Pek çok uzmana göre Osmanlı Devleti’nin fethettiği toprakları elinde tutarak büyük bir imparatorluk olmasının arkasındaki en önemli nedenlerden bir tanesi olan iskan politikası, yüzlerce yıl boyunca başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Gelin Osmanlı’nın Rumeli’de uyguladığı iskan politikası nedir yakından bakalım ve amaçları ile sonuçlarını görelim.
1299 yılında Söğüt’te küçük bir beylik olarak kurulan Osmanlı, yıllar içerisinde bir devlete; yüzyıllar içerisinde ise bir imparatorluğa dönüşmüştür. Toprakların genişlemesi için yapılan fetihler elbette birer askeri başarıdır ancak fethedilen toprakların elde tutulması tamamen siyasi bir başarıdır. Yüzlerce yıl süren bu siyasi başarının arkasındaki en önemli nedenlerden bir tanesi ise gayrimüslim topraklarda uygulanan iskan politikasıdır.
Rumeli başta olmak üzere Osmanlı’nın fethettiği tüm Türk ve Müslüman olmayan topraklarda uygulanmış olan iskan politikası sayesinde hem pek çok iç sorun çözülmüş hem de fethedilen toprağın Türk ve İslam kültürü ile tanışması sağlanarak yerel isyanların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Gelin Osmanlı’nın Rumeli’de uyguladığı iskan politikası nedir yakından bakalım ve amaçları ile sonuçlarını görelim.
İskan politikası nedir, amaçları ve sonuçları nelerdir?
Temelden başlayalım, iskan politikası nedir?
İskan politikası, Osmanlı Devleti tarafından fethettiği gayrimüslim bölgelerde kalıcılığı sağlamak üzere uygulanan bir sistemdir. İskan politikası kapsamında Rumeli başta olmak üzere Türk ve Müslüman nüfusun olmadığı fetih bölgelerine Anadolu’daki Türk ve Müslüman olan halk yerleştirilmiştir.
Kesin olmamakla birlikte iskan politikasını uygulayan ilk Osmanlı padişahının Orhan Bey olduğu düşünülüyor. Askeri güç kullanılarak ele geçirilen topraklarda isyan çıkmaması, devlet politikalarının anlaşılabilir olması, bölgenin kalkınması, halkın devletin baskın kültürüyle tanışması ve farklı bölgelerde yaşanan çatışmaların durdurulması amacıyla iskan politikası uygulanmıştır.
İskan politikası nasıl uygulanmıştır?
Osmanlı, dönemin gereği olarak kurulduğu günden beri çevre bölgelere fetihler düzenleyerek bu bölgeleri de topraklarına katmayı amaçlayan bir devlet olmuştur. Çevre bölgelerdeki Türk ve Müslüman nüfusun fazla olduğu durumlarda fethedilen bölgelerde kalıcılık ilkesi sağlanmıştır. Ancak gayrimüslim nüfusun çok olduğu bölgelerde kazanılan askeri başarı her an kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bu kaybı önlemek isteyen Osmanlı, fethettiği gayrimüslim bölgelere hem o bölgeyi kalkındıracak hem de nüfus yoğunluğunu değiştirecek Türk ve Müslüman insanlar göndermiştir. Bu kişilerin başında dervişler gelmektedir. Dervişlerin fetih bölgesinde açtıkları camiler ve tekkeler hem halkı İslam ile tanıştırıyor hem de bölge için yeni bir merkez oluşturuyordu.
Zamanında Osmanlı toprağı olan tüm bölgelerde bir ulu cami görmemizin nedeni iskan politikasıdır. Çünkü iskan politikası kapsamında bölgeye gidenler ilk olarak bir ulu cami yaparlar. Ardından bu cami etrafına diğer yaşam alanları kurulur ve bölge için bir merkez oluşturulur. Merkez dışında kalan bölgelerde ise köprüler, medreseler, çeşmeler, çarşılar yapılarak mimari olarak da kültür yayılımı uygulanır.
İskan politikasının amaçları nelerdir, neden uygulanmıştır?
- Fetih bölgesinin Türkleşmesini sağlamak
- Fetih bölgesinde İslamiyeti yaymak
- Yörük ve Türkmenlerin kalıcı yerleşimini sağlamak
- İsyan ihtimallerini azaltmak
- Kavgalı aile ve aşiretlerin arasını düzeltmek
- Fetihleri kalıcı hale getirmek
Fetih bölgesinin Türkleşmesini sağlamak:
Osmanlı, tarihteki en büyük Türk devletlerinden bir tanesidir. Devlet içerisinde pek çok din ve milletten insan yaşasa bile Osmanlı, kuruluşundan yıkılışına kadar bir Türk devleti olmuştur. Bu nedenle fethettiği bölgelerde yaşayan farklı milletlerden insanların Türk kültürünü tanımaları, kabul etmeleri ve saygı duymaları son derece önemlidir.
