Call of Duty Vanguard Campaign İncelemesi

5 Kasım 2021 tarihinde çıkış yapan serinin yeni oyunu Call of Duty Vanguard, inceleme puanları ve kullanıcı yorumları açısından pek olumlu yorum olmasa da ortalama bir Call of Duty oyunu olarak anıldı. Betaları gerçekleştirilen ve 5 Kasım itibariyle de çıkış yapan Vanguard, bizleri tekrar İkinci Dünya Savaşı’na götürdü.

Oyun, Metacritic üzerinde 100 üzerinden 75; Opencritic üzerinde ise 73 puana sahip. Pekala, bizim açımızdan Call of Duty Vanguard nasıl bir oyundu? Bu incelemede bu sorunun karşılığını veriyor olacağız. Yazıda oyunun kıssasından ufak spoilerlar görebilirsiniz. İnceleme yalnızca Singleplayer olan Campaign modunu kapsamaktadır. Keyifli okumalar dilerim.

Call of Duty Vanguard:

• Piyasaya Sürülme Tarihi: 5 Kasım 2021
• Seri: Call of Duty
• Geliştirici: Sledgehammer Games
• Yayıncı: Activision
• Platformlar: PlayStation 4, PlayStation 5, Xbox One, Xbox Series, Microsoft Windows,
• İnceleme yapılan platform: Xbox Series S

Call of Duty Vanguard bizlere ne anlatıyor?

İncelemede Campaign modu üzerinde duracağımız için oyunun bizlere nasıl bir öykü sunduğundan başlamak değerli olacaktır. Oyunun öyküsü İkinci Dünya Savaşı’nda geçen bir kurgu ve gerçek karışımı bir öykü durumunda. 6 kişilik farklı uyruklardan bir ortaya gelen müttefikler tarafında özel bir timin öyküsüne şahit oluyoruz. Naziler ve Japonya’ya karşı cephelerde savaşıyor ve farklı vazifelerde timde yer alan karakterlerin geçmişini öğreniyor ve gruba neden alındıklarını öğreniyoruz. Bu kısma karakterler kısmında tekrar değineceğiz. Öykü kurgu ve gerçek karışık demiştik. Evet, bu türlü dememiz gerçek zira oyunun birden fazla kısmında gerçek yaşanan savaşlara şahit oluyoruz lakin bu gerçekliğe oyundaki karakterlerin ve ufak öykü kurgularının eklendiğini görüyoruz. Gerçeklik içerisinde kurgu kıssalar yer almakta.

Öykü, temelinde çok zayıf ve büsbütün zorlama olmuş diyebilirim. En azından gerçek savaşların içerisine girebilmek ve buna şahit olmak keyifliydi fakat oyunun kurduğu ana kıssa içi boş ve yalnızca olması gerektiği için var. Karakterlerin geçmişleri ve motivasyonları genel kıssaya bir nebze daha yeterli. Özetle oyunun kıssası pek kâfi değil üzere.

Tekrar mi İkinci Dünya Savaşı?

Sovyetler Birliği, Amerika, Fransa ve öteki müttefiklerin Nazi Almanyası ve Japonya ile yaptığı gayret güya çok tanıdık değil mi? Evet, sahiden bu mevzuda oyun dünyası ikiye bölünüyor. Bir kısım bu temanın suyunun sıkılmasını istese de öbür kısım artık çağdaş tema üzerinde ayakları sağlam bir öykü modu istiyor. Ben de bu suyu sıkılma işinden hakikaten sıkıldığımı belirtmek istiyorum. Askeri-FPS oyunlar İkinci Dünya Savaşı temasını artık gereğince kullandı. Call of Duty’nin kaçıncı kullanımı artık sayamıyoruz fakat Call of Duty 2, Call of Duty 3, Call of Duty World at War, Call of Duty WW2 ve artık ise Call of Duty Vanguard ile İkinci Dünya Savaşı’nın suyunu sıkıyoruz.

Bence artık bu seri çağdaş temaya ayak uydurmalı ve alternatif kurgu öykülere tartı vermeli. Tahminen de şu an bakıldığında Call of Duty serisinin en başarılı üçlemesi Çağdaş Warfare diyebiliriz. Bu üçlemenin en büyük özelliği büsbütün kurgu olması ve çok başarılı bir öyküsünün olması. Karakterleri de bugün hala unutulmuyor. Bu yüzden bu tema hakikaten artık oyuncuları genel olarak bıktırmış üzere duruyor. İkinci Dünya Savaşı’na çok özel bir sempatiniz yoksa suyun sıkıldığını hissedebilirsiniz.

