Yüz Ölçümü Yalova’dan Bile Küçük Bir Ülke Olan Lihtenştayn Nasıl Oldu da En Zengin Ülkelerden Biri Hâline Geldi?

Küçük bir prenslik olan Lihtenştayn, bugün dünyanın en varlıklı ülkelerinden biri. Lakin bu muvaffakiyet emin olun tesadüf değil, kendilerinin uyguladığı stratejik metotlar var.

Lihtenştayn, İsviçre ve Avusturya ortasında sıkışmış, yüz ölçümü 160 km²lik küçücük bir ülke. Lakin dünya üzerinde kişi başına düşen ulusal gelirde en üst sıralarda yer alıyor.

Bu küçük prenslik, coğrafik kısıtlamalarına karşın nasıl bu kadar büyük bir ekonomik muvaffakiyet yakaladı?

1867 yılında, tarihin en garip ticaret mutabakatlarından biri gerçekleşmek üzereydi.

Rus İmparatorluğu; Alaska’yı Amerika Birleşik Devletleri’ne satmadan evvel bu devasa toprak modülünü, kendisinden neredeyse 11.000 kat daha küçük bir ülkeye teklif etti.

Bu ülke, Alp Dağları’ndaki küçücük Lihtenştayn’dı. O periyotta Lihtenştayn, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun son kalıntılarından biri olarak biliniyordu ve ekonomik olarak geri kalmış bir ülkeydi.

Bugün Lihtenştayn kişi başına düşen ulusal gelirde dünyada en üst sıralarda yer alıyor ve neredeyse hiç dış borcu yok.

Lihtenştayn 19. yüzyılın ortalarına kadar, Avrupa tarihinin çalkantılı olayları ortasında bağımsızlığını koruyabilmiş bir ülkeydi. Bağımsızlık, ülkenin ekonomik olarak kendi kendine kâfi olmasını sağlamıyordu.

İhtiyaç duyduğu yiyecek ve temel materyaller için Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile bir gümrük birliği kurarak daha büyük iktisada bağımlı hâle geldi. Lakin bu birlik, ülkenin birinci endüstrileşme işaretlerini de beraberinde getirdi.

Lihtenştayn’ın ekonomik mucizesi, radikal yeni kanılar ve siyaset kararları sayesinde gerçekleşti. Vergiler neredeyse yok denecek kadar düşürüldü ve şirketlerin kurulması ve yönetilmesi için gibisi görülmemiş özgürlükler ve müdafaalar sağlandı.

Böylece yabancı yatırımcıların dikkatini çekti ve neredeyse maliyetsiz bir biçimde daha fazla vergi geliri elde edildi.

Lihtenştayn her iki dünya savaşında da büyük ziyan görmedi ve savaş sonrası Avrupa’nın tekrar inşa sürecinde ekonomik olarak büyük bir sıçrama yaptı.

Küçük nüfusu, yenilikçi, dirençli ve verimli bir üretim bölümü geliştirmelerine imkan tanıdı. Ayrıca ülkenin bankacılık dalı, uluslararası para akışını yönetmekte uzmanlaştı ve vergi avantajlarından yararlanarak büyük bir büyüme sağladı.

Ayrıca bugün sokaklarda gördüğümüz inşaat materyallerinin hepsi neredeyse HILTI markasına ilişkin değil mi? Pekala, HILTI’nin Lihtenştayn’a ilişkin olduğunu söylesek? Eminiz ki pek çoğunuz şaşırmışsınızdır.

Bugün Lihtenştayn, dünyadaki en yüksek ömür standartlarından birine sahip ve ekonomik açıdan en güçlü ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor.