İstanbul’un telefon alan kodu neden 0340 değil de 0212 hiç düşündünüz mü? Bugün sizlere aynı zamanda New York’un telefon alan kodu olan 212 başta olmak üzere Türkiye’deki alan kodlarının nasıl belirlendiğinden bahsedeceğiz.
Her ülkenin telefon alan kodu olduğu gibi her şehrin de bir telefon alan kodu vardır. Örneğin bizim ülkemizin alan kodu +90’dır. Yurt dışından bir arama yapıldığında bu alan kodunun girilmesi gerekiyor. Ülkemizde her şehrin de bir kodu bulunmakta. Nüfusu ve iki ayrı kıtada yer alması nedeniyle İstanbul’da bu telefon alan kodlarından iki tane yer alıyor. Bunlardan ilki “0212” ile İstanbul Avrupa yakası, diğeri de “0216” ile İstanbul Anadolu yakasına ait. Peki, bu telefon alan kodlarının nasıl verildiğini, özellikle “0212”nin nasıl bir geçmişi olduğunu biliyor musunuz?
Bunun için sizi biraz geçmişe götürmemiz gerekiyor. Şimdi ihtiyacımız olmasa da geçmiş zamanlarda evlerde çevirmeli telefonlar vardı. Bu telefonlarda numara çevriliyor ve bu sayede arama yapılıyordu. Hadi gelin bu telefon alan kodlarının nereden geldiğine daha yakından bakalım.
İstanbul’un telefon alan kodu “0212” nereden geliyor?
Alan kodlarının sistemine baktığımızda karşımıza PTT ve ABD’den alınan sistem çıkıyor. Çevirmeli telefonların olduğu dönemlerde bir numara çevirmek son derece zorlayıcı oluyordu. Her numara için santrale darbeler gönderiliyordu. “1” için bir darbe, “2” için iki darbe şeklinde devam eden bu sistem, özellikle nüfus yoğunluğu çok olan şehirlerde özel bir çalışma gerektiriyordu. Nüfus yoğunluğunun çok olduğu şehirlerde basamakların toplamı küçük sayılardan oluşuyordu.
Bu sistemin ABD ayağına bakalım. PTT, bu sistemi Türkiye’ye getirmeden önce ABD’de halihazırda kullanılıyordu. ABD’de New York için “212”, Chicago için “312” kodları kullanılıyordu. Bu sayılar daha düşük darbelerle kullanılabildiği için daha hızlı bir şekilde görüşme yapmak mümkün oluyordu. Bu sistemi Türkiye’ye getiren PTT ise nüfusu yoğun olan İstanbul’a “212” alan kodunu verdi. Ankara ise “312” kodunu aldı.
Bu sistem hala çalışıyor mu?
Aslında PTT’nin bu sistemi Türkiye’ye getirmesi çok da gerekli değildi. Çevirmeli telefonların sonuna gelinmişti ve artık numaralar darbelerle değil tonlarla bildiriliyordu. Bu sistemde hangi numaranın büyük hangisinin küçük olduğunun bir önemi de yoktu. Bu sebeple İstanbul ve diğer tüm şehirler il plaka numaralarını alabilirdi. Örneğin İstanbul “340” olabilirdi.
Ülkemizdeki alan kodları nüfusa oranlı devam ediyor.
PTT, bu sistemi ABD’den aldıktan sonra şehirlerin nüfus büyüklüğüne göre kodlar verdi. Örneğin İzmir(232), Eskişehir(222) gibi şehirler daha küçük numaralara sahipken Hakkari(438), Iğdır(476) gibi şehirler daha büyük numaralara sahip oldu. PTT bu sistemi kurarken ABD’den farklı olarak numaralar için özel bir detay daha koydu. Bir şehrin alan kodunun ilk sayısına göre batıda, ortada veya doğuda olduğunu anlayabilirsiniz.
Bugün sizlere alan kodlarının nereden geldiğini açıkladık. Peki bu tarz içeriklerin devamının gelmesini istiyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.