Cyberpunk soslu metroidvania
Çinli Blingame stüdyosunun birinci oyunu HAAK benim için bu ayın en hoş sürprizlerinden biri oldu. Birkaç ay evvel demosunu indirip oynamış, lakin gördüklerimden pek mutlu kalmamıştım. İstek listemden bile çıkarmıştım hatta, o derece… Ancak üretimciler aldıkları tenkitleri yeterli kıymetlendirmiş ve oyunu epey âlâ bir düzeye getirmiş.
HAAKkı dayının maceraları
HAAK özünde bir metroidvania. Oyuna hayli güçsüz bir biçimde başlıyor, ilerledikçe yeni yetenekler kazanıyor ve haritaların daha evvel gidemediğimiz yerlerine ulaşabilmeye başlıyoruz. Yol boyunca bir sürü düşmanla kapışıyor, kapalı geçitler buluyor, oraya buraya saklanmış objeleri topluyor ve yan vazifeler yapıyoruz. Klasik metroidvania oynanışı anlayacağınız. Ancak bunu yaparken işin içine kendi aromasını da katmayı başarmış HAAK.
Bir kez bu tıp üretimlerde sıklıkla görmeye alıştığımız havada çift zıplama, duvardan duvara sekerek tırmanma üzere aksiyonlara rastlamıyoruz oyunda. Onun yerine neredeyse tüm yeteneklerimiz serüvenin çabucak başında bulduğumuz bir süper-eldiven etrafında şekilleniyor. HAAK aslında gereğince çevik bir eleman. Bir de bu eldiven sayesinde duvarlara kanca atıp oradan oraya sallanabilmeye, kapı duvarı yıkabilmeye başlayınca denetim etmesi yeterlice zevkli bir karakter hâline geliyor.
Ya HAAK!
Kanca atma mekaniği bana yer yer Ori’yi hatırlattı, ne palavra söyleyeyim. Lakin HAAK o kadar tatlı görsellere sahip değil olağan. Daha kasvetli, distopik bir atmosferi var. Kıyamet sonrası bir Dünya’da, Çin’de geçtiği için daha çok yıkık binalarda, köhne kasabalarda ve kapalı dağ üslerinde falan dolaşıyoruz. Düşmanlar da mutant köpekler, güvenlik robotları, kafayı yemiş droidler ve çete üyeleri üzere şeylerden oluşuyor.
Oyunun en sevdiğim yanı düşman ve hareket çeşitliliğinin daima artması. Böylelikle daima tıpkı şeyleri yapıp sıkılmıyoruz. Bir öteki sevdiğim yanı haritalarının doluluğu. Çabucak her köşede keşfedilecek yeni bir gizem, yeni zımnî geçitler, toplanılacak sandıklar vb var. Bir de bunun üstüne kısım sonu düşmanları da eklenince ortaya hayli keyifli bir metroidvania çıkıyor. Yalnız sonlara gerçek birtakım yerleri geçmek için insanüstü refleksler gerekebiliyor. Zehirli gazlarla dolu tüneller de tam bir gerilim yuvası. O noktalarda klavyeme Çin yemeği sosu döküp kemirdiğimi itiraf etmeliyim.
Dilerseniz yalnızca ana misyonu yapıp oyunu 5-6 saat içinde tamamlayabiliyorsunuz. Lakin benim üzere her yan misyonu yapmaya, bütün haritaları %100 tamamlamaya kalkarsanız 30 saate yakın bir içerik sunuyor HAAK. Deneyin, pişman olmazsınız.