İşte karakterlerimiz: Vanguard’ın Özel harekat timi:

Call of Duty Vanguard, bizlere 6 kişilik ana timden 4 kişinin özel kıssasını oyun boyunca anlatıyor. Bu karakterler Arthur Kingsley, Polina Petrova, Lucas Rigg ve Wade Jackson. Karakterlerin hepsinin kendine ilişkin spesifik bir kıssası var. Bilhassa hepsinin grup içerisinde özel bir vazifesi ve yeteneği sayesinde büyük katkısının olması oyunun oynanış kısmında oyuncunun sıkılmamasını sağlıyor. Arthur ile oynarken kadroya komut verebiliyor, Polina ile oynarken keskin nişancılıkyeteneklerinizi konuşturuyor, Lucas ile oynarken birçokfarklı bomba ortasında geçiş yapabiliyor ve grubunuza dayanak verebiliyor ve son olarak Wade ile oynarkenodaklanmayeteneğiniz ile düşmanları görebiliyor, yavaş çekimde ateş edebiliyorsunuz. Her karakter, farklı yetenekleri ile birbirlerini tamamlıyor.

Arthur, İngiliz ordusunda eğitim almış bir asker ve grubun ana başkanı. Polina, Stalingrad cephelerinde Nazilerle savaşmış ve lakabı Lady Nightingale olan onlara endişe salmış bir keskin nişancı. Lucas, Kuzey Afrika’da vazife almış bir bomba uzmanı. Wade ise Midway Savaşı’nda Japonlara karşı büyük bir savaşa katılmış başarılı birpilotve bombardıman uçağı kullanma konusunda deneyimli. Hepsi birbirinden yetenekli ve birbirlerine paha katıyorlar fakat oyuncu olarak bağ kurma konusunda pek bir etkileyicilik yok. Karakterler farklı evet lakin oyuncu olarak onlarla bağ kuracak kadar sizi etkilemiyor. Bu mevzuda eksiklik belirtmek hakikat olacaktır.

Vazifeler gereğince güzel mi?

Campaign modundan kelam ediyorsak misyonlardan beklentimizin çok üst düzey olması gerekiyor. Misyonlar büsbütün ortalama diyebilirim. Vazife sayısı ile başlarsak oyunda sahiden çok az vazife bulunuyor. Oyun uzunluğunu direkt etkilediği için bu kadar az misyon olması oyunun uzunluğunu da kısaltıyor. Vazifelerin iç yapısına baktığımızda ise günümüz ve geçmiş ortasında dolaştığımız fakat genel olarak birçok misyonda özel grubumuzda yer alan karakterlerin öykülerini öğreniyoruz. Vazifeler konusunda birçok farklı cepheye gitmemizi beğendim diyebilirim. Oyunda Stalingrad, Tobruk, El Alamein, Midway, Normandiya ve daha birçok farklı bölgede yapılan savaşlar anlatılıyor ve karakterlerimiz bu savaşların içinde şahsen yer alıyor.

Çeşitlilik olarak bakarsak ise üst düzey olmasa da çeşitliliğin güzel sunulduğunu söyleyebiliirim. Bilhassa bölgelerin, karakterlerin ve cephelerin değişmesi her kısmın farklı bir atmosfer sunmasını sağlıyor. Muhakkak çok daha çeşitli olabilirdi fakat her misyon birbiriyle katiyetle tıpkı değil ve kendini özel hissettiriyor diyebilirim.

Etkileyici grafikler ve atmosfer:

Call of Duty Vanguard’ın sevdiğim yanlarından birisi ise grafikler ve atmosfer oldu. Askeri-FPS oyunlarında grafikler ve atmosferin çok kıymetli bir yeri olduğunu düşünüyorum. FPS bakış açısından ötürü da oyuncunun kendisini oyun içinde hissetmesini sağlamak için grafiklerin kaliteli olması gerekiyor. Vanguard, grafiksel olarak hakikaten yeterli bir iş çıkarmış. Oyunu tahminen de başka konsollara ve aygıtlara nazaran en düşük grafik ile gösterebilecek Series S konsolunda oynamama karşın grafikler olağanüstüydü. Atmosfer ise nitekim şahane olmuş. Her bir misyonda savaşın içerisine dalıyorsunuz. Her tarafınızdan geçen mermiler, patlayan mayınlar, bombardıman uçaklarının sesleri, askerlerin bağırışı ve daha birçok öge ile savaş atmosferi başarılı bir biçimde yakalanmış ve yansıtılmış.

Sinematik anlatım:

Grafik ve atmosferden bahsetmişken sinematik anlatımı da ortaya sıkıştırmak gerektiğini düşünüyorum. Oyunun orta sahnelerini gerçek aktörlerin canlandırması ve oyun içine entegre edilmesi ile düzenlenmiş. Her ne kadar FPS 24 yahut 30 civarlarına düşse de bir sinema yahut dizi tadında başarılı orta sahneler ve sinematik anlatım olduğunu söyleyebilirim. Oyunun anlatımı çok akıcı ve bir sinema izler üzere yerinizden kalkmadan saatlerce tecrübe yaşayabilirsiniz.

