Donanım İnceleme – Razer Huntsman V2 Klavye

Geçenlerde geçmiş sayıların donanım incelemelerine bakarken Razer Huntsman V2 Analog incelememi siteye girmeyi unuttuğumu fark ettim. Aslında o devir planım mecmuada sayfa sonu nedeniyle yer veremediğim bir iki noktaya daha değinmekti, aslında klavyeyi uzun mühlet kullandıktan sonra incelememe güncelleme yapmak da istiyordum. Hazır artık bu türlü bir fırsat bulmuşken genel olarak Razer Huntsman V2 serisiyle ilgili niyetlerimi paylaşayım dedim.

Ben Razer’ın çoklukla iki ileri, bir geri yapan bir firma olduğunu düşünüyorum. Bir eserinde bayıldığım bir özellik bir de bakıyorum tıpkı seri içerisindeki bir sonraki eserde yok. Buna örnek olarak Deathadder farelerdeki fare tekerindeki Chroma aydınlatmayı Deathadder V2 Pro’da kaldırmış olmalarını gösterebilirim mesela. O denli olunca da genel özellikler iyileşse de daima “öncekinin şu özelliği daha güzeldi yahu” hissi oluyor. Benzeri bir hissin Huntsman V2 klavyelerde de olduğunu söyleyebilirim, zati Hunstman V2 Analog incelememde de tam bu noktaya değinmiştim.

Razer Huntsman V2 Analog

Razer’ın klavyelerinde neden analog tuşlar denemediğini uzun mühlet merak etmiştim. Sonuçta Tartarus Pro keypad 2019 yılında çıkmıştı ve büsbütün analog tuşlara sahipti. Lakin bu bahiste biraz yavaş davrandıklarını söylemek lazım; Wooting One, Steelseries Apex Pro, Cooler Master MK850 üzere analog klavyeler çoktan oyuncularla buluşmuştu.

Razer ise analog tuşları birinci olarak Huntsman serisinde denemeye karar vermiş. Huntsman bence son derece başarılı bir klavye serisi, tasarımı Blackwidow’a bir epey benziyor esasen. Fakat Razer’ın farklı bir alışkanlığı var, her seferinde kimi şeyleri geliştirip birtakım şeyleri de geriye atıyorlar. O yüzden bir türlü “işte bunu 10 numara cihaz” demek mümkün olmuyor.

Öncelikle şu analog tuşlardan başlayayım. Birebir gamepadlerde olduğu üzere basış noktasını kademeli olarak seçebildiğiniz cins tuşlar bunlar. Yani tuşa azıcık basınca yürüme, biraz daha basınca koşma işlevi üzere avantajlarından faydalanabiliyorsunuz. Buna ek olarak her bir tuşun kaç mm basışta çalışacağını farklı başka belirleyebiliyor, tek bir tuşa iki farklı basış noktasında iki farklı fonksiyon atayabiliyorsunuz. Örneğin C tuşuna yarım basınca çömel, tam basınca yere yat komutu verebilirsiniz. Ya da G tuşuna az basınca el bombasını seç, tam basınca fırlat komutunu vermek çocuk oyuncağı. Bu da dilediğiniz takdirde klavyenizi bir gamepad üzere kullanmanızı sağlıyor. Aslında PC de klavyeyi birebir vakitte bir Joystick olarak tanıyor ve tüm oyunlarda bu artılardan faydalanmanızı sağlıyor.

Pekala lakin teoride hoş olan bu özellik, nitekim işe yarıyor mu? İşte orası biraz muallak. Bilhassa bu ikili komut olayını sıkça denedim, belirli ölçü basınca yürü, daha fazla basınca koş üzere komutlar atadım tuşlara. Lakin bu analog kullanımı alışılmış ki bir gamepad rahatlığında değil, haliyle alışması da kolay olmuyor. Hatta tuşa fazla basınca istenmeyen anlarda istenmeyen hareketler yapmış oluyorsunuz, münasebetiyle bu tıp komutları modifier tuşuyla birlikte kullanmak her türlü daha rahat hissettiriyor.

Klavyenin geri kalan tüm fonksiyonları Huntsman Seçkine ile neredeyse birebir diyebilirim, yani ayrıyeten değinilmesi gereken tek özellik tuşların analog olması.

Huntsman V2’de kimi BlackWidow’larda olduğu üzere klavyenin sol yanına USB portu eklenmiş, lakin bu yüzden klavyeden iki tane kablo çıkıyor artık ve bu da nahoş bir imaj yaratıyor. Halbuki Blackwidow Elite’te tek kablo çıkıyor, sonra ikiye ayrılıyordu. Burada Razer’ın klavyeye çıkarılabilir kablo eklememiş olmasının bir eksi olduğunu düşünüyorum zira bunlar nitekim de kalın kablolar. Klavyeden çıkan kablolardan biri USB3.0, başkası ise Type-C. Şayet anakartınızda Type-C girişi yoksa kutunun içinden adaptör de çıkıyor, merak etmeyin. Hem kablo fazlalığı, hem de artık birden fazla modelde bulunan kablo kanallarının olmaması (tek çıkış yeri klavyenin sol üstü) bana geri atılmış bir adım üzere geldi.

Klavyenin Chroma aydınlatması da tuşlarının altında geniş hazne bulunan olan Ornata yahut Cynosa üzere modellere nazaran biraz zayıf kalıyor, zira ışığın yansıyacağı ve dağılacağı bölge sayısı daha az. Yani görsellerdeki üzere dayanılmaz ışıl ışıl, rengarenk bir aydınlatma bekliyorsanız hafifçe hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Bir de kullanılan tuşlar doubleshot PBT olmasına karşın bendeki klavyede kimi tuşların şeffaf olması gereken kısımlarında siyah lekeler var, bu da maalesef kimi harflerdeki ışığın tam yansımamasına neden oluyor. Tamam bu haliyle tuş grubu son derece şık duruyor ancak insan elinin altında Chroma klavye varken daha bir renk görmek istiyor. Keşke tuşların alt kısmında ışık yansıtıcı bir plaka olsaydı diye düşünmeden edemedim.

