Aktivist Hareketleriyle Bilinen Norveç, Su Altı Madenleri İnşa Ederek Ne Yapmayı Amaçlıyor? Çevre Dostu Olmadığı Kesin!
Norveç, 2024’ün başında su altı madenciliği için keşiflere başlayacağını açıkladı. Bu kararın ardında yatan bilimsel ve politik nedenler neler? Su altı madenciliği sahiden daha etraf dostu bir alternatif mi?
Norveç Parlamentosu, Norveç Denizi’ndeki kimi bölgelerde su altı madenciliği için araştırma yapılmasını onayladı. Pekala, bu kararın gerisinde ne var?
Bu durum, çevresel ve jeopolitik açıdan büyük sonuçlar doğurabilir. Neden mi? Sizi şöyle aşağıya alalım.
Neden su altı madenciliği?
Atlantik Okyanusu’nun ortasında, su altında yer alan ve dünyanın en uzun dağ sırası olan Orta Atlantik Sırtı’nda volkanik patlamalar sayesinde altın, gümüş ve ender toprak elementleri gibi kıymetli metaller yüzeye çıkar.
Norveç, bu bölgede su altı madenciliği yapmayı planlayan birinci ülke oldu. Bu karar, potansiyel çevresel risklerle dolu ve birçok aktivist tarafından şiddetle eleştirildi.
Su altı madenciliği, deniz tabanından patates büyüklüğünde nodüllerin çıkarılmasını içerir. Bu sürecin, deniz ekosistemleri üzerinde ne cins tesirler yaratacağı hâlâ bilinmeyen.
Norveç’in önde gelen petrol şirketi Equinor bile, su altı madenciliğinin okyanus ve deniz biyolojik çeşitliliği üzerindeki tehditlerinden kaygı duyuyor.
WWF üzere kuruluşlar, su altı madenciliğine moratoryum çağrısında bulunuyor ve birçok büyük şirket, deniz tabanı kaynaklarını eserlerinde kullanmayı reddediyor.
Madencilik, ekonomik açıdan büyük getiriler vaat ediyor.
Norveç bu projeyi başarabilirse, 38 milyon tondan fazla bakır ve 45 milyon ton çinko bulmayı umuyor. Ayrıyeten kobalt, skandiyum, magnezyum, vanadyum, titanyum ve manganez üzere kıymetli mineraller de bulunabilir.
Ancak bu kaynakların çıkarılması, milletlerarası düzenlemelere ve BM’nin deniz ömrünü muhafaza amaçlı gelecekteki mutabakatlarına bağlı olacak.
Bilim insanları, deniz tabanı madenciliğinin çevresel tesirlerini daha güzel anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini savunuyor.
Deniz tabanından mineral çıkarma süreci, uzaktan kumandalı madencilik araçları ile gerçekleştirilir ve bu araçlar, 3.000 ila 5.000 metre derinlikte değerli mineralleri bulur. Deniz madenciliği, karasal madenciliğe kıyasla daha etraf dostu bir alternatif olabilir.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Su altı madenciliği yeterli bir fikir mi yoksa riskleri mi ağır basıyor?