Ses ve müzik kullanımı:

Vanguard’ın ses ve müzik kullanımı hakikaten kusursuz. Oyunun müziklerini Amerikalı bir müzisyen olan Bear McCreary hazırlamış ve epey başarılılar. Ana menüden tutun oyunun orta sahnelerine, vazifeler esnasında ve credits ekranında birbirinden hoş ve atmosfere ahenk sağlayan müzikler kullanılmış. Yeniden ses kullanımı da atmosferin kuvvetli olmasını sağlayarak oyuncuyu içeriye çekmeyi bir epey başarıyor. Dilerseniz üstteki oynatıcıdan Bear McCreary’nin Call of Duty Vanguard için hazırladığı ana müziği dinleyebilirsiniz.

Oyun performansı:

Geldik Vanguard’ın beni en çok etkileyen kısmına. Oyunun performansı ufak pürüzler hariç neredeyse harikaya yakın. Oyunu Xbox’ın yeni kuşak konsolu olan Xbox Series S üzerinde oynadım ve çok ender ufak FPS düşüşleri hariç hayli stabil bir tecrübe yaşadım. Oyun ayrıyeten 120 Hz bir ekranınız var ise tam uyumlu çalışabiliyor. Ayarlardan bunu faal hale getirerek çok daha akıcı bir tecrübeye sahip olabiliyorsunuz.

Bunun dışında FidelityFX Muhteşem Fidelity mevcut değil fakat AMD ekran kartlarını kullanan aygıtlarda FidelityFX CAS denilen Kontrast Uyarlamalı Sertleştirme oyunda mevcut. Bu özellik sayesinde oyun daha keskin bir imgeye sahip oluyor ve bunu yaparken FPS’den kayıp yaşamıyorsunuz. Ben oyunun tamamında 120 Hz monitörümle 120 Hz ayarı açık ve FidelityFX CAS etkin olarak oynadım ve azamî 2-3 defa ufak FPS düşüşleri yaşadım. Oyunun performansı ve akıcılığı pek yerinde.

Oyun uzunluğu: Biraz kısa mı güya?

Genelde Call of Duty campaign modları kısadır lakin bu Vanguard, sahiden o kısalık hissini yaşatıyor. Howlongtobeat datalarına nazaran oyunun ana kıssa uzunluğu 6 saat. Extralarla birlikte azamî 8 saat olarak gösterilmiş. Alışılmış ki işin Multiplayer modu tarafı da var ve bu tarafla birlikte oyunu 100-200 saat oynayabilirsiniz lakin biz Singleplayer taraf için konuşuyoruz. Aslında uzunluk ortalama bir Call of Duty oyunu ile birebir üzere lakin öykü oldu da bittiye geliyor ve kısalığının farkına varabiliyorsunuz. Vanguard, bizlere daha uzun bir Singleplayer Campaign mod tecrübesi yaşatabilirdi diye düşünüyorum.

Sonuç: Ortalama bir Call of Duty oyunu:

Sonuç olarak 5 Kasım 2021 tarihinde çıkış yapan ve bizleri İkinci Dünya Savaşı’na götüren Call of Duty Vanguard, ortalama bir Call of Duty oyunu oluyor. Ortalamanın maalesef üstüne çıkamıyor lakin altına da çok fazla inmiyor. Eksikleri olmasına karşın başarılı olduğu kısımlar ile de zevkli bir oyun tecrübesi sunmayı başaran Vanguard, genel olarak ne yazık ki bu yılın çok fazla dikkat çekmeyecek oyunlardan birisi olacaktır. Fiyatı da ülkemizde 600 TL civarında ve bu epeyce yüksek bir fiyat. Lakin tüm oyunlar bu düzeyde olduğu için incelemede bunu bir konu olarak almak artık ne kadar mantıklı olur bilemiyorum.

Artılar:

• Başarılı sinematik anlatım
• Yeni jenerasyon oyun performansı
• Etkileyici grafik ve atmosfer
• Kusursuz müzik ve ses kullanımı
• Birbirinden farklı öyküler sahip ilgi cazibeli karakterler

Eksiler:

• Hayli kısa bir oyun uzunluğu
• Ana kıssanın başarılı olmaması
• İkinci Dünya Savaşı temasının tekrar ve tekrar kullanımı
• Karakterlerle pek bağ kurulamaması

SONUNCU PUAN: 75/100

Call of Duty Vanguard, Singleplayer Campaign modu incelemesinin sonuna geldik. Sizler oyunu ve incelemeyi nasıl buldunuz? Sizler oyuna kaç puan verirsiniz? Pahalı görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.