Zorlu boss’lar bizleri bekliyor
Path of Exile 2’nin tüm boss’larını derlediğimiz rehberimize Act 4 ile devam ediyoruz. Gelin ana boss’lara ve yapabildiklerine yakından bakalım. Bu ortada görüntülerin hepsini “Geek Artist Gamer” isimli YouTube kanalından aldım. Kendisine teşekkür ediyorum.
The Blind Beast
- Bölge: Isle of Kin
- Hasar Tipleri: Fizikî ve Yıldırım
Yeni Act’ın birinci boss’u, hazırlıksız yakalananlar için kabusa dönüşebilir. Yakın menzilli akınları ile yüksek hasar çıkartabilen The Blind Beast, beklemediğiniz anda üstünüze de sıçrayabiliyor. Canı muhakkak bir oranın altına düştüğünde ise Raging Combo isimli özel yeteneğini kullanıyor. Bu yetenekle alana 4 tane süratli akın yapan boss, yerde hasar veren bölgeler oluşturuyor.
The Blind Beast için bol bol dodge roll kullanmak kıymetli. Ağır taarruzlardan kaçmayı başardığınız vakit boss’u indirmek çok da sıkıntı olmayacak.
Krutog, Lord of Kin
- Bölge: Volcanic Warrens
- Hasar Tipleri: Fizikî ve Yıldırım
Krutog, mideleri kaldıracak bir boss. Tıpkı The Blind Beast üzere yakın ve ağır ataklara sahip olan boss, beklenmedik anda yaptığı menzilli saldırısı ile de dikkat çekiyor. Stomping March ve Combo Slam taarruzlarından rastgele birine yakalanmanız canınızı sıkabilir. Stomping March’ta yere vurararak üstünüze yürüyen boss, Combo Slam’de de üst üste vuruşlar yapabiliyor.
Krutog’u, birinci boss’tan başka kılan ayrıntı ise canı azaldıktan sonra gelen yeni akınları. Bunlardan birincisinde Krutog midesine bir şeyler indirerek yere kusuyor. Bu hücumun akabinde arenada büyük bir bölge yanıyor ve burada durdukça hasar almaya başlıyorsunuz. Bir öbür saldırısı ise hapşurmasını sağlayarak üstünüze sülfür püskürtüyor.
Krutog’un animasyonlarını görerek temel ataklarından rahatça kaçabilirsiniz. Ancak dediğim üzere şayet hasarınız düşükse, bir anda kendinizi kusmuk dolu bir arenada bulabilirsiniz.
Captain Hartlin
- Bölge: Journey’s End
- Hasar Tipleri: Fizikî, Soğuk, Ateş
Yeni Act’ın temasını en yeterli yansıtan boss’lardan biri Captain Hartlin. Ayrıyeten kendisi, bu yeni macerada bizi zorlayabilecek birinci boss’lardan.
Kaptanın birden fazla saldırısı ve hücum şeması var. Şayet kendisine yakınsanız, elindeki gemi demiri ile yüksek hasar verebiliyor. Öteki elinde bulunan top ise, kendisinden uzaklaştığınız an devreye giriyor. Ancak kaçınmanız gereken iki ana atak var: Spectral Anchor ve Spirit Barrage.
Spectral Anchor, varsayım edebileceğiniz üzere, tepenize dev bir gemi demiri düşürmesini sağlıyor. Bu nedenle yerde oluşan çemberlere dikkat etmek gerek. Aksi takdirde ne olduğunu anlamadan son denetim noktasına dönmeniz gerekebilir.
Spirit Barrage ise kaptanın üstünüze bir anda ruh yağdırmasını sağlıyor. Bunu bir makineli tüfek üzere düşünebilirsiniz. Dodge roll atarak bu takip eden ataktan kaçmak önemli. Gerisi ise hasarınıza kalmış.
Scourge of the Skies
- Bölge: Shrike Island
- Hasar Tipleri: Fiziksel
Scourge için çok fazla şey söylemeye gerek yok çünkü üç dönemdir oyunu oynuyorsanız kendisini çok düzgün tanıyorsunuz. Trials of Chaos’taki ana 3 boss’tan birinin “farklı renkteki” versiyonu olan bu arkadaşın en tehlikeli saldırısı canı azalınca geliyor. Arenanın büyük bir kısmına kan topları atarak yüksek hasar verebiliyor.
Onun dışında her şey tıpkı. Çok zorlanacağınız bir boss olmayacaktır. Ani hücumlarından kaçınmak ve Plagueling’i süratlice ortadan kaldırmak kâfi.
Great White One
- Bölge: Whakapanu Island
- Hasar Tipleri: Fiziksel
Bu dönemin en sevdiğim iki boss’unu art geriye sıralıyorum. Birincisi, isminden da anlayacağınız üzere dev bir köpek balığı. Sıkıntı bir boss olmasa da dizaynıyla yeni döneme çok uyduğunu düşünüyorum.
Efendim kendisi, karada da yaşayabilen bir köpekbalığı. Yakınlaştığınızda ısırarak ya da kuyruğuyla sert taarruzlar yapabilen Great White One, kuma dalarak taban içinden patlamalar yaratabiliyor. Ayrıyeten arenanın her köşesine pirhanalarla dolu alanlar da açabiliyor.
Canı belirli bir düzeyin altına geldiğinde ise tekrar kuma dalarak bir bölgede süratle dönüyor ve hortumlar oluşturabiliyor. Bu atağın içinde kalmamak önemli. Hortumlar ise arenada biraz kaygı yaratıyor olsalar da yavaş oldukları için kendilerinden kaçınabilmek epeyce kolay.
Diamora, Song of Death
- Bölge: Singing Caverns
- Hasar Tipleri: Fizikî ve Donma
Diamora, bu Act içerisindeki favori boss’um. Hem tasarımı hem de orta fazları ile size çok büyük problemler yaşatabilecek ama oynaması da bir o kadar keyifli bir boss.
Öncelikle savaşacağınız bölgeden bahsedelim. Diamora ile simit halinde bir arenada karşılaşacaksınız. Arena, Diamora’nın en büyük silahlarından biri.
Eğer Diamora’nın yakınındaysanız, size ağır hasar veren yakın hücumlar yapabiliyor. Lakin kaçmanız gereken hücumlar çoklukla yetenekleri ile yaptıkları. Örneğin yerden çıkardığı gayzerler, içinde kaldığınız sürece size hasar veriyor. Haritanın sağından ve solundan gönderdiği dalgaların ortasında kalmanız ise kaçınılmaz sonla tanışmanız demek.
Diamora’ın canı muhakkak bir düzeye indiğinde ise iki yeteneği birden faal oluyor. Bunlardan birincisi, yakınında kalırsanız canınızın oldukça yanacağı çığlık saldırısı. Oburu ise arenanın simit formunda olmasının nedeni.
Diamora, suya dalarak arenanın ortasından tekrar yükseliyor. Bu esnada koni formundaki bir bölgeye siren müziğini söylemeye başlıyor. Bu koni haritanın etrafında dönerken arenaya da düşmanlar doluşuyor. Maksadınız bu koniye yakalanmamak. Zira burada kaldığınız sürece donma stack’i kazanıyorsunuz ve en nihayetinde düşmanların ortasında taşa dönüşüyorsunuz.
Eğer alan saldırısı olan bir build oynuyorsanız bu boss’ta bilhassa rahat edeceksiniz.
The Prisoner
- Bölge: Solitary Confinement
- Hasar Tipi: Fizikî ve Donma
Özel gimmick’i olan bir öbür boss’umuz, Act 4’ün en hoş haritalarından birinde ortaya çıkıyor. The Prisoner, tüm dikkatinizi isteyen bir boss.
The Prisoner dövüşü iki fazdan oluşacak. Birinci fazada boss’un yere attığı shard’lardan ve ağır hasarlarından kaçınmak gerek. Bu esnada yaptığı süratli akınlar da baş döndürecek kadar tehlikeli. Kesinlikle hareketlerini denetim ederek gerçek vakitlerde dodge roll atmalısınız.
Canı yarıya yaklaştığında ise ikinci faza geçiyoruz. Bu esnada haritada bulunan ballista’lardan ateş etmeniz gerek yoksa The Prisoner tüm canını doldurabiliyor.
İkinci fazda daha sert ve güçlü ataklar ile karşılaşıyoruz. Bilhassa bu fazda Blood Tendrils saldırısına dikkat etmek gerek. The Prisoner elini kaldırdığı vakit üstünüze Tendril atmaya hazırlanıyor. İşte tam bu anda dodge roll atarak kaçmalısınız. Son olarak her yere düştüğünde balista atmayı unutmayın.
Torvian, Hand of the Saviour
- Bölge: Arastas
- Hasar Tipi: Fizikî ve Yanma
Muhtemelen sizi bu yazıya getiren boss bu olacaktır. Anlaması ve savaşması hayli sıkıntı bir boss olan Torvian’ın tüm ipuçlarını sizin için paylaşacağım.
Önce akınlarından başlayalım. Torvian, kaçması alıştıktan sonra kolaylaşan basit akınlarla karşımıza çıkıyor. Bunlardan birincisinde oyuncunun üzerine atlayan boss, yaklaştığı vakit üç hareketli bir kombo çıkartarak canınızı kolaylıkla eritebiliyor. Torvian, baltalarını yere sapladığı vakit ise üstünüze taş atmaya hazırlanıyor.
