Lakin birtakım oyunlar vardır ki açık dünyasının değişik ve garip özellikleri ile karşımıza çıkar. Ne kadar kolay görünse de gizemli ve merak unsurunuzu tetikleyecek birçok öğe barındırırlar kendi içlerinde. Bu şekil oyunlar her vakit kendine has bir kitleye sahip olmuştur ve kitlesi de genel olarak oyuna sadık kalır.
Günümüzde çok fazla örneğine rastlama talihimiz olmasa da evvelden çok daha sık bir halde görme talihimiz oluyordu. Bu yüzden günümüzde artık çok görülmeyen bu değişik açık dünyalardan bir kaçını listelemeye karar verdik.
Garip ve olağandışı açık dünyaya sahip oyunlar
- Brutal Legend
- Dead Rising 4
- Saint’s Row 4
- Xenoblade Chronicles
- Üstün Mario Odyssey
- We Happy Few
- Bum Simulator
- Slender: The Eight Pages
- Goat Simulator
Bir rock efsanesi yaşatan: Brutal Legend
Renkli fantastik bir dünyayı ele alın, biraz hard rock ve Jack Black tarafından seslendirilen gitar tIngırdatan bir ana karakter ekleyin. İşte karşınızda Brutal Legend. Bu oyunda sahiden tuhaflık düzeyi karakterimizin rock macerası devam ettikçe katlanarak artıyor. İnsanlığı çeşitli karanlık güçlerden kurtarmak için atıldığımız bu macerada, oyuncular Eddie Riggs rolünü üstleniyorlar. Eddie Riggs ise vaktin birçoklarını özelleştirilebilir otomobiliyle birlikte etrafta dolaşıp kendi takımını komuta edip, bir balta olarak kullandığı gitarıyla baş patlatarak geçiren sıradan bir insan.
Artık zombiler düşünsün: Dead Rising 4
Capcom, 2006’da özgün Dead Rising oyununu çıkarınca yeni bir çılgınlığın başlangıcını yapmış oldu. Zira zombi meraklılarına, bir alışveriş merkezini saran ölümsüz yaratıkları kesmek, ateş etmek ve yok etmek için dizginleri verdi. Orjinal oyunda barınan halterle zombi öldürme yahut oyuncak ayılar ile katliam yapmak gereğince çılgın değilmiş üzere, serinin 4. oyunu kaotiklik düzeyini daha da yükseltiyor. Var olan en tuhaf silah kombinlerini karşımıza sunan DR4, balık fırlatan silahlardan elektrikli baltalara kadar her türlü çılgınlığı önümüze seriyor.
Oyun içerisinde simülasyon: Saint’s Row 4
Saint’s Row’un sahip olduğu patlayıcı özelliği ve kendine has yorumuyla stüdyo Volition, kendisini Grand Theft Auto’dan ayırmaya kararlı görünüyor. Bir sokak çetesinin başkanı lider olur ve kendi adamlarının yardımıyla onları gerçekçi bir kent simülasyonuna yerleştiren uzaylı istilacıları savuşturmaya çalışırlar. Ne kadar da olağan bir senaryo değil mi? Olağan ki, oyunculara bir simülasyonun vaad ettiği üstün insan güçleri, ateş ve buz kullanma, dans etme ve uzaylı kaçırmaya neden olan silahları kullanma üzere kolay yetkiler verilince, oyun içerisinde var olan küçücük gerçeklikte uçup gidiyor.
Titanlarla dolu bir macera: Xenoblade Chronicles 2
JRPG’ler tuhaf, hudutları zorlayan ögelere yabancı değiller; zira cins ekseriyetle renkli fantezi ve yaratıcı temaları vurgulamayı hedefliyor. Anca Monolith Soft, Xenoblade Chronicles 2 ile bu özellikleri yeni doruklar taşıyor. Oyun, sözün tam manasıyla olağanın ötesine üste çıkıyor ve bizi titanlarla dolu geniş bir bulut denizine atıyor. Kıssa ise devasa “Dünya ağacı”nın etrafında dönüyor. Bununla birlikte ise destansı bir seyahatin yeri atılmış oluyor.
Mario yeniden bildiğimiz üzere: Üstün Mario Odyssey
Nintendo’nun ikonik platform serisi, her vakit birçok seviyede tuhaflık barındırmayı başarmıştı. Bir yiyecek volkanından aya kadar uzanan krallıkların çeşitliliğinden, tuhaf makus adamlara ve 2D oyun geçişlerine kadar, Üstün Mario Odyssey’de soyut olmayan çok az şey var. Ancak içlerinde en garibi ise Mario’nun dokunduğu her düşmanı denetim etmesine müsaade veren enteresan şapkası.
Distopik bir macera: We Happy Few
Compulsion Games’in hayatta kalma oyununa yaptığı bu yorum, sözün tam manasıyla fantezi diyarında tuhaf bir seyahat oluyor. Yürekli Yeni Dünya ve 1984 üzere distopik öyküleri kanalize edip uygun bir biçimde isimlendiren We Happy Few, savaşın parçaladığı bir İngiltere’de hayatta kalmaya ve yetkililerden kaçmaya çalışan anti kahramanımızı barındırıyor. Berbatlığın galip geldiği bu cihanda vatandaşlar donuk, iç karartıcı bir dünyada geçersiz memnunluk ve gerçek renk getiren mecburî ilaçlar tarafından destekleniyor ve kör ediliyor. Sözün tam manasıyla sürükleyici ve hudut bozucu bir seyahat.
Değişik bir evsiz hayatı: Bum Simulator
Bu sandbox oyun hakikaten bir nebze rahatsız edicilik barındırıyor içerisinde. Oyuncular vaktinin birçoklarını insanlara şişe atmak, mülkleri tahrip etmek, güvercinleri silah haline getirmek ve derme çatma bir meskeni bir ortada tutmaya uğraşan bir “Bumsville” sakini rolünü üstleniyorlar. Şu anda erken erişimde olmasına karşın Bum Simulator bugüne kadar ki en çılgın oyunlardan biri olmaya hazır görünüyor.
Atmosferi bile rahatsız eden: Slender: The Eight Pages
Ormanda yaşayan Slender Man’in ürkütücü ve bir o kadar rahatsız edici efsanesine dayanan bu hayatta kalma kaygı oyunu, oyuncuları yalnızca az ölçüde duyulan zil sesleri ve ıslık ile korkutmayı başarıyor. Bu yarı açık dünya sürtüşmesinde çok vahşet yahut koyu bir tema yok. Yalnızca karanlığın kendisi, ıssız ormanları, ürkütücü atmosferi ve her vakit peşinizden gelen bir yaratık tarafından avlanmanın hudut bozucu hissiyatı var. Oyuncular, ormanı keşfetmek ve gizlenmiş bir avuç notu bulmakla görevlendirilir. Ancak bunu Slender Man ile müsabakadan yani ondan kaçınarak yapmaları gerekiyor.
Bir keçi ne kadar çılgın olabilir? Goat Simulator
Goat Simulator, bir Nisan şakasının yanlış gittiğini hissettiren bir oyun. Ragdoll’un büsbütün istikrarsız olduğu bu oyunda oyuncular, beşerlerle dolu bir kasabada hür bırakılan bir keçi rolünü üstleniyorlar. Alışılmış ki bunun yanında çokça cümbüş, çılgınlık ve saçmalık da yanında geliyor. Bir kurbağadan daha uzağa uzanan lisanı ve çok yükseklere zıplayabilen bacakları ile mutlaka tipik keçilerden olmadığınızı söyleyebiliriz.
