Neden Tüm Giriş Derslerine “101” Dediğimizi Öğrenince Biraz Şaşırabilirsiniz (Mesela Neden 100 Değil?)
Üniversitede her dersin bir kodu oluyor, bu kodlar, ders ile ilgili bilgi edinmemizi de kolaylaştırıyor. Fakat bilhassa “giriş” derslerindeki “101” kodunu bilmeyen yoktur.
Peki neden giriş derslerine “100” üzere bir kodlama yerine “101” üzere bir kodlama veriliyor dersiniz?
Bunun sebebi yıllar öncesine dayanıyor…
“101” ders numaralandırma sistemi, Amerika’da ortaya çıktı.
Üniversiteler, öğrencilere geniş bir ders yelpazesi sunuyorlar ve bu derslerin içeriği ve zorluğu öğrencilere yönelik olarak sınıflandırılıyorlar. Derslerin numaralandırılması, öğrencilerin hangi dersin hangi düzeye ilişkin olduğunu anlamalarına yardımcı oluyor.
Eğitimin temel tabiri olarak kullanılan 101, bir hususun temeliyle ilgili olduğunu belirten bir tabir. Ders kodlamalarında kullanılan üç haneli sayı sisteminde birinci sayı, dersin düzeyini ya da hangi sınıfa ilişkin olduğunu belirtiyor. Son iki sayı ise o dersin içeriğini temsil ediyor.
Akademik dünyada kullanılan bu numaralandırma sistemi, vakitle tanınan kültürde de kullanılmaya başlandı.
“101”, bilhassa Kuzey Amerika’da, giriş düzeyindeki rastgele bir şeyin simgesi hâline geldi. Bir mevzu hakkında temel bilgi edinmek isteyen birine “Bu bahsin 101’ini öğrenmen gerek” bile deniyor. Ülkemizde birçok örneğinin de olduğunu varsayarsak bir mevzunun temeline inmeyi söz ediyor.
Bu numaralandırma sistemi, 19. yüzyılın sonlarına doğru ABD’deki üniversitelerde şekillendi. ABD’deki birçok üniversite, artan öğrenci sayısı ve genişleyen ders içeriğiyle başa çıkabilmek için derslerini daha sistematik bir biçimde organize etmeye başladı.
Numaralandırma sistemi, bu düzenlemelerden biri olarak ortaya çıktı.
