Kendisine ve Müttefiklerine Yanlışlıkla 16 Nükleer Bomba Atan ABD, Felaketin Eşiğinden Nasıl Dönmüştü?
Soğuk Savaş’ın en gergin anlarında, Amerika Birleşik Devletleri’nin nükleer bombardıman uçakları ezkaza 14 termonükleer bomba düşürdü. Bu olaylar, Hiroşima’nın 250 katı tahrip gücüne sahip patlamalara yol açabilirdi. Pekala, nasıl oldu?
B-52 bombardıman uçağının beklenmedik bir şekilde 2 adet “Mark 39” hidrojen bombasını yere düşürmesi, Soğuk Savaş devrinin sırlarından biriydi. Kuzey Carolina’nın Goldsboro kenti, az daha tarihteki en büyük felaketlerden birini yaşayacaktı.
1961 yılında yaşanan ve neredeyse nükleer faciaya yol açabilecek olay, araştırmacı gazeteci Eric Schlosser’ın titiz çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıktı.
Soğuk Savaş döneminde Amerika ve Sovyetler Birliği ortasındaki nükleer silah yarışı, her iki tarafı da daima alarm hâlinde tutuyordu.
Amerika, nükleer bombardıman uçaklarını daima havada tutarak olası bir Sovyet saldırısına karşılık vermek için hazır olmayı amaçladı.
Kulağa ne kadar üzücü gelse de Goldsboro’da yaşananlar tekerrür edecekti. 1960’lar boyunca B-52 bombardıman uçakları kazara toplam 14 termonükleer bomba attı ve bazen önemli sonuçlar doğurdu.
Soğuk Savaş’ın en ağır olduğu devirde Amerika, termal nükleer silahlarla yüklü bombardıman uçaklarını yılın her günü, 24 saat uçurarak sürekli havada tutuyordu.
Bombardıman uçaklarını havada tutmak çok kıymetliydi zira 1957’de Sovyetler dünyanın birinci kıtalararası balistik füzesini fırlattı.
Amerika’nın rastgele bir anda havada Sovyetler Birliği’ne yaklaşan çeşitli rotalardan birinde uçan en az bir düzine nükleer bombardıman uçağı vardı. Buna Krom Kubbe Operasyonu deniyordu.
Krom Kubbe Operasyonu, Amerika’nın Sovyetler Birliği’ne yönelik nükleer bir atağa karşı tedbir olarak geliştirdiği stratejiydi.
Nükleer bombardıman uçakları, düşman topraklarına yakın rotalarda daima uçuş yaparak Amerika’ya yönelik rastgele bir nükleer hücuma anında karşılık verebilmek için hazır bekletiliyordu.
1961’de Goldsboro’da yaşanan olay, riskli stratejinin potansiyel sonuçlarını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
İki bombadan biri, düşme sırasında neredeyse patlama noktasına gelmişti. Lakin son anda, bir güvenlik sistemi sayesinde felaket önlendi.
Bu olay; Amerikan hükûmetini, halkını nükleer silahların kontrolü ve güvenliği konusunda yine düşünmeye zorladı.
Goldsboro kazası tek değildi, 1960’lar boyunca misal birçok olay yaşandı. İspanya ve Grönland’da meydana gelen kazalar, nükleer güvenlik konusundaki kaygıları daha da artırdı.
Bu kazalar, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri için değil tüm dünya için ciddi bir ihtar niteliğindeydi.
Soğuk Savaş’ın bitmesiyle Amerika ve Sovyetler Birliği ortasındaki nükleer silah yarışı sona erdi. Fakat yaşanan bu kazalar, nükleer silahların denetimi ve güvenliği konusunda alınması gereken dersler bıraktı.
Tarihe ilginiz varsa aşağıdaki içeriklerimize de göz atabilirsiniz:
