Medeniyet, demokrasi, savaş, mühendislik, sanat, şarap ve eğlence… Birçok konuda döneminin fersahlarca önünde olan Roma İmparatorluğu’na hayran olmamak elde değil. Bazı modern olguların temelini oluşturan imparatorluğun ömrü 1000 yıldan fazla sürünce günümüz dünyasına yansıyan etkileri de haliyle kaçınılmaz oluyor. Bu kadar uzun süren ve dönemin koşullarının ötesinde kendilerince “demokrasi” anlayışını oturtmaya çalışırken insan faktörünü yeterince önemsemedikleri için onlarca büyük entrika ile çalkalanan efsane imparatorluk.
Politik entrikalar sonucu babasını kaybeden ve ailesinden uzaklaşmak zorunda kalan çiçeği burnunda bir genç ile oyuna başlıyoruz. Annesinin yardımıyla kendisine ayarlanan Roma’dan kaçış planında usta savaşçı Caeso, akıl hocası Syneros ve bağımsızlığını yeni kazanmış eski Gladyatör Bestia Tabat ile ne yapmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini konuşken durumu anlamaya çalışıyoruz. Yolculuğumuz asıl amacı güvende olmak gibi görünse de içten içe intikam ve ailesinin içinde bulunduğu durumu düzeltmeyi hedefleyen karakterimize isim vermemiz, ünlü Romalı ailelerin soyadlarından birini seçmemiz ve sonrasında kendisine has bir özellik tanımlamamız gerekiyor.
Birkaç tane resim arasından karakterimizin tipine karar verdikten ve oyun içi görünüşünü yine kısıtlı seçenekler arasından oluşturuyoruz. Sonrasında, uzun vadede oyun içi diyalogları etkileyecek ve bazı konularda bize kolaylık sağlayacak karakteristik özelliğini belirlememiz isteniyor. Otoriter bir karakter olarak işleri yoluna koymaya yarayan Ethos, mantıklı argümanlarla karşı tarafı ikna etme becerisi Logos ve çakallık peşinde koşmamızı sağlayacak Pathos arasından seçiminizi yapabilirsiniz. Açıkçası verilecek bu kararın uzun vadede oyunun gidişatını pek de etkilediği yok. Bazı durumlarda savaşmadan işi halletmek ya da daha az para harcayarak satın almak istediğinizi elde etmek gibi dolaylı konularda işinize yarayabiliyor. Oyun sırasında seçmediğiniz için kapalı olan seçenekleri gördüğünüzde bana hak vereceksinizdir. Ben politik tartışmalarda yardımcı olur diye düşündüğüm ve kendi karakterime en çok onu yakıştırdığım için Logos’u tercih ettim. Gerçek hayatta hiç beceremediğim pazarlık konusunda çok yardımı dokunduğu için memnunum.
Temel oyun tarzını anlamaya yarayan birkaç kısa diyalog ve bir savaş sekansından sonra karakter yaratmanın son ve asıl sorusu karşımıza çıkıyor. Karakterimizin sınıfını belirlememiz için bize 4 tane seçenek sunuluyor. Ağır zırhlarla kapı gibi dayanıklı ve bir o kadarda güçlü Princeps, hız ve gücü bir arada bulunduran Veles, uzak mesafe uzmanı okçu sınıfı Sagittarius ve destek sınıfı Triarius arasından oyun tarzınıza en uygununu seçebilirsiniz. Her sınıfın üçer adet alt sınıfı ve karakteriniz seviye atladığında kazanacağınız yetenek puanlarını harcayacağınız yetenek ağaçları bulunuyor. Seçim sırasında bu alt sınıfların da özelliklerini okuyarak seçiminizi yapabilir, hatta uzun vadede nasıl bir gelişim izleyeceğinizi planlayabilirsiniz. Hikayenin başından itibaren yanınızda bulunan 4 yoldaşınız farklı sınıflara ait olduğu için yapacağınız seçimi yaparken sizi zorlamamayı tercih etmişler. Destek ve okçu sınıfı olup da olaylardan uzak kalmak veya savaşlarda en önde olup bütün eziyete de katlanmak istemediğim için Veles’in uygun olduğuna karar verdim. Her sınıf için naçizane önerilerim burada bir yerlerde olmalı.
