Vahşi Doğa Belgesellerinde Kameramanlar Nasıl Oluyor da Hayvanlar Tarafından Fark Edilmeden Çekim Yapabiliyor?

Vahşi hayvan belgeselleri izlerken hepimizin aklından bir kere dahi geçmiş olan bu sorunun yanıtı aslında içerisinde çok da bir gizem barındırmıyor. Gelişmiş kamera teknolojisinin ayak izlerini taşıyan bu durum, yeniden de pek çok insan için merak konusu.

Gergin ve soğuk bir avlanmanın perde gerisinde kameramanlar, yabanî hayvanlar ve av! Düşününce bile içinize endişe saldı değil mi? Bir de bu gerginliğin ortasında kameraman olduğunuzu düşünün. Birçok nefes kesici belgeselin gerisinde korkusuz ve sabırlı bireyler yatıyor.

Üstelik bu işi o kadar profesyonel yapıyorlar ki güya avın bir parçasıymış gibi hissedebiliyoruz. Onca hayvanın içinde kameramanlar sizce nasıl fark edilmiyor dersiniz? Kestirim edebileceğiniz üzere o kadar da kolay bir iş değil, hatta ölüm riski taşıyor!

Bu işi icra edebilmeniz için itidalli ve sabırlı olmanız lazım; en tehlikeli anlarda ufak bir panik, kameramanlar için mevt demek.

Belgesellerde yalnızca 1 dakika gördüğümüz sahneler, kameramanlar için günler, haftalar hatta bazen aylar demek. Sabır, bu işin ayrılamaz bir modülü diyebiliriz. Örneğin arasını düzgün ayarlayamayan bir kameraman, doğal olarak hayvanların odak merkezi hâline gelecektir ve avcılar tarafından akına açık bir konumda olacaktır (Bu ortada üstteki görsel internette çok yaygın ve gerçek sanılıyor lakin aslında montaj).

Bu da hayvanların içgüdüsel olarak doğal hareket edememesine ve sürekli bir tetik hâlinde bulunmasına sebep olacaktır. Bu örneği en uygun şu biçimde verebiliriz; kuşların az çiftleşme dansını kameraya almak isteyen kameramanlar, kuşları ürkütmemek için uzaklıklarını korumak zorunda. Zira kestirim edersiniz ki kuşlar en ufak seste yahut harekette ortamdan uzaklaşabiliyor.

Bu büsbütün sabır, odak ve ara münasebetinin harmanlanmasıyla alakalı. Doğal burada ferdî tecrübeler de en değerli etmenlerden biri.

İşinde uzman pek çok kameraman, hayvanları yakından tanıyor.

En uygun kameraya, en âlâ ekipmana sahip olsanız bile günün sonunda hayvanların doğal ömür alanlarını yeterlice gözlemlemediğiniz sürece onlar için açık bir av hâline gelebilirsiniz. İşinde uzman bireyler, hangi yabanî hayvanların ne vakit faal olduklarını ve nerede yaşadıklarını biliyor.

Böylece, kendilerini en ülkü noktaya konumlandırabiliyorlar diyebiliriz. Ayrıyeten etkin oldukları vakitte iyi bir pozisyon alarak kamufle olmak hayvanlar tarafından fark edilmemelerini sağlıyor.

İyi bir pozisyon alabilmek aslında teknik ekipmanlarla da irtibatlı. Âlâ bir açıda âlâ bir imaj yakalamak istiyorsanız kameranızın yüksek zoom özelliğine sahip olması gerek.

Aslında bu iş yalnızca kamerayla da hudutlu değil, belgesel çekimlerinde hem helikopter çekimi hem drone çekimi hem de kamera çekimi sahneler görebiliyoruz. Eksiksiz sinematografi tecrübesi yaşatan bu belgesellerde son teknoloji ekipmanlar kullanılıyor desek şaşırmazsınız herhâlde.

Tabii bu da kameramanların yalnız olmadığına işaret ediyor. Yaban hayatı fotoğrafçılığıyla çokça karıştırılsa da bir insanın tek başına yaban hayatına belgesel çekmeye gittiğini düşünmek mantıksız olurdu. Aslında oraya koca bir takım gidiyor desek yanılmış olmayız.

Özellikle Afrika’daki yırtıcı hayvanlar aslında beşerlerle uzun müddettir çok içli dışlı.

Tahmin edersiniz ki birçok çekim, Afrika savanalarında yapılıyor. Tam bir yabanî doğal ömür alanı olan bu yer, birçok belgesel için vazgeçilmez bir yer. Hayvanlar uzun yıllardır insanları o kadar çok görüyor ki artık bu merak, yerini ilgisizliğe bırakıyor.

Tabii ilgisizliğe bıraktılar diye saldırmıyorlar yahut yanlarına gelmiyorlar sanmayın. Pek çoğumuz toplumsal medyada yahut haberlerde kameramanların yanlarına gelen yabanî hayvan fotoğraflarını/videolarını görmüşüzdür. 

Örneğin bu videoda gorillerin doğal ömür alanlarının içine fazla giren bir kameraman, vefatla bir anlığına da olsa burun buruna geliyor. Lakin insaflı gorilimiz, adamı neyse ki bırakıyor.

Dememiz o ki: Tahminen de dünyanın en sıkıntı işleri ortasında sayılabilecek bu meslek, bizlere sinema tadında sahneler sunabiliyor. Tehlikeli olmasının yanı sıra birebir vakitte cazip bir heyecanı da var desek palavra olmaz. Lakin tekrar de bizim en son yapacağımız mesleklerden biri! Pekala siz ne düşünüyorsunuz? Talihiniz olsa yabanî tabiat kameramanı olmak ister miydiniz? Yorumlarda karşılıklarınızı bekliyor olacağız.