Seyahatiniz için uçağa bindiniz ve olağan dışı bir durumla karşılaştınız: Bir yolcu ansızın hayatını kaybetti. Sıra dışı ve ürkütücü senaryoda neler yapıldığını, ölen kişinin nasıl saklandığını hiç düşündünüz mü?
Uçaktan birinin ölmesi nadiren gerçekleşse de olmuyor değil. Milyon yolcu başına 0,21 vefat oranı gösteriliyor. Bunun için de Memleketler arası Hava Nakliyatı Birliğinin (IATA) bir prosedürü var.
Belki vefat eden kişinin uçak tuvaletinde saklanması gibi şeyler duymuş olabilirsiniz. Bu türlü bir şey mümkün olabilir mi?
Tıbbi müdahale olmazsa olmaz birinci adım.
Uçakta acil bir tıbbi durum meydana geldiğinde uçuş takımı derhal harekete geçer. Esasen grup temel birinci yardım eğitimi almış olduğundan yapacakları da aşikardır. Natürel ki evvel uçakta rastgele bir sıhhat profesyoneli olup olmadığını da sorarlar.
Eğer rastgele bir sıhhat vazifelisi yoksa uçuş takımı tıbbi müdahaleyi yapmakla sorumludur. Ayrıyeten birçok uçakta defibrilatör (şok cihazı) gibi acil durum ekipmanlarını da bulunur.
IATA yönergelerinegöre nefes alma ve kalp atışı tekrar başlamadığı yahut türbülans üzere öbür maniler nedeniyle uçak inançsız hâle gelmediği sürece yolcu üzerinde en az 30 dakika CPR (kalp masajı) yapmaya devam edilmeli.
Ölüm ilanı, uçuş takımı tarafından verilmez.
Eğer uçakta bir doktor yoksa ölüm ilanını vermek için yetkili kimse yok demek. Bu yasal olarak her yerde bu türlü. Doktor olmadığı durumda ise hava yolları grubu ile irtibata geçiliyor.
Uçakta var olan, vefatın teşhisini sağlayacak kit, yolcuya bağlanıyor ve kan basıncı, kalp atışı, sıcaklık ve glikoz düzeyleri üzere kıymetler ilgili sıhhat kurulumuna canlı olarak gönderiliyor. Onlar tarafından gelen bilgiye nazaran de yolcunun ölüp ölmediğine karar veriliyor.
Ölüm sebebiyle acil iniş yapılması kent efsanesinden ibaret.
Uçakta bir vefat olması demek, pilotun rotayı değiştirmesi manasına gelmiyor. Pilot yalnızca ineceği havalimanına durumu bildirmekten sorumlu ve izlemesi gereken protokol üzerinden uçuşa devam ediyor.
Bilgilendirme yapıldıktan sonra artık ölen kişinin inene kadar nerede duracağı sürecine geçiliyor.
Ölenin tuvalette saklandığı da koca bir palavra.
Böyle bir durum kelam konusu olamıyor zira zati tuvalette ölüyü bağlayacak ve sabit tutacak bir alan yok. Şayet uçakta yer varsa ceset daha az yolcunun olduğu koltuklara taşınabiliyor. Fakat uçakta hiç boş yer yoksa ceset yolcunun kendi koltuğunda bırakılıyor.
Eğer uçakta ceset torbası bulunmuyorsa öbür yolcular da düşünülerek cesedin üstü bir battaniye ile örtülüyor ve gözleri kapatılıyor.
Havalimanında da birtakım süreçlerden geçiliyor.
Havalimanları durum hakkında bilgilendirildiğinden alanda ambulans ve polisler hazır bekliyor. Cesedin alınmasının yanı sıra natürel ki uçak içerisindeki bireylerin de sözü alınıyor. Gerekli görülen öbür süreçlerin akabinde da yolcuların tahliyesi sağlanıyor.
Maliyetler ise aslında yolcunun seyahat yahut sıhhat sigortasına göre değişiklik gösterebiliyor. Bu yüzden de “Ne olur ne olmaz.” deyip gerekli sigorta süreçlerinizi yaptırarak seyahat yapmanız, geride kalanlar için yapacağınız en âlâ şeylerden biri olabilir.
Uçakta rastgele bir sıhhat sorunu yahut vefat ile karşılaşan varsa yorumlarda deneyimlerini bekliyoruz.
Dikkatinizi çekebilecek öteki içeriklerimiz:
