https://cdn.webtekno.com/media/cache/content_detail_v2/article/121725/kiskanclik-hastaligi-othello-sendromu-1647532476.jpg

Whatsapp’taki son görülme zamanını kontrol eden sevgili, gardıroptaki kıyafetleri didikleyen eş, Instagram hareketlerini adım adım takip eden dedektif partner; hepsinin ortak noktası Othello Sendromu olabilir.

Bugün; kısa ya da uzun, ciddi ya da gayriciddi, flört ya da evlilik fark etmeksizin ilişki yaşayan her insanın başına ömrü boyunca en az bir defa gelebilecek, kıskançlığı hastalık boyutlarına taşımış kişilere değineceğiz.

Othello Sendromu ile bilimsel olarak resmen bir hastalığa bürünen bu durum, tedavi edilmezse ölüme bile sebebiyet verebilecek kadar tehlikeli. Hazırsanız; son görülmelerinizi kapatın, Othello Sendromu dosyasını sizler için açıyoruz.

Kısaca Othello Sendromu ve adının esin kaynağı

Othello Sendromu; en kısa tabiriyle sanrılı (gerçekte var olmayana varmışçasına inanmak), patolojik, ölümcül ya da hastalıklı kıskançlık olarak tarif edilebilir.

Sendromun ismi, pek çoğumuzun da tahmin edebileceği üzere, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yazarlarından biri olan William Shakespeare’in Othello oyunundaki Othello karakterinden geliyor. Othello karakteri, bilindiği üzere kıskançlık ve yanlış anlamalar üzerine önce eşini öldürmüş ardından da intihar etmişti.

Patolojik kıskançlığa, ilk kez İngiliz Psikiyatrist John Todd tarafından 1955 yılında Othello’ya benzerliğinden ötürü Othello Sendromu adı verildi.

Hepimiz henüz çocukken Othello ile farkında olmadan tanıştık

Çocukken; pek çoğumuz televizyonda Sihirli Annem dizisinin başlamasını iple çeker, başlayınca da bitene kadar ekran başından ayrılmazdık. Sihirli Annem’de yaşamını köpek olarak sürdüren Tacettin (Taci) karakteri de maalesef Dudu Peri’nin Othello Sendromu’na maruz kalan bir karakterdi. Dizinin ilerleyen bölümlerinde de sık sık Dudu Peri’nin, Tacettin’i Perihan karakterinden “gereksiz ve abartılı” bir şekilde kıskandığına şahit olduk.

Seven elbette kıskanır, Othello başka bir şey!

Kıskanılmaktan şikayet eden kişilerin çevresinden duyduğu ya da duyacağı ilk söz “seven kıskanır” olabilir. Bu sözün altı da boş sayılmaz fakat Othello, sıradan bir kıskanma vakası değildir.

Bu kıskançlığı, alışık olduğumuz kıskançlıktan ayıran en temel fark; alışık olduğumuz kıskançlıkta; bireyin sahip olmadığı şeye sahip olma duygusu hakimdir ve bir ölçü söz konusudur. Othello Sendromu’nda ise sahip olunan şeyi kaybetme korkusu vardır hem de gerçekte var olmayan şeyleri varmış gibi kurgulayarak.

Mantık şöyle bir köşede dursun

Othello Sendromu’nda kişi, mantık ile uyuşmayan gerekçelere sığınarak ya da dayanarak birtakım düşüncelere bürünür ve zamanla paranoya ile harmanlayarak bu düşünceleri geliştirir.

Othello Sendromu’ndaki kişi, sürekli huzursuzdur. Esasen, çoğu zaman ortada huzursuz olmasını gerektirecek bir şey söz konusu değildir fakat kendi içerisinde, ilişki yaşadığı partnerinin (erkek ya da kadın fark etmeksizin) kendisini aldattığını, yalan söylediğini düşünür.

