Hapşırmak, günlük hayatımızın bir modülü. Pekala bu yalnızca bizim için mi geçerli? Hayvanlar da hapşırabiliyor mu?
Hasta olduğumuzda, alerji tuttuğunda, burnumuza rastgele bir şey kaçtığımızda insanlık olarak ortak yaptığımız bir şey vardır: Hapşırmak. İnsanlık olarak diyoruz ancak hayvanlara ne demeli?
Böcekler, kuşlar, balıklar… Onlar da bizim üzere hapşırıyor mu? Bir kediyle yahut köpekle yaşayanlar bu sorunun yanıtını bildiğini düşünse de bazı enteresan noktalar var.
Temelden başlayalım.
Hapşırma; üst burun kanalındaki unsurlara karşılık olarak verilen, akciğerlerdeki havayı istemsiz olarak burun ve ağız yoluyla dışarı üfleyen solunum yollarındaki unsurları temizlemenin bir yolu.
Herhangi bir tıkanıklık, güçlü kokular, alerjiler, enfeksiyon, minik parazitler, ani sıcaklık düşüşleri… Bunların hepsi hayvanların da hapşırmasına sebep olabilir. Örneğin kediler çoklukla kedi gribi sebebiyle hapşırır. Köpekler ise hapşırmayı bir oyun olarak bile yapabilir. Heyecanlı ve oynamaya hazır olduklarını bu formda gösterebilirler. Lakin öbür hayvanlar için istisnalar var.
Tüm hayvanlar hapşırır mı?
Aslanlar, ayılar, sürüngenler, kuşlar, filler, pandalar, tavşanlar, fareler, atlar… Aklınıza gelebilecek pek çok hayvan hapşırır. Az evvel bahsettiğimiz üzere hapşırmanın meydana gelebilmesi için havanın akciğerlerden alınması gerekir. Aklınıza akciğeri ve burun delikleri olmayan bir çeşit geldi mi?
Evet, balıklar! Balıkların da burun delikleri olsa da fonksiyonu nefes almak değil. Sudaki en ufak kanı bile tespit edebilecek kadar güçlü koku alma duyusuna sahipler. Lakin akciğerleri olmadığı için hapşıramıyorlar. Bunun yanı sıra istenmeyen hususları atmak için hapşırmak yerine püskürtme üzere bir hareket yaparlar.
