Oyunun ismini birinci gördüğümde ödüm patladı… 99 tane Yugi’nin bir uçaktan atlama, sağdan soldan kart bulup “IT’S TIME TO DUDUDUDU DUEL!” diye bağırma ihtimalleri beni ne kadar gerdi tanım bile edemem. Çok şükür korktuğum başıma gelmedi. Ya da… Tahminen tam şu an Konami’nin aklına karpuz kabuğu soktum. Yok yoook, varsayımım o ki “oynaması ücretsiz” Yu-Gi-Oh! Duel Links’le keyifleri yerindedir.
Yeşil Mario ve Kırmızı Saçlı Yugi bir gün bara gitmişler!!
İşbu Yu-Gi-Oh! RUSH DUEL: Dawn of the Battle Royale!! kıssa anlatma konusunda hakikaten çok istekli bir başlangıç yapıyor ve Japonya’da 2020’den beri yayında olan Yu-Gi-Oh! SEVENS cihanında geçiyor. İsmi ve nereli olduğu dışında hiçbir şeyini değiştiremediğimiz karakterimizin Goha #7 İlkokulu’na transfer olmasıyla başlıyor öykü. Yu-Gi-Oh! SEVENS’ta başrolü üstlenen Yuga, Luke, Gavin ve Romin’le tanıştıktan sonra Goha Kuruluşu’ndan gelen önemli bir duyuruyla karakterlerimizin sohbeti kesiliyor. Goha Kuruluşu için uzayda gezginlik eden Celestia, herkesin katılabileceği Rush Duel Turnuvası’nı duyuruyor. Ödül ise çok cazip: Rastgele bir dileği gerçeğe dönüştürebilen bir bilet!
“Çok istekli bir başlangıç” diyorum zira bu anlattığım başlangıçtan sonra oyun şaşılmaz bir formda “Alemin hükümdarı ben olacağım!! / Yeni bir deste yaptım, haydi kapışalım mı? / MUHAHAHA!! Ben berbat karakterim!!” üçgeninde geçmeye başlıyor. Dürüst olmak gerekirse pek bir beklentim yoktu alışılmış ki bu hususta lakin o birinci 5 dakikasında bir anlığına bu tempoda devam edebilir diye düşünmüştüm.
KASPAROV MUSUN BİLADER HADİ!!
Yu-Gi-Oh ile alakam, vakti vaktinde Türk televizyonlarında da uzunluk gösteren klasik Yugi öyküsünden öteye çok gitmemiş olsa da her vakit içimde bir sevgi taşıyordum. Hele ki Duel Disk’leri görünce sözün tam manasıyla delirmiştim. Lakin her vakit şöyle bir sorun vardı: Ben Yu-Gi-Oh’u oynamayı değil izlemeyi seviyordum. Mahallede arkadaşlarla bile kuralına nazaran Beyblade oynayan ben, bahis Yu-Gi-Oh olduğunda tipik “ön arka” metoduna geçer, çok feci kökülürdüm.
Abartısız bunun sebebini Yu-Gi-Oh! RUSH DUEL oynadıktan sonra fark edeceğimi hiç beklemiyordum. Birinci sebep olağan ki eli berbat giderken birden teğe çok düzgün bir kart çeken Yugi’nin geri dönüş atmasını epik bulmakmış. Fakat ikinci sebep yepyeni Yu-Gi-Oh’un oyun şablonunun ve alanının uzun olmasıymış. İşte bu “RUSH DUEL” takısı da aslında bu manaya geliyor.
Hem orjinal Yu-Gi-Oh! oyunlarındaki birkaç fazın atılması, hem oyun alanının küçülmesi sayesinde daha rahat canavar çıkarmak oyunları hızlandırmış. Birinci bakışta bu durum Yu-Gi-Oh’un oynanışını niteliksizleştirmiş üzere görünebilir. Aslında hem yanlışsız hem yanlış. Gerçek olan kısmı, oyun alanının küçülmesi birtakım stratejilerden vazgeçmek manasına geliyor. Yanlış olan kısmı da tuzak kartlarının ve oyun alanındaki “atak/defans” durumlarının hâlâ daha bulunmasından dolayı alışılagelmiş Yu-Gi-Oh oyunlarına hâlâ müsait.
Mikro ödemeler yok!! (Tamam bu çok da ünlemlik bir şey değil)
Oyun piyasası bizi her gün biraz daha şaşırttığı (!!) için hâlihazırda para verip satın aldığınız bir oyunda mikro ödemelerin olmaması bahsedilmesi gereken bir şey oluyor ne yazık ki. Oyundaki her bir kartı oynadıkça açıyorsunuz. Bu istikametiyle pek kuvvetli olmasa da oyunda bir çevrimiçi oynama seçeneği de var. Hasebiyle bu türlü bir durumda mikro ödemelerin olmaması kıymet kazanıyor. Yaklaşık 15-20 saatlik tek kişilik kısım hem çevrimiçi çabalarda kullanacağınız kartları açmak hem de pratik yapmak için bir araç bile diyebiliriz temelinde.
Yalnızca 5 dakika kıssa anlatan ve canlılıktan uzak yarı açık dünya yapısı birinci basamakta bu oyunu tercih etmemek için bir sebep olarak gözüküyor olabilir. İvedi olmasına karşın şeytanın karışmadığı “RUSH BATTLE” mantığı “Yu-Gi-Oh’a girişmek istiyorum lakin koca külliyat artık nereden başlamak lazım ya?” sorusuna hayli kâfi bir karşılık veriyor.
Lakin son bir kozum daha var!! YOU JUST ACTIVATED MY TRAP CARD!! 40 dolarlık fiyat etiketi!! Şu son günlerde bir aşağıya, bir üste hür tarz slalom yapan döviz kurunu bir kenara bırakacak olursak bile fiyatının karşılığı olup olmayacağı tam bir muamma.