Fakat sizin de fark edebileceğiniz üzere zirvelerde bulunan rahipler bir noktadan sonra Torvian’a enteresan buff’lar sağlıyorlar. O denli ki Torvian’ın taarruzları güçleniyor ve adeta ölümsüz hale geliyor. Pekala ne yapacağız?
Torvian’ın taş atma atak animasyonunu güzelce ezberleyip, bu taşları rahiplere gönderecek konumu almamız gerek. Torvian taşı o denli bir açıda fırlatmalı ki, iskele üzerinde bekleyen rahipler büyülerini tamamlayamamalı. Taş fırladığı anda dodge roll atarak yoldan çekilmelisiniz.
Torvian sıkıntı bir boss olmasa da yalnızca bu gimmick’i sayesinde pek çok oyuncunun başını karıştırabiliyor.
Benedictus, First Herald of Utopia
- Bölge: The Excavation
- Hasar Tipleri: Fizikî ve Yıldırım
Act 4’te beni en çok uğraştıran boss’a geldik. Yüksek hasar vuran yetenekleri ile Benedictus canınızı biraz sıkacak
Benedictus’un hem yakından hem de uzaktan yapabildiği pek çok taarruz var. Yeniden her vakit olduğu üzere bilhassa kaçmanız gerekenleri söylemeye çalışacağım. Bunlardan birincisi Earth Pillars yeteneği. Bu yetenekle Benedictus arenada 6 yer işaretleyerek buralara mayın diyebileceğimiz taşlar yerleştiriyor. Bunların üstünden geçtiğinizde kısa mühlet içerisinde patlıyor ve hem hasar hem de sersemletme yaratıyorlar.
Bu akının en kıymetli özelliği Benedictus’un bunu daima olarak yapması. Yeni şayet arenanın bu taşlarla dolmasına müsaade verirseniz, hareket alanınız neredeyse kalmıyor. Bu nedenle güç da olsa bu mayınları patlatmak zorundasınız.
Earth Eruption isimli faz saldırısı ise en çok dikkatinizi gerektirenlerden. Bu basamakta Benedictus gücünü toplarken yanına yaklaşmalısınız. Akabinde gelen patlama ile birlikte çift çemberli bir labirent oluşacak. Bu labirentten süratlice çıkmazsanız, birebir süratle denetim noktasına geri dönüyorsunuz. Bilhassa bu noktada, mayınları temizlemek çok kıymetli. Zira şayet çıkışlardan birinde mayın varsa ve bu mayına yakalanıp ufak bir sersemletme yerseniz, akından kaçamıyorsunuz
Benedictus, canının son çeyreğinde ise bu saldırıyı arenayı kaplayacak formda değiştiriyor.
Sağlam bir can havuzu ve azamiye yakın bir yıldırım direnci, Benedictus savaşını biraz daha rahat atlatmanızı sağlayabilir.
Yama the White
- Bölge: Halls of the Dead
- Hasar Tipleri: Fizikî ve Kaos
Yama, Çin mitolojisinden tanıdığımız meşhur Maymun Kral’ın PoE2 versiyonu. Tıpkı onun üzere farklı hileleri ve farklı hücumları bulunan Yama the White, oyunculara sorun çıkartabilecek özelliklere sahip.
Öncelikle bu ana kadar üstünüzde hiç kaos direnci olmadığını varsayıyoruz çünkü daha ana öyküyü bitirebilmiş değilsiniz. Tam da bu sebeple Yama, bizim için büyük tehlike arz ediyor zira yeteneklerinin büyük bir kısmı kaos hasarı veriyor.
Yama’nın kaçmanız gereken standart hücumları ortasındaki en değerlisi Soulrend. Koni biçiminde bir alana saldıran Yama, size debuff da vererek kaos hasarı veriyor. Yama’nın canını erittiğinizde ise Monkey Business saldırısı başlıyor.
Bu faz akınında Yama, arenada bulunan tüm sütunların üstünde beliriveriyor. Bu sütunlardan size ateş eden Yama, önemli hasar verebiliyor. Bu hücum esnasında emeliniz gerçek Yama’yı bulabilmek için sütunlara yaklaşmak. Yalnız aman dikkat, doğrusunu bulduğunuzda sütun üzerinden üstünüze atlıyor. Bu atlayışta bile tek yiyebilirsiniz.
Preminision isimli ikinci özel akın ise birincisine nazaran daha tehlikeli. Bu hücumda Yama vakti durdurarak etrafa klonlarımızı yolluyor. Etrafında çember oluşturan hakikat klonu bulmalı ve yanına koşmalıyız. Aksi takdirde gelen patlama canımızı sıfırlayabiliyor.