Fetih bölgesinde İslamiyeti yaymak:
Osmanlı, tarihteki en büyük İslam devletlerinden bir tanesidir. Zaten İslamiyetin temelinde de gaza ve cihat anlayışı vardır. Bu anlayışa göre tüm gayrimüslimlerin İslam ile tanışmaları istenir. Osmanlı da bir İslam devleti olarak fethettiği gayrimüslim topraklarındaki insanlar arasında bu dini yaymak istemiştir. Ancak hiçbir fetih bölgesinde zorlama yapılmamış, herkes kendi inancını yaşamakta özgür bırakılmıştır.
Yörük ve Türkmenlerin kalıcı yerleşimini sağlamak:
Türkler göçebe bir millettir, kanımızda var. Osmanlı ne kadar büyürse büyüsün her zaman Yörük ve Türkmen olarak adlandırılan göçebe topluluklar vardı. Göçebeler devlet otoritesi ile pek anlaşamadığı için onların yerleşik hayata geçmesi son derece önemliydi. Yeni fethedilen topraklara bazen zorla da olsa göçebe Türkler yerleştirilmiştir.
İsyan ihtimallerini azaltmak:
Güçlü bir askeri güç ile karşı tarafın ordusunu yenmek ve o bölgeyi fethetmek kolaydır. Ancak yerel halkın isyanlarını bastırmak kolay değildir. Devlete bağlı Türk ve Müslümanların o bölgeye yerleştirilmesi isyan ihtimallerini azaltır. Aynı zamanda iskan politikası ile fethedilen bölge kalkındırıldığı için yerel halk Osmanlı’yı bir işgalci olarak görmez. Yüzlerce yıl boyunca isyan olmamasının da temel nedeni budur.
Kavgalı aile ve aşiretlerin arasını düzeltmek:
İskan politikası kapsamında fethedilen bölgeye gönderilenler çoğu zaman kendi istekleriyle gitmiştir ancak bazen devlet tarafından sürgün edilenler de vardır. Özellikle Anadolu’da çatışmalara neden olan aileler ve aşiretler arasındaki kavgalar sık sık bir ailenin iskan edilmesi ile çözülmüştür. Bu iskan bazen süreli, bazen de süresiz olmuştur.
Fetihleri kalıcı hale getirmek:
Osmanlı Devleti’nin büyük askeri gücünü düşündüğümüz zaman fetihlerin kolayca gerçekleştiğini söylemek mümkün. Ancak Türk ve Müslüman bir ülkenin toprağı haline gelen o bölgede Türkler yoksa, ezan okunmuyorsa, bayrak dalgalanmıyorsa ve diğer kültürel yapılar oluşmamışsa fetih anlamsız hale gelir. İşte iskan politikası bu fetihleri kalıcı hale getirmek amacıyla yapılan sosyal çalışmalardır.
İskan politikasının sonuçları nelerdir?
Sonraki yıllarda her biri emperyalist güçlerin kışkırtması sonucu isyan ederek ayrılsalar bile fetih ile isyan arasındaki süreye baktığımız zaman Balkanlarda ve Rumeli’de yaşayan halkların iskan politikası sayesinde yüzlerce yıl boyunca barış içinde yaşadıklarını söyleyebiliriz. Hatta Osmanlı’nın yıkılması sonrası bu bölgelerde yaşanan korkunç olayları düşündüğümüz zaman iskan politikasının ne kadar başarılı bir sulh sağladığını görmek mümkün.
Osmanlı Devleti tarafından yüzlerce yıl boyunca uygulanan iskan politikası sayesinde Balkanlarda ve Rumeli’de hem Türk nüfusu artmış hem de İslamiyet yayılmıştır. Atıl durumda olan bölgeler kalkındırılmıştır. Bugün bile bu bölgelere gittiğiniz zaman hiç merkezi olmayan yerlerde bile Osmanlı mimarisi ile oluşturulmuş yapılar görmeniz mümkün. Bu nedenle iskan politikası istimalet yani cezbedici, uzlaştırıcı fetih politikası olarak da adlandırılmaktadır.
Osmanlı Devleti tarafından yüzlerce yıl boyunca gayrimüslim bölgelerde uygulanmış olan iskan politikası nedir sorusu üzerinden bu politikanın amaçlarını ve sonuçlarını inceledik. Elbette eleştirilecek sayısız nokta vardır ancak kılıçla ele geçirdiği topraklarda barışı sağlamak için bu kadar uzlaştırıcı adımlar atan en büyük devletin Osmanlı olduğunu unutmamak gerekiyor.