Bu belirtiler ile tehlike adeta geliyorum diyor

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Othello Sendromu’nun ilk ve en büyük belirtisi, kişinin devamlı kendisine yalan söylediğini, aldatıldığını, aldatılmak üzere olduğunu hissetmesidir. Buna bağlı olarak da kişi, sürekli olarak partnerini kısıtlar, aktivitelerini engeller, ardı arkası kesilmeyen sorular sorar, hatta aynı ya da benzer soruları sürekli tekrarlar.

Othello Sendromu, gelişen dünyamıza uyum sağlamış bir rahatsızlıktır. Bu sebeple belirtiler arasına; partnerinin sosyal medya geçmişini takip etmek, son görülme ve çevrim içi olma saatlerini izlemek, beğendiği ya da takip ettiği kişileri gözetlemek, telefonunu ya da sosyal medya hesaplarını kurcalamak gibi güncel belirtileri de ekleyebiliriz.

Sosyal medya hesaplarının şifresini istemek, ciddi bir belirti olabilir

Othello’da kişi genelde aldatılmadığı halde aldatıldığından emindir ve aslında aldatıldığını ispat edebilmek için kanıt aramaktadır. Diğer bir ihtimalde ise aldatılmadığının farkında fakat her an aldatılmak üzere olduğunu düşünür. Bundan ötürü avuçlarındaki kuşu sımsıkı sarar, ta ki kuş nefes almayı bırakana kadar…

Othello Sendromlu (kısaca Othello) bireyler, genelde mantıksız görünen her gerekçeden aldatılma ibaresi yaratabilir ve bu konuda tereddüt bile etmezler. Özellikle günümüzde sosyal medyadan da yararlanarak partnerlerini sürekli gözetim altında tutarlar. Partnerinin başka bir insanın fotoğrafını beğenmesinden bile bambaşka bir hikâye yazıp, hikâyenin sonucunu aldatılmaya bağlayabilirler.

Şifreyi alsa bir türlü almasa bir türlü…

Othello bireyler, güvensizliklerinden ötürü partnerlerinden sosyal medya hesaplarının şifrelerini isterler. Bu istek karşısında aslında verilen her iki yanıt da tatmin edici değildir. Şifreyi partneriniz ile paylaşmazsanız; kişi, kurduğu hikâyelerin üzerine kendisini destekleyen yeni hikâyeler ekleyecektir. Paylaşmanız halinde ise, masum bir dost sohbetinden bile yeni aldatılma hikâyeleri yazılacaktır.

Şifre paylaşmamak yeni hikâyelere yol açabiliyor

Othello birey, yaşadığı kaygılardan ötürü partnerinin sosyal medya hesaplarının şifrelerini elde etmek ister, elde edemediği hesapları başka şekilde elde etmek için çözümler arar. Hatta kendince şifreler dener. Özellikle de güvendiği şifrelerin başarısız olmasıyla aldatılma hissiyatı daha da kuvvet kazanır.

Günümüzde en sık rastlanan belirtilerden biri de partnerinin Telegram, Whatsapp, Instagram ya da Facebook gibi sosyal medya uygulamalarında çevrim içi olduğu ya da olacağı anları gözetlemektir. Bu esnada partnerinin kim ya da kimlerle iletişim halinde olduğunu merak eder ve kurgularlar. Kurguladıkça da sendrom gelişir ve daha kuvvetli belirtiler meydana gelir.

Her Othello bireyin altında bir dedektif yatar

Othello bireyin hikâyeleri arttıkça gelişmeler de yaşanır. Örneğin kişi, partnerinin ev ve kişisel eşyalarını karıştırır, sürekli bir kanıt bulma uğraşı içerisine girer. Alakasız pek çok şey, Othello birey için kanıt olabilir. Bazen partnerinin kendi saç örneği bile aldatma için bir ipucudur.

En huzursuz oldukları durum: Son görülmelerin kapalı olması

Othello Sendromlu bir partnere karşı yapılabilecek en büyük hata, belki de hassas olduğu pek çok konuda istediği şeyleri ondan kaçırmaktır. Örneğin; kimle konuşuyorsun, neredeydin, ne yaptın, kimle birlikteydin, kimler vardı, son görülmen neden kapalı ya da neden açmıyorsun, neden çevrim içisin, neden takip ettin, neden takip ediyorsun, şifren ne, şifreni neden saklıyorsun gibi sorulara dikkatli yanıt vermek olayları yatıştırmanın püf noktası olarak göze çarpıyor.

