Ülkemizde yaklaşık bir sene evvel yürürlüğe giren toplumsal medya yasası kapsamında Türkiye’de günlük erişimi 1 milyonu aşan yurt dışı kaynaklı toplumsal ağ sağlayıcılarının, ülkemizde birer temsilci belirlemeleri zarurî kılınmıştı. Bu karara uymayan şirketlere başlangıçta para cezası kesilmişti. Devamında reklam yasağının bulunduğu karara yönelik son adımlar geçtiğimiz kış atıldı ve tüm şirketler birer temsilci atadı.
Son periyotta ise yeni bir toplumsal medya yasası düzenlemesi gündemde. Kelam konusu yeni yasa ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yalan terörü’ olarak tanımladığı toplumsal medyada ‘yalan haber’ paylaşan şahıslara ya da ‘hakaret eden’ kullanıcılara yönelik ağır mahpus ve para cezası üzere yaptırımların olacağı söyleniyor.
Yeni düzenlemelere yönelik bir açıklama da Diyanet İşleri Lideri’nden geldi:
Yeni yasanın gündemde hayli yer tutması sonrası Twitter’da ‘#SosyalMedyamaDokunma’ etiketi ile yansılar lisana getirilmişti. Etikette reaksiyonlarını lisana getiren kitlenin büyük çoğunluğu yeni yasa ile sansür ve ceza ile caydırmanın öne çıkacağını söz ederken; AK Partili milletvekili Hüseyin Yayman mevzuya ait açıklamasında ”Ülkemizde son günlerde yaşanan yangın, sel, zelzele felaketlerinde bir taraftan olayın kendisiyle uğraşırken, öteki taraftan yaşanan doğal afetlerden daha büyük bir toplumsal medya afetiyle karşı karşıya kaldığımız ortadadır. Bunun iktidar muhalefet tansiyonu ile ilgisi yoktur. Toplumsal medyanın çağdaş normlara kavuşması gerekir. Burada bireylerle ilgili bir düzenlemeden bahsetmiyoruz. Biz palavra haberin önüne geçmezsek, bu, demokrasimizi tehdit eder hale gelecektir.” tabirlerini kullanarak yasanın şahıslara yönelik bir tehdit olmayacağını belirtmişti.
Tüm bu gelişmelerin akabinde mevzu ile ilgili tartışmalar devam ederken bir açıklama da Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş’tan geldi. Son periyotlarda yaptığı açıklamalarla sık sık gündeme gelen Erbaş, katıldığı bir aktiflikte toplumsal ahlak sıkıntısından bahsetti. Erbaş, konuşmasında toplumsal medya kullanımına yönelik yasal düzeneğin ‘ötelenemez bir zorunluluk’ olduğunu söyledi.
Erbaş, açıklamasında ”Sanal ve dijital dünyadan taşarak gerçek hayatı tesiri altına alan bu durum, dinin fert ve toplum düzleminde hedeflediği ahlaki prensip, paha ve faziletlerden uzaklaşmaya sebebiyet verebilmektedir. Bu prestijle, toplumsal medyanın kullanımıyla alakalı tüzel çerçeveyi belirleyecek yasal bir sistemin ihdası ve güçlü bir şuurun inşası, ötelenemez bir mecburilik olarak karşımızda durmaktadır.” tabirlerini kullandı.