Sınıflar ve Yetenekler Oynayış tarzına göre değişebilecek bu konuda yine de başlangıç için işinizi kolaylaştıracak birkaç öneride bulunmak isterim. Princeps sınıfı karakterler için ekibinizi koruyacak bir tank görevi gören Defenders alt sınıfı yararlı olabilir. Veles sınıfı ise Brawler hareket yetenekleri destekli Assasin alt sınıfıyla takımın en önemli elemanı olacaktır. Alan kontrolü konusunda da etkili Marksman alt sınıfı ağırlıklı bir Sagittarius savaş sırasında kritik katkılar sağlayabilir. Triarius karakterler için ise açık ara tercihiniz Medics alt sınıfı olmalı. İyileştirme, negatif etkileri kaldırma ve etkisiz hale gelmiş savaşçıları aya kaldırma gibi önemli yetenekleri hayat kurtaracaktır. Karakterlerin kullandığı silahlara göre de farklı yeteneklerin açıldığını atlamamak gerekiyor. Her silah tanımlamasından sonra işinize yarayacak en uygun 3 özelliği seçmeyi unutmayın. |
Klasik Başlangıçlar
Babasının yakın dostuna ulaşmanın asıl nedeni güvende olmak gibi görünse de Lucius Licinus Lucullus’tan öğreneceğimiz çok şey var. Evet, bu tanıdık ve ünlü isim gerçek tarihten oyuna aktarılmış karakterlerden bir tanesi. Pontus kralı Mithradates’e karşı savaşıyla tanınan Lucullus’un yanına işte tam da bu savaşın hazırlıkları öncesinde ulaşacağız. Dolayısıyla annemizin Syneros’la birlikte oluşturduğu genç delikanlının önemli bir lidere dönüşme planının ilk adımı bu şekilde atılacak. Kendisinden savaşmayı ve politikayı öğrenecek, aynı zamanda onun bu önemli savaşında yardımcısı olarak tarihin akışına katkıda bulunacağız.
Bol konuşmalarla bezenmiş ara videolar sayesinde hikayenin içine çekilmeye başladığımız noktada fark ediyoruz ki oyun geneliyle ilgili her şeyi öğrenmişiz. Ekibimizle birlikte kendimizi ve lejyonumuzu yönettiğimiz ana harita ve lejyonumuzla ilgili çeşitli geliştirmeler yapabildiğimiz konaklama alanı karakol ara yüzleri oyunun geçtiği iki temel ekran diyebiliriz. Her ikisinde de uzun diyaloglar sizi bekliyor. Bunların yanı sıra orduların katıldığı büyük savaşların olduğu kuşbakışı bir savaş haritası ve oyunun en can alıcı kısmı sıra tabanlı stratejiye dönülen küçük ekiplerin karşı karşıya geldiği mini savaşlar bulunuyor.
Oyunun önemli bir bölümünü kapsayan diyaloglar belki de ilk bahsedilmesi gereken konu. Ziyaret ettiğiniz şehirlerde, karakolunuzda ya da ana haritada yolculuk sırasında karşılaştığınız kişilerle konuşuyorsunuz. Genelde uzun sayılmayacak bu konuşmaların tek sıkıcı kısmı birkaç cümlede bir ilerlemek için tıklama zorunluluğu. Akıcılığa ket vuran bu durum bir süre sonra bayabiliyor. Öte yandan sohbetler sırasında önemli bilgiler edindiğiniz veya size sorulan soruya cevap vermeniz gerekeceği için gaza gelip sohbetleri hızlıca geçmeye çalışmayacaksınızdır. Hoş, özellikle sizden karar vermenizi istenilen noktada siz sadece “-mış gibi” yapıyorsunuz. Seçtiğiniz cevaba bağlı olarak konuşma yine istenilen noktaya ilerliyor. Örneğin hemen intikam almak istediğinizi belirttiğinizde sakin olup akıllıca davranmamız gerektiği tavsiye edilirken intikama sıra geleceğini söylediğinizde çok mantıklı cevabı alarak pohpohlanıyorsunuz. Seçenekler arasında verdiğiniz her karar göre takımınızdakilerin size karşı olan fikirlerinde değişim oluyor. Öte yandan birçok savaşta omuz omuza mücadele ettikten sonra söylediğiniz birkaç cümle yüzünden herhangi bir negatif durumla karşılaşacağınızı düşünmüyorum. En azından benim için herhangi bir etkisi olmadığını söyleyebilirim. Oyunu hızla bitirmek için başında soru işareti olan ve sizin ekstra bilgi almanızı sağlayan seçenekleri atlamayı da düşünebilirsiniz, ancak geneli anlamak için her şeyi okumak en mantıklısı.