Hikâyenin olası acı sonları

Her Othello hikâyesinde olmasa da, bazı Othello hikâyeleri maalesef bir ya da birden fazla kayıp ile sonlanabiliyor. Yaşanmış Othello Sendromu vakalarında kişi bazen partnerine şiddet uygulayabiliyor, partnerinin canına kıyabiliyor, intihar edebiliyor ya da tamamen alakasız üçüncü bir şahsı cezalandırmayı da seçebiliyor. Burada bizlerin üzerine düşen görev, geç olmadan tedavi sürecine giriş yapabilmek.

Othello Sendromu’nun altında yatan sebep ya da sebepler

Tahmin edebileceğiniz üzere hiç kimse dünyaya Othello Sendromu ile birlikte “merhaba” demiyor. Çeşitli süreçler ya da sebepler sonucunda bireylerde Othello Sendromu meydana gelebiliyor. Akabinde gelişen süreçlere göre durum daha da kötüleşebiliyor ya da doğru yaklaşım ve tedaviyle kontrol altına alınabiliyor.

Uzmanlara göre Othello Sendromu, çeşitli tetikleyiciler ile ortaya çıkan bir rahatsızlık olabilir. Bu tetikleyiciler arasında adına çok da yabancı olmadığımız anksiyete bozuklukları, kişilik bozukluğu, nörolojik problemler ve ağır travmalar bulunuyor.

Uzmanlar özellikle de paranoid şizofreni ve borderline kişilik bozuklukları ile huntingon ve parkinson rahatsızlıklarının çok büyük tetikleyiciler olabileceğini düşünüyor.

Bazen her şeyin farkındalar ama dürtüler…

Her Othello vakasında olmamakla birlikte, bazen Othello bireyler yaşadıkları bu tuhaf durumun tamamen farkındadır ve sık sık kendilerine “bir daha yapmayacakları” yönünde sözler verirler fakat tüm iyi niyetli çabalarına rağmen dürtülerine genelde yenik düşerler. Uzman desteği olmadan bu savaştan galip gelmeleri gerçekten çok güçtür.

Tedavi mümkün, tabii geç kalmamak şartıyla

Othello bireylerin tedavisi günümüzde elbette mümkün. Öncelikle tedavi için ikna edilen bireye, bilimsel olarak tanı koyabilmek için Amerikan Psikiyatri Birliği’nin hazırladığı evrensel bir test olan DSM-V (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)’nin içerisindeki Othello Testi uygulanır.

Eğer kişide Othello Sendromu olduğu uzmanlar tarafından belirlenirse; öncelikle sendromun altında yatan sebep araştırılır (nörolojik bir sebep mi yoksa psikolojik mi vs). Daha sonra buradan çıkan sonuçlar ışığında bir tedavi süreci izlenir. Elde edilen verilere göre terapi ya da ilaç tedavisiyle Othello Sendromu tamamen ortadan kaldırılabilir.

Bugün sizlerle, teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyanın hayatımızda artan payı ile daha da sık karşılaştığımız Othello Sendorumu’nu inceledik. Sizler Othello Sendromu hakkında neler düşünüyorsunuz? Daha önce Othello Sendromu yaşadınız mı ya da Othello Sendromu’na maruz kaldınız mı? Othello Sendromu ile ilgili düşüncelerinizi yorumlar kısmında bizlerle paylaşabilirsiniz.

Not: Bu defa siz sormadan biz söyleyelim dedik. Editör; Othello Sendromu’na maruz kalmadı, kalmıyor ve Othello Sendromlu bir birey olduğunu da düşünmüyor.

Kaynak: 1* / 2 / 3 / 4 / 5 / 6 /

* Katkı ve desteklerinden ötürü Uzm. Dr. Özlem Bora’ya teşekkürler…

What is your reaction?

0
Excited
0
Happy
0
In Love
0
Not Sure
0
Silly

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir