Alkışlanacak bir film
İsmi duyurulduğundan beri büyük bir sükse yaratacağından hepimiz emindik. Türkiye’nin tahminen de çoğunlukla birleştiği tek husus bu isim: Atatürk… Bu nedenle o denli Müslüm’e, Bergen’e benzemeyen bir sinema bu. Yapması da, çekmesi de, oynaması da pek çok sorumluluk gerektiriyor. O nedenle sinema birinci defa konuşulduğunda herkesin aklında tek bir soru vardı: “Atatürk’ü kim oynayacak?”. İşte bu kısma bence biraz fazla duygusal bakıyoruz. Türkiye’de bu ismi layıkıyla canlandırabilecek, hem karizmatik hem ağır başlı hem gençliğini görebileceğimiz hem de yeri geldiğinde sert durabilecek çok bir isim yok zati. Bu nedenle Kıvanç Tatlıtuğ vs. diyenleri anlamlandıramıyorum. Atatürk elbette çok karizmatik bir adamdı da Kıvanç sizce de biraz abartı değil mi? İlla model tarafından canlandırılmalı mıdır sarışın renkli gözlü diye? Kısacası sayılan pek çok öteki ismin de ya çok yaşlı kaldığı ya da düzgün halde oynayamayacağına inanıyorum. Gel gelelim sonunda seçilen isme: Aras Bulut İynemli.
Bu isim birinci duyurulduğunda “Vay efendim nasıl olur?” diyenler, izledikten sonra bile olmamış diyenler pek çok oldu. Bu tıp biyografi biçimi sinemalarda benzerliğe bir yere kadar ben de değer versem de sinemanın içerisine girdiğimde oyunculuğu bana geçtiyse pek de bir ehemmiyeti kalmaz. Buna misal bir örneği yakın vakitte Napoleon için vermiştim. Kardeşim Napoleon’u Joaquin Phoenix oynarken beğeniyorsunuz da hiç mi portresini görmediniz? Bu adam Napoleon’a benzemiyor yahu demediniz? E ona demiyorsanız buna niçin diyorsunuz? Ben bu kafayı çözemiyorum. Çok da kusursuz olmuş Aras vallahi. Sinemaya girdiğimde inanılmaz bir beklentim yoktu, Aras’ı da dizilerden izlediğim kadarıyla yarım yamalak bilirim fakat sinemaya girdiğim an her bir bakışı ve sırıtışıyla bana sonuna kadar kanıtladı Atatürk olmanın getirdiği o duruşu. Kısacası sineması bu kısımdan puan kıran çok kişi olduğu için buraya bu kadar uzun değindim ancak bence adaletsiz davranmışsınız, tekrar bir düşünün derim.
Neyse gel gelelim sinema nasıl olmuş? Başına gelen onca Disney+ dramasına ve diziden dönme kurgusunun yer yer sırıtmasına karşın sineması ben çok beğendim. Bir defa uzun vakittir bir Türk sinemasında gördüğüm en âlâ manzara yönetmenliklerinden birine sahipti sinema. Bir açılış savaş sahnesi var ki insanın tüylerini diken diken ediyor. Senaryoda yer yer kopukluklar var, evet ama bu haliyle izleyince güzel ki sinema olmuş bile dedim. Bunun sebebi ise dizi kısımlarına ayrılsaydı aksiyonun azaldığı pek çok kısım olacaktı ve bu kısımlar de bu sebepten dolayı akıcılık kaybedecekti. Bu nedenle sinemalara ayrılması fikri çok yakışmış.
Film Atatürk olarak isimlendirilse da hayatındaki pek çok değerli ve değerli isime de yer veriyor. Mesela sinemada Zübeyde hanımın oğluna olan düşkünlükleri, farklı kaldığı devirler üzere pek çok ayrıntı da seyirciye verilmiş. Askeri muvaffakiyetlerin yanında hayatındaki insanları da tanıtmaları, belli başlı isimler haricindeki çapkınlıklarını görmek, yalnızca fotoğraflardan gördüğümüz kostümlü baloda giydiği Yeniçeri sahneleri üzere çok keyifli kısımlar vardı sinemada. Bu üzere olayları, savaşlarla çok yeterli harmanlamış ve dönemsel olarak geçmişe geleceğe git gel çok yaşanıyor olsa da bunu baş karışıklığı yaratmayacak halde aktarmayı başarmış direktör ve müellifler.
Bana en çok neyi sevdin diye sorulacak olsa tüm bu saydıklarımı geçip İttihat ve Terakki derdim. Karakterlerin tipleri hakkında tek tek Talat Paşa olmuş, Ali Fuat olmamış üzere cümleler etmeyeceğim. Buradaki en kıymetli şey küme içi dinamiği, ortalarındaki şakalaşmalar ve grubun yaptığı her şeyin bence dayanılmaz aktarılmış olması. Hem tarihî olarak hem de aksiyon olarak. Hatta o kadar sevdim ki İttihat ve Terakki isminde bir dizi çıksa da izlesek dedim içimden. Fikri çok komik lakin çok keyifli olurdu. Bu cemaatin üyelerinin başka ayrı olayları, Enver Paşa’nın katkılarının aslında ne kadar fazla olduğunun lakin Atatürk ile ortasındaki çatışmanın hiç bitmediğinin upuzun bir versiyonunu izlesek çok hoş olurdu bence. Ayrıyeten Enver Paşa demişken, Sarp Akkaya da bu rolü sırtlanmış ve çok başarılı olmuş bunu söylemeden geçemeyeceğim.
Vallahi ben doyamadım bile ya, ayrıntılarda boğulup sineması beğenmeyen herkes için üzgünüm fakat en berbatından sinemaya gittiğimde yanımda oturan ailelerin çocuklarına yaşanan olayları en kolay halde sessizce açıklaması bile beni çok memnun etti. Hiç olmadıysa biraz farkındalık yaratmıştır dedim. Sonunda da tüm salon alkışlayarak çıktı. Bu ortada son sinemanın de inanılmaz heyecanlı geçeceği bu sinemanın bittiği yerden muhakkak. O nedenle büyük bir merakla bekliyorum. Bunu görüp bir kişi bile başka sinemaya gitmek istese çok keyifli olurum. Bence bu mevzuda bilhassa bu periyotlarda biraz daha farkındalık yaratmalıyız. Herkesin Cumhuriyetinin 100. Yılını kutlarım. Öteki sinemada görüşmek üzere!
Editörün Notu: Atatürk sineması başına gelen onca şeyden sonra çok izlenebilir ve pek çok kişiyi de bir epey duygulandıracaktır diye düşünüyorum.
Filmin Notu: 8.5
Yönetmen: Mehmet Ada Öztekin
Oyuncular: Aras Bulut İynemli, Songül Öden, Sarp Akkaya
IMDB Notu: 8.9