Huntsman V2 Analog’un kullanımı inanılmaz rahat, kullanılan bilek takviyesi gerçekten çok üst düzeyde kaliteli. Tuş sesi de hayli doyurucu lakin sessiz klavyelerden geliyorsanız alışması biraz vakit alıyor doğal ki. Günlük kullanımda doyurucu olan bu ses, klavyeyi gece sessiz ortamlarda kullanmak zorunda kaldığınızda biraz fazla gürültülü hissettiriyor yalnız. Yazı yazmaktan çok oyun oynamak için daha ülkü bir ses düzeyi bu.

Bir öteki üst düzey klavye Huntsman Elite’in 200$ olduğunu düşünürsek yalnızca analog tuşlar için üzerine 50$ daha eklenmiş olması Huntsman V2 Analog’u sahiden de çok değerli bir zevk nesnesi haline dönüştürmüş. Amazon üzerinden yurtdışı kaynaklı olarak yaklaşık 2500 liralık bir fiyata alabiliyorsunuz. Bu fiyata çıkana kadar daha başarılı alternatifler var tahminen lakin Razer sevenler için Huntsman serisi hakikaten de çok başarılı. Huntsman V2 Analog Razer’ın en düzgün klavyesi değil tahminen, lakin çok uygun bir klavye olduğunu söyleyebilirim. Gerisi büsbütün sizin bütçenize kalmış.

Razer Huntsman V2

İsimlendirmeyi görünce aklınıza gelecek olanın bilakis bu Huntsman V2 Analog’dan daha sonra çıkan bir klavye. Yani çeşitli özellikleri Analog’dan daha üstün, yani olay yalnızca birinde analog optik, başkasında düz optik tuş ekibi kullanılması değil.

Bir defa Huntsman V2’nin en devasa farkı ses konusunda. Klavyenin içerisinde ses sönümleyici köpük kullanılmış, ayrıyeten tuşların da içerisinde sesi absorbe etmeye yarayan silikon modüller var. Bunlar bir ortaya gelince Huntsman V2 hakikaten de sessiz bir klavye. Ben aslında evvelce beri orta sesli klavyeleri tercih ederdim, sonra V2 Analog’un sesine de çok alıştım ancak insan yeniden de ortadaki farka hayret ediyor. Ha bu sefer de ses biraz fazla baskılanmış tahminen ancak tuş sesleri ve tuş anahtarları aslında büsbütün şahsî tercih sıkıntısı malumunuz. Huntsman V2’de kırmızı (linear) ve mor (clicky) tuş anahtarı seçenekleriniz var, kırmızı tuş anahtarları oyun oynarken uygun performans sergilese de yazı yazarken en ufak temasta harf alıyor, bu da alışması vakit alan bir ayrıntı. O yüzden şayet klavyenizi daha çok yazı hedefli kullanıyorsanız mor tuş anahtarları daha uygun bir seçim olabilir.

Hani dedim ya Razer birtakım özelliklerde geri gidiyor diye, bu sefer de bunu çevresel aydınlatmada görüyoruz. V2 Analog’un hem klavyesinde, hem de bilek dayanağında de çepeçevre RGB bandı bulunuyordu ve buradaki çok sayıda led hayli hoş bir manzara sağlıyordu (özellikle de Firefly matla birlikte kullanıldığında). Huntsman V2’de ise ne klavyede, ne de bilek dayanağında bu özellik var; zira etraf ledleri yok. Üstelik bu sefer bilek dayanağı mıknatısla da birleşmiyor, her ne kadar yerinde sağlam duruyor olsa da muhtemel darbelerde yahut klavyenin konumuyla oynadığınızda bilek takviyesini de tekrar ayarlamanız gerekiyor. Yani bu mevzuda V2 Analog’un birkaç basamak gerisine düşüyor bu klavye.

Bu modelin hoş tarafı ise kablo sayısının teğe düşmüş olması zira USB passthrough yok. Lakin Tenkeyless versiyonunda kablo çıkarılabiliyorken, bu versiyonda sabit tutulmuş. Ayrıyeten tekrar kablo kanalı yok, yani sol taraftan çıkan kabloya mahkumsunuz. Yani ben bu versiyondaki kimi tasarım tercihlerini hakikaten de anlayamadım, açıkça söyleyeyim. Tenkeyless modelinde olduğu üzere çıkarılabilir USB-C kablo olsaydı ne ziyanı olabilirdi ki? Hem böylelikle Razer’ın yeni Coiled kablolarını da kullanma imkanımız olurdu, fakat bu seçenek de tam boyutlu versiyonda mevcut değil.

İşin teknik tarafında da polling rate’in 8000 hz’e çıkmış olduğu gerçeği var. 125, 250, 500, 1000, 2000, 4000 ve 8000 ortasından seçim yapmak mümkün lakin bu kadar yüksek polling bedeline gerek olup olmadığı tekrar size kalmış. Ben 1000 olarak kullanmaya devam ediyorum sonuçta.

Sonuç olarak ortada 200$ fiyat etiketiyle sunulmuş bir klavye var, münasebetiyle üst seviye teknik özelliklere ek olarak evvelce alıştığımız birtakım özellikleri de aramak hakkımız diye düşünüyorum. V2’nin ses yapısı ve kablo sadeliği V2 Analog’da olsa ortada fevkalade bir füzyon çıkarmış fakat Razer’ı tanıyorsam aslında o denli bir klavye de yoldadır.