Güney Kore merkezli pop kültürü olarak bilinen K-Pop, tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de tartışmaların ana gayesi oluyor. Yani ya çok sevildiğini görüyoruz ya da nefret edildiğini. Her ne düşünürsek düşünelim devasa büyüklükte bir kitlesi bulunan bu kültürün bilhassa gençler için hayli büyük bir yönlendirici tesiri olduğu tartışılmaz bir husus.
Bunun ülkemizdeki son örneğini, Güney Kore’ye gitmek üzere meskenden kaçan 3 küçük kız çocuğuyla görmüştük. Günün sonunda kelam konusu kültüre âlâ ya da makus demiyor olsak da bu üzere olayların berbat sonlanabileceğini de akılda tutmak gerek. Bu makûs sonuçların ortaya çıkmaması için Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı, K-Pop’u yakın takibe aldı.
Toplumsal medya her an takip ediliyor:
Aile Bakanlığı, durumu denetim altına almak için anlık toplumsal medya takibi, mahremiyet eğitimi ve taşınabilir takımlarla bilgilendirme üzere birkaç program yürütüyor. Bu bağlamda ziyanlı görülen içerikler, büyük kitlelere ulaşmadan kaldırılmış olacak. Bunun gerçekleşmesi içinse Bakanlık, ülkemizde temsilciliği bulunan toplumsal medya platformlarıyla görüşecek.
Bir yandan da internet sebebiyle küçük yaştakilerin öbür ülkelerin müziklerinden ve kültürlerinden daha kolay etkilendiğini söyleyen bakanlık, bu çocukların kendi özel alanının farkında olma ve sanal dünyadaki mahremiyetini koruyabilme hünerlerini geliştirebilmeleri için mahremiyet eğitimleri de veriyor.
Bunun dışında ‘taşınabilir bilgilendirme’ye de değinen Bakanlık, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukları korumak ismine 81 vilayette 637 taşınabilir grupla tespit, müdafaa ve tedbire odaklı çalışmalar gerçekleştiriyor. Bilgilere nazaran bugüne kadar bu bahiste riskli olarak bedellendirilen 125 bine yakın çocuğa ulaşıldı. Bunun yanında tanınan akımlar hakkında bilinçlendirme çalışmaları da başlatıldı.
Bakanlık son olarak bu üzere büyük kitlelerin farklı ülkelerdeki hayran kümeleri ortasında kuvvetli bir bağ oluşturduğunu ve kelam konusu kümenin duygularına/düşüncelerine kolay kolay bağlanabilmesini sağladığını söyledi. Müziğin büyük ölçüde kimseye ziyanı olmasa da meskenden kaçma üzere olayların önemli sonuçlar doğurabileceğini unutmamak gerek.
