Bu son dönemde içimde sürekli uzun bir yol yapma isteği var. Neresi olduğu önemli değil, sadece uzun yol olsun istiyorum. Bu içimdeki duygu, muhtemelen benim gibi sana da bazen geliyordur. Eğer sen de benim gibiysen çok özel bir filmi de muhtemelen biliyorsundur. Evet, Into the Wild; ya da ülkemizdeki ismiyle Yabana Doğru filminden bahsediyorum. Into the Wild, gerçek bir hikayeyi anlatan Jon Krakauer’in 1996’da yayımlanan kitabından uyarlanan bir film.
Kitabıyla aynı isimden uyarlanan filmde “Christopher McCandless” isimli bir gencin başından geçenleri izliyoruz. Kalabalık şehir hayatı ve genel olarak insanlardan uzaklaşmak isteyen McCandless, son derece uzun bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta hayatını kolaylaştıracak araba, para gibi şeyleri de olmaz Yolda otostop çeker, durduğu yerde iş bulup çalışır ve bu şekilde Amerika’nın gerçek güzelliklerini görmeyi başarır.
Into the Wild nasıl bir film?
Ne zaman içimde uzun bir yol yapma isteğine oluşsa aklıma hep bu film gelir. Into the Wild, muhteşem doğa manzaraları, dram türündeki diyalogları ve özgürlük duygusuyla dolup taştığı için bu duyguyu hisseden pek çok insanın “En iyi filmim” dediği türden bir yapım.
Sizlere film konusunda daha fazla bilgi vermek istiyorum, ancak kendimi burada durduracağım. Öncelikle kitabı okumayıp filmi izlemediyseniz sizleri öncelikle bu eşsiz yapıma bir göz atmaya davet ediyorum. Bugün sizlerle Into the Wild’ın aklınızın bir köşesine sinip saatlerce çıkmama potansiyeli olan repliklerine göz atacağız.
Not: İçeriğimizde genel işleyiş hakkında bir spoiler vermemeye çalışacağım, ancak elbette replikler üzerinden spoiler yeme ihtimaliniz bulunuyor. Bu sebeple, filmi izlemediyseniz spoiler yiyebileceğinizi hatırlatalım.
Into the Wild’ın sizi farklı düşüncelere itecek replikleri
“Sınır tanımayan bir maceracı… Evi yollar olan, güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah olmaktır amacım.”
“İnsan yaşamının mantık ile yönetildiğini kabul edersek, hayatın olasılığı kaybolur.”
“Ve biliyorum ki yaşamda asıl önemli olan ne kadar güçlü olduğun değil, kendini ne kadar güçlü hissettiğindir.”
“Mutluluk sadece paylaşıldığında gerçektir.”
“Düşüncelerimi anlatan kelimelerin git gide anlamsızlaştığını fark ediyorum.”
“Yüzümde bir gülümsemeyle kollarınıza koşuyor olsaydım, o zaman siz de benim şu anda gördüklerimi görür müydünüz?”
“Yalnızca çok uzağa gitme riskini göze alanlar yaşamda nereye kadar gidebileceklerini öğrenebilirler.”
“Televizyon olmadığı için pencereden bulut seyretmeye başladım. Oradaki yayın çok iyi, haberleri daha güvenilir.”
“Yaşadığım bu hayat, benim seçimim.”
“Eğer hayatta bir şey istiyorsan, peşini bırakma ve ulaştığında sıkıca sarıl ona.”
“Bence kariyer denen şey bir 20. Yüzyıl icadıdır ve ben bir kariyer istemiyorum.”
“Yalnızca hayallerinin peşinden koşan insanlar için hayat farklı bir anlama sahiptir.”
“Çoğu insan onları mutsuz eden koşullarda yaşıyor ve yine de bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Çünkü güvenli, rahat, rutin bir hayata koşullanmış durumdalar.
“Bana aşk, para, inanç, şöhret, adalet yerine gerçeği verin.”
“Eğer yaşama sevincinin esasen insan ilişkilerinden kaynaklandığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Tanrı bunu tüm çevremize yaydı. O her şeyde mevcut. Tecrübe edeceğimiz her şeyin içinde var. İnsanlar sadece, bu şeylere bakış açısını değiştirmeliler.”
“Ben estetik düşkünü yalnız bir gezginim.”