Dünya Sağlık Örgütü, haftalık maymun çiçeği vaka sayısını açıkladı. Buna göre sadece Afrika dışında 780 kişide daha virüs tespit edildi. Bu sayı, bir önceki haftanın 3 katı olarak kayda geçmiş durumda. Peki bu artışa bakarak endişe duymamız gerekiyor mu?
Tüm dünya COVID-19’u unutmaya çalışırken herkesin gözü maymun çiçeğine döndü. Öyle ki bir anda patlak veren vaka sayıları, yeni bir salgın endişesi yarattı. Ancak aralında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da olduğu yetkili isimler, bu konuda korkulacak bir şey olmadığını söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nden gelen son açıklamalar ise maymun çiçeği virüsünün sinsi sinsi yayılmaya devam ettiğini gözler önüne seriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), haftalık vaka sayısını açıkladı. Yapılan açıklamalara göre Afrika dışındaki vaka sayısı 780 oldu. Bu rakam, yalnızca bir hafta önce 257 olarak açıklanmıştı. Yani vaka sayısı son bir haftada 3 katına çıkmış oldu. Üstelik bu sayının netliğinden de emin değiliz. DSÖ, farklı ülkelerde henüz tespit edilmemiş vakaların olabileceğini ifade ediyor.
Henüz yüksek seviyede risk yok
Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına baktığımızda, maymun çiçeği virüsünün halk sağlığı için henüz düşük risk seviyesinde olduğu, sayıların artmasıyla bu durumun değişebileceği ifade ediliyor. Bununla birlikte; DSÖ’ye göre bugüne kadar maymun çiçeği virüsü nedeniyle hayatını kaybeden kimse olmadı.
Virüsün yayılım haritasına baktığımızda en çok vakanın Avrupa ve Kuzey Amerika’da olduğunu görüyoruz. Ülkeler bazında başı çeken yer ise Birleşik Arap Emirlikleri. Ülkede bugüne kadar 207 vaka tespit edildi. Bu ülkeyi 156 vaka ile İspanya ve 138 vaka ile de Portekiz takip ediyor.
Maymun çiçeği vakalarının artmasından endişe etmeli miyiz?
Maymun çiçeği virüs bir hastalığa neden oluyor, bu nedenle başımıza gelirse elbetteki endişe etmeliyiz. Bununla birlikte söz konusu virüs yeni değil ve halihazırda hem tedavisi hem de koruyucu aşısı bulunuyor. Dolayısı ile maymun çiçeği virüsünün vaka sayıları milyonları bulmadığı sürece COVID-19 gibi bir pandemi ortaya çıkarma olasılığı son derece düşük. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘henüz hayatını kaybeden olmadı’ açıklaması da aslında bu konuda ciddi bir endişe yaratılmaması gerektiğinin bir göstergesi niteliğinde.
