Mishima.. Heihachi Mishima!
Geçtiğimiz kısımda birinci üç Tekken oyununun kıssasını bitirdik. Artık de sıra günümüze gerçek gelen rotada. Kemerlerinizi bağlayın ve kaldığımız yerden devam edelim.
Ogre’dan Sonra
Tekken 4, Heihachi’nin Jin’in peşine düşmesiyle başlıyor. Devil gene’in gerçek gücünü gözleriyle ikinci sefer gören Mishima ailesinin reisi, dünyanın her köşesinde Jin’i bulmak için çalışmalar yürütüyor. Bu esnada da bir başka devil tekrar sahibi olan Kazuya’nın aslında ölmediğini ve G Corp tarafından kurtarıldığını öğreniyor.
Eee, Tekken’in ana sloganını unutmamak gerek. Bir Mishima’yı öldürmek kolay değil!
Aslında G Corp, lavların içerisinde önemli hasar görmüş Kazuya’nın vücudu üzerinde uzun müddet çalışmalar yapmış. Yani cesedi yalnızca tekrar diriltmekle kalmıyor, bir de üzerine Kazuya’nın devil gene’i üzerinde araştırmalar yapıyorlar. Bu sayede de Kazuya, şeytani tarafını denetim edebilir hale geliyor.
Heihachi’nin, Kazuya’nın cesedini çalması için yolladığı Tekken Force grubu Kazuya’nın kendisi ile karşılaşınca ortalık karışıyor haliyle. Heihachi de Kazuya’nın hayatta olduğunu görünce, King of Iron Fist 4’ü duyuruyor.
Bu kere tüm çiplerini de ortaya sürüyor. Kazanan, Mishima Zaibatsu’nun tek sahibi olur!
Tekken 4
Her oyunda yeni karakterlerin art plan öykülerini anlatırsam bu makale asla bitmez. Ama ana kıssaya katkı yapan isimleri es geçmek istemiyorum. Örneğin Craig Marduk.
Marduk, MMA sahnesinin en değerli isimlerinden biri. Ancak bir gün bir barda girdiği hengamede bir adamın vefatına sebep oluyor. Bu adam da çok sevdiğimiz Armor King’den diğeri değil.
Ustasının vefatının akabinde meczuba dönen King, Marduk’ın hapishaneden çıkmasını ve turnuvaya katılmasını sağlıyor. Hedefiyse ustasının öcünü alarak Marduk’ı öldürmek.
Turnuvada karşı karşıya geldikten sonra ustasının öcünü alan King, Marduk’ı öldürmek için gittiği hapishanede bundan vazgeçiyor ve yaşamasına müsaade veriyor.
Steve Fox da bu oyunda “esrarengiz” bir biçimde ortaya çıkan isimlerden. Geçmişini çok bilmeyen Fox, ailesinin de kim olduğunu bilmiyor. Çeşitli boks maçlarında kendisini kanıtlayan genç dövüşçünün peşinde ise Syndicate isimli bir organize kabahat örgütü var. Fox, bu nedenle Amerika’ya kaçıyor.
Fakat kaçmaktan sıkılan Fox, daha sonra turnuvaya katılmaya karar veriyor. Örgüt de Fox’u öldürmesi için Nina’yı tutuyor.
Uzun müddet cryosleep ile uyuyan Williams kardeşler, bu oyunun değerli karakterlerinden. Nina ve Fox karşı karşıya gelmeden evvel, Jackie Chan çarpması dedektif dostumuz Lei Wulong Mishima Zaibatsu’nun ana bilgisayarlarına erişiyor.
Steve ve Lei, Fox’un asıl ebeveynini buradan öğreniyor. Dun dun dun… Oysaki Steve’in annesi Nina’ymış!
Tabii durum bundan çok daha karışık. Zira aslında Mishima Zaibatsu için bir deneme tahtasına dönmüş Nina cryosleep’teyken. Devil yine araştırmaları sırasında çocuklara gereksinim duyan Mishima Zaibatsu, yapay yollarla Nina’yı gebe bırakmış. Steve de doğduğu günden sonra uzun müddet boyunca bu çalışmalarda denek olarak kullanılmış.
Bunu duyan ve hala hafızası yerinde olmayan Nina da Fox’un peşini bırakıyor. Lakin ikili ortasında asla bir “aile saadeti” durumu yaşanmıyor.
Gelelim Mishima ailesinin “üvey” evladı Lee Chaolan’a. Lee’nin birinci sefer bu oyunda zincirlerini kırdığını görüyoruz. İsmini Violet olarak değiştiren Chaolan, Violet Systems isimli teknoloji şirketini kuruyor. Bu şirket robot ve android üretimi üzerine çalışıyor. Daha sonra Violet Systems’in bu çalışmaları öyküyü şekillendirecek.
Tekken serisinin şamar oğlanına dönen Paul Pheonix de tekrar turnuvaya katılıyor.
Turnuva
Sıra turnuvada… Yarı finale kadar gelen iki isim var ve bunların ikisi de Mishima kanını taşıyor: Jin ve Kazuya.
Babasıyla bir defa daha müsabakası beklenen Jin, bir türlü dövüşe gelmiyor. Bu nedenle de turnuvadan diskalifiye oluyor. Lakin aslında, Heihachi’nin Jin’in turnuvaya gelememesi için özel bir Tekken Force takımını üstüne yolladığını öğreniyoruz. Bu grup Jin’i uyuşturmayı başarıyor.
Finalde ise bir defa daha Heihachi ve Kazuya karşı karşıya geliyor. İşin enteresan yanı ise Heihachi’nin bir sefer daha Kazuya’ya el ense çekmesi.
Yani inanılmaz. Dünyanın en acayip gücü elinizde, istediğinizde mora dönüşüp kanat çıkartabiliyorsunuz. Sonra dik saçlı bir dede gelip sizi kündeye getiriyor. Bence Heihachi Tekken serisinin gerçek manada en güçlü dövüşçüsü.
Dövüşün akabinde Heihachi, Jin’i yok etmesi için Kazuya’yı Jin’i tuttuğu yere götürüyor. Kazuya bu esnada şeytani yanına teslim oluyor. Alışılmış bu esnada da “kötü adam konuşması” yaparak olayın aslını öğreniyoruz. Oysaki bu şeytani taraf, Jun ile birlikte bir modülünü Jin’e geçirmiş. Devil Kazuya, bu gücü tekrar birleştirmek istiyor.
Bu esnada ise G Corp’un çalışmalarının meyvelerini verdiğini görüyoruz. Kazuya şeytani yanını birinci defa denetim altına alarak gücüne güç katıyor.
Jin ve Kazuya’nın birinci sefer bu oyunda karşı karşıya geldiğini görüyoruz. Maalesef Kazuya, oğlundan da dayağın hasını yiyerek yere yığılıyor. Jin bunun üstüne gidip Heihachi’yi de bir hoş dövüyor ve ikiliyi salarak Hon-Maru kalesinden uçarak uzaklaşıyor.
Tekken 5
Tekken 5 de direkt olarak bu noktadan başlıyor. Yani daha introda bile, Heihachi ve Kazuya’nın kendine gelişini izliyoruz. G Corp, Kazuya’yı öldürmek istediği için Hon-Maru’ya Jack’ler ile dolu bir hücum düzenliyor. Kazuya ve Heihachi’nin de birinci sefer burada güçlerini birleştirdiğini görüyoruz.
Epey havalı bir sahne.
Tabii bu birliktelik uzun sürmüyor ve Kazuya, Heihachi’yi robotların ortasına yollayıveriyor. Kazuya kaçarken, Hon-Maru ve Heihachi’nin havaya uçtuğunu görüyoruz. Ama biliyorsunuz, bir Mishima’yı öldürmek o kadar kolay değil…
Oyunun intro görüntüsünde bile Heihachi’in “öldüğü” söyleniyor. Yalnız çok küçük çaplı bir şok yaşıyorsunuz zira oyuna girdiğinizde Heihachi’nin oynanabilir bir karakter olduğunu görebiliyorsunuz.
Neyse efendim, halbuki bu patlama Heihachi’yi yüzlerce metre öteye bir mezarlığın içine fırlatmış. Heihachi burada, toprağın altında dikkatinizi çekerim, yemeden içmeden 2 ay boyunca kalıyor. Akabinde şifasını volkanik bir havuzda bulan Tarkan üzere, toprağın altından tüm gücüyle çıkıyor.
Tabii bu sırada turnuvayı kaçırmış olduğunu da belirtelim.
Büyük Dedenin Dönüşü
Hatırlıyor musunuz, birinci yazıda Heihachi’nin Mishima Zaibatsu’nun denetimini Jinpachi’den aldığını söylemiştim. Oysaki Jinpachi ölmemiş. Yani ölmüş lakin, bir Mishima’yı… Anladınız işte…
Heihachi, makûs bir baba ve dede olduğu kadar berbat de bir evlatmış. Meğerse Jinpachi’yi Hon-Maru’nun altına zincirleyip üzerine de taşıması için dev bir taş bırakmış. Jinpachi vakitle susuzluk ve açlıktan hayatını kaybetse de kayayı tutmaya devam etmiş enteresan bir halde.
Hon-Maru’daki patlama ile birlikte, Jinpachi de içerisinde tekrar hayat hissediyor. “Şeytani bir güç” tarafından diriltilen Jinpachi, bu oyunun son boss’u pozisyonunda.
Yalnız bu “şeytani güç” olayına bir parantez açmam lazım. Zira bakmayın ismine, kendisi devil tekrar ile alakalı bir durum değil. Bilakis bu gücün ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Yani tüm kaynaklarda “şeytani bir güç” olarak geçiyor ve asla bir daha konusu bile açılmıyor.
Turnuvaya katılan kıymetli üç ismin kıssalarına de ufak bir bakış atalım.
Öncelikle Raven. Zati intro’da görünen birinci isimlerden biri olan Raven, Master Raven tarafından yönetilen bir örgütün üyesi. Bu oyunda çok gözükmese de, gelecekteki oyunlarda rolü büyük olacak.
İki numarada Asuka Kazama var. Jun’un uzaktan akrabasının kızı, Jin’in de kuzeni olan Asuka da turnuvaya katılan isimlerden biri.
Gelelim turnuvaya…
Kim Kimi Dövüyor?
Önce King ve Marduk ortasındaki davaya noktayı koyalım. Marduk, hezimetin akabinde derbeder olup daima King’le bir rövanş maçı istiyor. Lakin King için bardağı taşıran son damla, Marduk’ın Armor King’in maskesiyle kendisini rövanşa davet etmesi oluyor. Haliyle King bu daveti kabul ediyor.
King turnuvanın birinci tipinde karşı karşıya geldiği rakibini bir kere daha yeniyor. Lakin bu hırslı rekabet, bir anda Tekken tarihinin en düzgün dostluklarından birinin doğmasına sebep oluyor. İleride Marduk ve King’in bu dostluğunu tekrar konuşacağız.
Jin de birinci tipi geçen isimlerden biri. İkinci tıpta ise karşısına “son dostu, tek düşmanı” Hwoarang geliyor. Ve inanır mısınız bilmiyorum fakat Hwoarang, Jin’i devirmeyi başarıyor.
Tabii ki Jin’in şeytani yanı devreye girerek Hwoarang’i yerden yere vuruyor. Hatta Hwoarang önemli hasarlar aldığı bu savaşın akabinde hastaneye kaldırılmak durumunda kalıyor.
Bu hırsla finale çıkan Jin, dedesi Jinpachi’yi de alt etmeyi başarıyor.
Fakat birinci kere Jin’in bir yerlerden uçarak uzaklaşmadığını görüyoruz. Bilakis turnuvanın birincisi olarak Mishima Zaibatsu’nun başına geçiyor.
Mishima Zaibatsu’nun yeni karizmatik ve sevecen başkanı de şirketi yalnızca uygunluk ve insanların faydasına kullanmaya karar veriyor.
Yani o denli olmalı, değil mi?
Tekken 6
Hayır olağan ki. Jin’in Mishima Zaibatsu’nun başına geçince yaptığı birinci iş, dünya savaşı başlatmak oluyor. Temel oğlanımız bir anda Mishima Zaibatsu’nun elini güçlendirecek bölgeleri işgal etmeye başlıyor. Tekken Force’un gücüne de güç katan Jin, sivillere dahi saldırmaktan geri durmuyor.
Tekken Force ve Mishima Zaibatsu o kadar güçlü hale geliyor ki, Birleşmiş Milletler’i ele geçirmeyi dahi başarıyorlar.
Ve Mishima Zaibatsu’nun karşısında yalnızca G Corp durabiliyor…
Evet, G Corp bir anda öykünün yeterli adamlarına dönüşüyor. Natürel Kazuya da birebir biçimde. Şu ana kadar dünya nüfusundan birkaç kişi dışında Kazuya’nın şeytani tarafını gören yok. Bu nedenle halk, kendisini zalim Jin Kazama’nın hücumlarından koruyan bir kahraman olarak görüyor.
Jin, karışıklığın üstüne King of Iron Fist 6’yı duyurmaya karar veriyor.
Bu noktada bir parantez daha açalım. Zira Tekken 6 ile birlikte tek kişilik oynayabileceğiniz bir öykü modu mevcut. Öykünün geri kalanını da daha evvelki oyunların turnuva sıralaması formunda değil, bildiğiniz kıssa üzere anlatacağım.
Hikaye modunun temel oğlanı bu kere Lars Alexandersson. Lars, uzun yıllar boyunca Tekken Force’a komuta etmiş ve askerleri tarafından sevilen bir kumandan. Jin’in hücumlarının akabinde yanlış yolda olduğunu fark ederek Mishima Zaibatsu’dan ayrılmaya karar veriyor. Sadık askerlerinin büyük bir kısmı da Lars’ı takip ediyor.
Lars böylelikle kendi paramiliter yapısı, Yggdrasil’i kuruyor. Bu örgütün hedefi, Mishima Zaibatsu’yu durdurmak.
Savaş esnasında Zaibatsu’nun laboratuvarına bir baskın gerçekleştiren Lars ve grubu, burada Dr. Bosconovitch’in “Android” kızı Alisa ile karşılaşıyor. Tam bu esnada G Corp’un saldırısına uğrayan Lars ve takımı, Jack robotlarıyla savaşmak durumunda kalıyor. Yaşanan bir patlama da Lars’ın hafızasını kaybetmesine ve Alisa’yı uyandırmasına neden oluyor.
Böylece ikilimiz, farklı bir maceraya yanlışsız yola çıkıyorlar.
Bu ortada birinci Tekken’den beri devam eden King kıssasında de değişik şeyler oluyor. Örneğin King, ustası Armor King’in aslında bir kardeşi olduğunu öğreniyor. Kardeşini Marduk’a kaybeden bu Armor King, pek de memnun değil. Bu nedenle de gelip Marduk’a saldırıyor.
King de hem ustasının kardeşi, hem de artık yakın arkadaşı olan Marduk ortasında kalıveriyor.
Gelelim Lars ve Alisa’ya… Yggdrasil kumandanlarının ısrarları ile ikilimiz Heihachi’yi aramaya başlıyor. Emel, Lars’ın hafızasının yerine gelmesi. Zira herkes, Heihachi’yi gördüğü an her şeyi hatırlayabileceğine inanıyor.
Heihachi’yi bulduklarında ise varsayımlar hakikat çıkıyor. Lars’ın beynine bir anda anılar atak ediyor ve her şeyi açıklıyor.
Bir plot twist! Halbuki Lars da, Heihachi’nin oğluymuş! Bu nedenle Mishima kanı, Lars’ın damarlarında da dolanıyor.
Yalnız şu dövüş sahnesine yarılıyorum her seferinde.
Lars, bu açıklamanın akabinde Heihachi ile dövüşmeden ana misyonuna dönüyor. Bildiğiniz üzere ana gayesi Jin’i ve Zaibatsu’yu durdurmak. Jin ile karşı karşıya gelen Lars, beklemediği bir şey yaşıyor. Bir Mishima Zaibatsu robotu olan Alisa, Jin’in buyruğu ile Lars’a saldırıyor.
Bu esnada Jin’in kaçtığını ve Mısır’a gittiğini görüyoruz. İşte tam da bu anda, bir plot twist daha geliyor!
Meğer güzel edgelord karakterimiz Jin, her şeyi buradaki kadim bir varlığın uyanması için yapmış. Azazel isimli bu yaratığı kabuslarında gören Jin, devil gene’i de bu karakterin yarattığını öğreniyor. Zati bu nedenle de Azazel’i yalnızca devil gene’e sahip biri durdurabiliyor.
Dünyanın sonunu getirecek Azazel’in uyanması için ise dünyanın bir karmaşaya sürüklenmesi gerekiyor. İşte bu nedenle de Jin, dünya savaşı başlatarak dünyayı kurtarmaya çalışmış. Kulağa acayip mantıksız geliyor ancak işte… Tekken…
Oyunun sonunda, Jin’in nitekim Azazel’i alt ettiğini görüyoruz. Raven ise Jin’in bitap düşmüş bedenini çölde buluyor.
Tekken 7
Serinin son oyunu, aslında tüm öyküyü toparlamaya çalışıyor. Her şeyin başladığı yere, yani Heihachi’nin gençliğine hakikat bir seyahate çıkıyoruz. Ancak her şey sırayla…
İlk olarak son oyunun akabinde genel duruma bakalım. Mishima Zaibatsu’nun önderi ortadan kaybolmuş. Bu güç boşluğundan yararlanmak isteyen ve eski gücüne kavuşan Heihachi, baya holdingi basarak herkesi çalım manyağı yapıyor. En son Nina’yı da yere seren dedemiz, holdingini bir sefer daha ele geçirmiş oluyor.
Tabii ki Heihachi’nin birinci işi King of Iron Fist 7’yi duyurmak. Heihachi’nin asıl planı ise, hala bir kahraman olarak görünen G Corp ve Kazuya’nın gerçek yüzünü dünyaya göstermek. Unutmayın, halkın gözünde hala bir kahraman Kazuya.
Fakat bu plan gerçekleşmeden, değişik bir ziyaret alıyor Heihachi. Street Fighter serisinden Akuma, kendisini öldürmek için yanına yaklaşıyor. Öteki cameo’ların bilakis Akuma’nın kıssadaki yeri önemli. Zira Akuma, Heihachi’yi öldürmesi için Kazumi Hachijo tarafından gönderilmiş.
Aslında Kazumi ismini birinci sefer duymuyoruz. Tekken 1’de Pagoda Temple kısmında yerde bu ismin kazınmış olduğu görülebiliyor. Yani birinci oyundan bir foreshadowing yapılmış.
Fotoğraf: Tekken Wiki
Tahmin edebileceğiniz üzere Kazumi, Heihachi’nin eşi. Akuma sayesinde ise Kazumi’nin başına gelenlerin bir kısmını öğrenebiliyoruz. Meğerse Heihachi, Kazuya’yı uçurumdan attığı gün Kazumi’yi de öldürmüş.
Kötü bir baba, evlat, dede ve eş…
Akuma, misyonunu yerine getirirken Heihachi’yi sahiden alt ediyor. Ancak iddia edebileceğiniz üzere Heihachi’yi öldürmek o kadar kolay değil. Heihachi, Mishima Zaibatsu’ya döndüğünde tüm dünyanın kendisini meyyit olarak bilmesini istediğini söylüyor. Turnuva da iptal ediliyor.
Aslında emeli, Kazuya ve Akuma dövüşünü tüm dünyaya naklen yayınlamak. Bu dövüşte Kazuya’nın iblis formuna dönüşeceğinden emin olan Heihachi, haksız da çıkmıyor. Bir yandan Kazuya’nın gerçek yüzünü herkese gösterirken, bir yandan da yörüngedeki dev “ÖLÜM IŞINI” uydusundan G Corp ile doruğunda dövüşen Akuma ve Kazuya’yı havaya uçuruyor.
Bilin bakalım bu ataktan kim sağ çıkıyor…
Heihachi, Kazuya ile son sefer karşılaşacağını bildiğinden öyküsünü bir gazeteciye anlatma kararı alıyor ve tüm gerçekleri aslında bu noktada öğreniyoruz.
Meğer Kazumi, Heihachi ile bilerek evlenmiş. Asıl gayesi ise Heihachi’yi, dönüşmekte olduğu adama dönüşmeden öldürmek. Tıpkı vakitte Kazumi’nin de içinde bulduğu Hachijo klanının, devil gene’e sahip olduğunu öğreniyoruz. Jenerasyonlar boyunca bu klan, bu gücü kullanarak pek çok kişinin hayatına son vermiş.
Heihachi ve Kazumi, bir gece karşı karşıya geliyor. İblis formu ile Heihachi’ye saldıran Kazumi, eforlarına karşın Heihachi’yi yenemiyor. Heihachi, karısını burada öldürüyor.
Oğlunun da emsal bir iblise dönüşmesinden korkan Heihachi, kendisini uçurumdan aşağıya bırakıyor.
Baba oğul ortasındaki dünyayı cehenneme çeviren bu gerginlik, her şeyin başladığı volkanın içinde son buluyor. Kazuya ve Heihachi son kere karşıya geliyor ve uzun bir ortadan sonra Kazuya, babasını yenmeyi başarıyor. Heihachi Mishima, yıllar süren çabasının akabinde hayatını kaybediyor.
Yani en azından biz o denli biliyoruz…
Tekken 8 içerisinde Heihachi’nin olmayacağı doğrulandı. Ancak karakterin ilerleyen günlerde geri dönmeyeceğinin garantisi de yok.
Bakalım yeni Tekken oyununda hangi çılgınlıklar yaşanacak.
