara özel kalem mi yapacağım? Sonraki hedeflerimiz aya insansız hava aracı göndermek, tüm uydu kabiliyetini tek elde toplamak, en büyük gözlemevini kurmak.”