Ana harita ekranında hikaye gereği konumlandırılmış savaşa dahil olmayan yerleşimler, fethedilmeyi bekleyen şehirler, her şehrin içinde karakolunuzu geliştirmenizi sağlayacak doğal kaynak alanları ve rastgele çıkan tekrarlanabilir lejyon görevleri bulunuyor. Şehirleri kazanılmış bir savaş sonrasında ele geçiriyor, hemen arkasından yapılması gereken özel görev sayesinde o bölgeyi pasifleştiriyor, böylelikle bölgedeki doğal kaynak alanlarına hakim olabiliyorsunuz. Ayrıca ana haritada yolculuk yaparken birden beliren mini durumlara cevap vermeniz gerekebiliyor. Örneğin biraz ötede alelacele terk edildiği için geride eşya bırakılan bir kamp alanı gördüğünüz anlatıldıktan sonra değerli eşyaları alıp almama konusunda karar vermeniz isteniyor. Başka bir örnek olarak içine girdiğiniz ormanın giderek daha kasvetli bir alana dönüştüğü ve devam etmek isteyip istememek olabilir. Böyle ufak kararlar sonrasında birkaç eşya kazanıp kaybedebiliyorsunuz. Risk aldığım kararların neredeyse hepsinde ekipten birinin yaralandığını belirtmek isterim.
Karakola giriş yaptıktan sonra karakterlerle sohbet edebiliyor, mini savaş antrenmanı yapabiliyor ya da çeşitli yapılarla etkileşime girebiliyorsunuz. Bu yapılar içerisinde öncelik vermeniz gerekenler silah, zırh ve savaş malzemesi üretip geliştirebildiğiniz Armory, yeni savaş taktiklerinin açıldığı Workshop ve yaralılarınızı iyileşmesi için bırakabileceğiniz Dispansery.
|Kütüphaneme yükledim 1 tane, açtım oynadım 1000 tane
Lejyon savaşları için öyle detaylı grafikler hazırlanmamış. Tıpkı diyaloglarda olduğu gibi işlevsel ve temel bir görünüm söz konusu. Savaş sırasında şekiller üzerinden dönen bilgiler ve kuş bakışı bir görünüm mevcut. (FM serisini hala 2D oynayanlara selam olsun!) Savaşa başlamadan önce ekibinize kattığınız dört kumandandan birini lejyonun başına atıyorsunuz. Size gösterilen hayatta kalma yüzdesi, tahmini adam kaybı ve ganimet bilgilerine bakarak en doğru komutanı seçebilirsiniz. Savaş sırasında giriş, gelişme ve sonuç anlarında karşımıza çıkan 3 seçenekten birini seçmemiz gerekiyor. Her seçeneğin artı ve eksi etkileri olabiliyor. Örneğin düzenli formasyonda savaşa başlamak istediğinizde defansınız artarken, dağınık ve daha cesur dizilişte askerlerin moralini arttırabiliyorsunuz. Buna bağlı olarak savaş sırasında kaybınız, askerlerin performansı ve nihayetinde savaşın sonucu değişebiliyor.
