Bu topraklarda yaşanan en acı olaylardan biri olan Yunanlıların İzmir’in işgali, aslında dünya tarafından da onaylanmıyordu ancak Yunanlılar dünyaya yalan söylüyordu. Amiral Bristol Raporu, işte bu işgalin haksızlığını ortaya koymuş ve tüm dünyaya duyurmuştur. Gelin Amiral Bristol Raporu nedir tüm detaylarıyla inceleyelim.
Osmanlı İmparatorluğu’nda alınan yanlış kararlar neticesinde Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkemizin fiilen işgal süreci başlamış ve Kurtuluş Savaşı ile sonlanana kadar bu işgal devam etmiştir. Topraklarımızı işgal edenler arasında yıllardır komşu bildiğimiz Yunanlıların olması ise gerçekten acıdır. Üstelik Yunanlılar, bu toprakları uluslararası kurallara aykırı bir şekilde tüm dünyaya yalan söyleyerek işgal etmişlerdir.
İşte tam bu noktada Amiral Bristol Raporunun önemi ortaya çıkıyor. Osmanlı, tüm dünyaya Yunanlıların İzmir’i işgal ettiğini haykırmıştı ancak bu haklılığımız yalnızca Amiral Bristol Raporu ile kanıtlanmıştır. Bu açıdan son derece önemli olan bu rapor, aynı zamanda savaş sırasında bile hukukun ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. Gelin Amiral Bristol Raporu nedir yakından inceleyelim ve tarihi süreçteki öneminden bahsedelim.
Amiral Bristol Raporu nedir? Tarihi, önemi ve maddeleri:
Amiral Bristol Raporu nedir?
Detaylara girmeden önce Amiral Bristol Raporu nedir genel olarak açıklamakta yarar var. 15 Mayıs 1919 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İzmir Yunanlılar tarafından fiilen işgal edilmiştir. Bu durum 8 Ocak 1918 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından açıklanan Wilson ilkelerine ve uluslararası hukuka aykırıdır.
Wilson İlkeleri kapsamında işgal kavramı dünya literatüründen kaldırılmıştır ancak Yunanlılar bu işgali haklı çıkarmak için tüm dünyaya yalan söylerler. Hıristiyanların zulüm gördüğünü, İzmir’de yaşayan Rum sayısının Türklerden fazla olduğunu ve bölgeye barış götürmek için geldiklerini söyleyen Yunanlıların bu haksız işgali, Osmanlı tarafından tüm dünyaya bildirilmiştir.
Yunanlıların ve Türklerin iddialarını araştırmak üzere İzmir’e, Amerika Birleşik Devletleri ordusunda görevli Tuğamiral Mark Lambert Bristol başkanlığında bir heyet gönderilmiştir. Bu heyette İtalya, Fransa ve İngiltere temsilcileri de bulunmaktadır. Heyetin yaptığı incelemeler sonucunda Amiral Bristol Raporu adı verilen bir rapor yayınlanmış ve Yunanlıların haksız işgali tüm dünyaya duyurulmuştur.
Amiral Bristol Raporu ne zaman yayınlandı? Tarihi:
15 Mayıs 1919 tarihinde başlayan Yunanlıların İzmir İşgali, Türk milletinin destanlara konu olacak mücadelesi ile 9 Eylül 1922 tarihinde sonlandırılmış ve işgalciler geldikleri gibi gitmişlerdir. Ancak Amiral Bristol Raporu, işgalin bitiminden çok daha önce 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanmıştır.
Amiral Bristol Raporunun yayınlanma tarihi son derece önemlidir. Çünkü İzmir işgali sonrası Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkarak milli mücadeleyi başlatmıştır. Hemen ardından bu raporun yayınlanması, milletimizin başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın haklılığını tüm dünyaya ispat etmiştir.
Amiral Bristol Raporu neden hazırlandı?
Amiral Bristol Raporunun Amerika Birleşik Devletleri sayesinde hazırlandığını söylemek mümkün. Çünkü ABD, Birinci Dünya Savaşı’na sonradan dahil olmuş ve bir nevi arabulucu görevi üstlenerek bu kanlı savaşın sonlanmasına vesile olmuştur. Savaş sonrası politikaları düzenlemek için de dönemin ABD başkanı Woodrow Wilson tarafından, daha sonra Wilson İlkeleri olarak adlandırılacak bir dizi kural yayınlanmıştır.
Wilson İlkeleri, Birinci Dünya Savaşı sonrası kazanan ülkelerin kaybeden ülkeleri işgal etmesinin önüne geçer. Ancak bu ilkelerde bir boşluk vardır. Herhangi bir bölgede yaşayan halkın nüfus yoğunluğu, o bölgenin hangi ülkenin olacağını belirlemektedir. İşte bu boşluktan yararlanan Yunanlılar, İzmir’de Hıristiyanların zulüm gördüğü, bölgede Rumların sayıca fazla olduğu ve barış götürme gibi yalanlarla İzmir işgalini başlatmışlardır.
Elbette Yunanlılar tarafından ortaya atılan bu iddiaların tümü yalandır. Hatta bölgede kan döken, Yunanlıların bizzat kendisidir. Osmanlı, bu durumu tüm dünyaya duyurmuş ve bunun bir işgal olduğunu söylemiştir. İşte bu nedenle bölgeye özel bir heyet gönderilmiş ve sonunda Amiral Bristol Raporu hazırlanmıştır.
Amiral Bristol Raporu maddeleri:
- Yunanlılar; Paris Barış Konferansı’na, Hıristiyanların can güvenliğinin tehlikede olduğu konusunda yanlış bilgi vermişlerdir.
- Batı Anadolu’da yaşanan katliamları Türkler değil, Yunanlılar yapmaktadır.
- Yunanlıların amacı bölgede barışı sağlamak değil, bu toprakları işgal ederek kendi egemenlikleri altına almaktır.
- Yunan askerleri bir an önce bölgeden çekilmelidir.
- Bölgede Türk nüfusu çoğunluktadır.
- Bölgede bulunan Türk halkı, Yunanlılar tarafından işkence ve zulüm görmektedir.
Amiral Bristol başkanlığında İtalya, Fransa ve İngiltere temsilcileri ile birlikte İzmir’e gelen heyet, bölgeyi karış karış gezerek ve hatta mezarları bile inceleyerek bu maddeleri içeren Amiral Bristol Raporunu hazırlamış ve tüm dünyaya Yunanlıların İzmir işgalinin haksız olduğunu duyurmuşlardır.
Amiral Bristol Raporu’nun önemi:
Amiral Bristol Raporunun ülkemiz tarihi açısında en büyük önemi, tüm dünyaya Türklerin giriştiği milli mücadelenin haklı olduğunu gösteren ilk uluslararası resmi belge olmasıdır. Bu sayede Kurtuluş Savaşı mücadelesinin haklı olduğu tüm dünyaya duyurulmuş ve bu süreçte en büyük acıyı Türk milletinin çektiği ispatlanmıştır.
Amiral Bristol Raporu açıkça, Yunanlıların Türk topraklarını ele geçirmek amacıyla bölgeyi işgal ettiklerini ispatlamaktadır. Söz konusu bu rapor sayesinde farklı ülkelerden Yunanlılara verilen destek kesilmiştir.
Amiral Bristol Raporu yayınlanmadan önce tüm dünya, Türklerin bölgedeki azınlıklara zulüm yaptığına inanıyordu. Ancak bu rapor sayesinde ortaya çıktı ki asıl katliamı yapanlar Yunan askerleri ve dış destekli Rum çeteleriydi. Tüm bunları göz önüne alarak son bir yorum yapmak gerekirse Amiral Bristol Raporu sayesinde Türklerin milli mücadele girişimi dünyanın gözünde haklılığını ispatlamıştır demek mümkün.
Amiral Bristol Raporu olmasaydı:
İmparatorlukların iç yapısı son derece karmaşıktır. Pek çok farklı dinden, milletten ve etnik kökenden olan insan, imparatorluk topraklarında bir arada yaşar. Ancak bu tür farklılıklar, bazı gruplarda farklı bilinçler oluşturur. Oluşan bu yanlış bilinç, zaten bir fırsat olsa da şuraları ele geçirsem diyen sömürgeci güçler tarafından desteklendiği zaman küçük bir kıvılcım koca bir alev yaratabilir.
Yunanlılar ve Türkler arasında yaşanan da tam olarak budur. Bir grup sapkın, dış güçler tarafından desteklenerek katliamlar yaptı. Ardından kendini korumak isteyen Türk gruplar, dünyada sözü geçen devletler tarafından katil ilan edildi. Sonuç olarak dış destekli güçsüz bir devlet geldi ve hadsiz bir işgale girişti.
Savaşın en kanlı zamanlarında bile yerel ve uluslararası hukukun ne kadar önemli olduğunu Amiral Bristol Raporu sayesinde görüyoruz. Bağımsız bir heyet gelip de kısa bir inceleme yaptığında bile her şey açıkça ortaya çıkıyor. Amiral Bristol Raporu olmasaydı, belki haklılığımızı asla ispat edemeyecektik. Günlük siyaset yalan söyleyebilir ama tarih, asla gerçekleri saklamaz.
Milli mücadelenin haklılığını tüm dünyaya ispatlayan Amiral Bristol Raporu nedir sorusunu yanıtlayarak bu raporun tarihsel süreçteki öneminden bahsettik. Umalım, ne bir daha böyle bir rapor yazılsın ne de bir daha milletimiz böyle şeyler yaşasın.