Mini Savaşların Bir Anlamı Olmalı
Favorim olan en önemli konu ise mini savaşlar. Bu savaşların bazılarında hikaye gereği ana karakterlerin bulunması gerekirken, bazı yan görevler içinde yakın çevrenizden bir kişinin liderliğinde paralı yardımcılarınızı gönderiyorsunuz. Haritasına göre belirlenen başlangıç noktalarına savaşçıları yerleştirdikten sonra oyununuz güzel bir sıra tabanlı stratejiye dönüyor. Savaşçılarınızı kapasiteleri dahilinde hareket ettiriyor, bazen bir yeri yakmaya bazen de etraftaki düşmanları ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Kimi savaşlar çok kolay geldi, kimileri ise takımı en uygun kişilerle oluşturabilmek için kafa patlatmamı sağladı. En başından beri yanınızda olan karakterlerin yanı sıra yolculuğunuz sırasında ekibinize katılanlar ve sizin parayla takımınıza eklediğiniz kişilerin çeşitliliği sayesinde her duruma uyum sağlayabiliyorsunuz. Ayrıca bazı savaşlarda yardımınıza koşan destek ekipleri hayat kurtarabiliyor. Hoş, bazen herkes ileride kapışırken yapay zekanın kontrol ettiği iki askerin de arkada bir yerlerde gereksiz bir engeli pataklamaya çalışması derin bir of çekmenize neden olabiliyor.
Oyunun tarzı gereği detaylı grafiklerin kalitesi de genel olarak animasyonlar da rahatsız etmiyor. Hoşuma gitmeyen konular sadece genel geçer mantık hataları diyebilirim. Daha hemen oyunun başlarında havadan sudan konuşurken kendinizi lejyonun başında bulmanız ilginç bir durum. İyileşsin diye karakolda bıraktığınız karakterin hikaye gereği birden yanınızda belirip konuşmaya katılması ise sanırım en hoşuma gitmeyen durum oldu. Genel mantığın oturmadığı bu anlar ise tahmin edebilirsiniz ki yazılan hikayenin devamlılığı için gerekli. Bir diğer negatif konu ise biraz daha kişisel. F9 tuşuna atanmış hızlı yükleme kısa yolunu oyunu açar açmaz kaldırın. Uzunca süren zorlu bir savaştan sonra heyecanla kaydetme tuşu yerine bu tuşa bastığınızda son (otomatik) kayıt dosyasına bağlı olarak savaş başlangıcına döndüğünüzü görünce soğuk kış gününde balkona çıkıp bağırmak isteyebilirsiniz. Böyle kısa yol olmaz olsun!
Eski Dostlar Unutulmaz
Bu kadar farklı elementi barındıran karışık bir oyunda ana hikayeden kopmuyorsunuz. Üstelik yan karakterlerin hikayeleriyle süslenmiş mini görevler sayesinde bir baktım ki bütün ekibi benimsemişim. Genel olarak zevki kaçırmamak için ana hikayenin gelişiminden detaylar vermek istemesem de bu anekdotu anlatmam gerektiğini düşünüyorum: İlk kısım bittikten sonra Roma’ya döndüğümüzde olaylar gelişiyor ve ekibi yeniden toplamamız gerekiyor. O an çok heyecanlandığımı ve “eski” günlerdeki gibi herkesin bir arada olduğu yeni bir maceraya yelken açacağımız için mutlu olduğumu fark ettim.
Yunan şehirlerinin olduğu Anadolu topraklarında başlayan yolculuğumuz Kuzey Afrika ve Galya’ya kadar uzanıyor. Yeni bölgelerde yeni karakterle tanışıyor ve ekiptekilerin kişisel yolculuğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Bölgeye ait yeni parametreler oyuna eklenmesi ise oyunu sıkıcı bir tekrara düşmekten kurtarmış. Örneğin hikayenin işine Mısır dahil olduğunda şimdiye kadar rasyonel olan hikayeye mistik elementler ekleniyor.
Uzun, detaylı, yorucu ama bir o kadar da eğlenceli bir rol yapma / strateji oyunu Expeditions: Rome. Serinin önceki oyunlarında oluşturduğu temelin üzerine daha büyük ekip ve güncel teknoloji sayesinde oturaklı bir oyun ortaya çıkmış. Ufak tefek mantık hatalarını göz ardı ederek keyif almaya bakıyorsanız kaçırılmaması gereken bir hikaye.