Yakın bir zamanda tatile gittiniz mi? Akdeniz kıyısında bir yere mesela. Peki keyifle kulaç atarken içinde bulunduğunuz denizin aslında milyonlarca yıl önce oluşmuş olan Tetis Denizi olduğunu hiç düşündünüz mü? Süper kıtanın parçalanıp da bugün bildiğimiz Dünya’yı oluşturduğu dönemde ortaya çıkan Tetis Denizi nedir, ne zaman oluştu gelin yakından bakalım.
Hikayeyi biliyorsunuz; Dünya önce bir gaz ve toz bulutuydu. Döne döne çekimin etkisiyle bir gezegene dönüştü. Bu gezegende tek bir kıta ve etrafını çevreleyen dev bir okyanus vardı. Derken bu tek kıta parçalandı ve bugün bildiğimiz Dünya oluştu. Ancak bu kıtalar parçalanırken o dev okyanus da boşluklara doğru yayıldı ve bugün hala birkaç parçası kalmış olan Tetis Okyanusu ya da farklı bir isimle Tetis Denizi oluştu.
İlk oluşumu sonrası Tetis Denizi, kıta hareketlerine ve su altı volkanlarının oluşturduğu adalara bağlı olarak yayıldı gitti. Gariptir, Tetis Denizi’nin en büyük kalıntıları hala ülkemizde ve Kafkasya’da bulunmaktadır. Yani bugün içinde keyifle yüzdüğümüz pek çok deniz aslında yüz milyonlarca yıllık bir geçmişe sahiptir. Gelin Dünya’nın eski zamanlarına bir yolculuğa çıkalım ve kıtaların oluştuğu dönemde ortaya çıkan Tetis Denizi nedir biraz yakından inceleyelim.
Tetis Denizi nedir? Tüm Dünya’ya hükmeden tek bir su kütlesi:
Biraz eskiye, şöyle birkaç yüz milyon yıl öncesine gidelim. Günümüzden yaklaşık 335 milyon yıl önce Dünya tek bir kıtadan ve onu çevreleyen tek bir su kütlesinden oluşuyordu. Bugün Dünya’nın sahip olduğu tek kıta Pangea, onu çevreleyen su kütlesi yani dev okyanus ise Pantalassa olarak anılıyor. Bu dönemde her şey yolunda gidiyordu. Ta ki kırılma başlayana kadar.
Günümüzden yaklaşık 200 milyon yıl önce, bugün Trias adını verdiğimiz devirde bir şeyler oldu ve Dünya’nın tek dev süper kıtası parçalanmaya başladı. İlk olarak Lavrasya ve Gondvana olarak ikiye ayrılan kıtanın arasında bir boşluk oluştu. Temel fizik kuralları gereğince bu kıtanın etrafında olan su kütlesi akışkan olduğu için o boşluğu doldurdu ve Tetis Denizi ortaya çıkmış oldu.
Peki, Tetis Denizi nerede?
Kavramlar biraz karmaşık gelebilir, bu nedenle biraz açıklamakta yarar var. Süper kıta ayrıldıktan sonra oluşan kıtalardan bir tanesi olan Lavrasya kuzeyde yer alıyordu ve bugünkü Kuzey Amerika ve Avrasya’yı barındırıyordu. Oluşan diğer kıta Gondvana ise güneyde yer alıyordu ve bugünkü Güney Amerika, Afrika, Antartika ve Okyanusya kıtalarını barındırıyordu.
Tetis Denizi nerede miydi? Tam ortalarında. Çünkü süper kıta parçalandıktan sonra ilk olarak ortada büyük bir boşluk açıldı ve dev kıtanın etrafını saran su kütlesi bu boşluğu doldurdu. Paleozoik zamanın altıncı bölümü olan permiyen döneminden sonra Lavrasya ve Gondvana kıtaları doğu yönünde genişleyerek Tetis Denizi’nin yayılmasını sağlamıştır.
Kıtalar parçalandıkça Tetis Denizi’ne neler oldu?
Lavrasya ve Gondvana kıtaları doğu yönünde genişledikçe Tetis Denizi’nin de oluşumu süreci ilerlemeye devam etti. Tetis Denizi’nin permiyen döneminde açılıp trias döneminde kapanan bir bölümü daha sonra Paleotetis olarak adlandırılmıştır. Trias döneminden sonra açılıp kapanan başka bir bölüm ise Neotetis olarak adlandırılır.
Tersiyer olarak adlandırılan üçünü zaman döneminde Neotetis tamamen kapanmıştır çünkü Lavrasya ve Gondvana kıtaları çarpışmıştır. Bu çarpışmada Alpin Orojenezi adı verilen bir hareket yaşanmış ve sonucunda Alp – Himalaya dağ sistemi oluşmuştur. Mezozoik zamanın üçüncü alt bölümü olan kretase döneminde Tetis Denizi giderek batıya doğru daralmıştır.
Dev süper kıta parçalandıktan sonra dev su kütlesinin boşlukları doldurarak oluşturduğu tek deniz Tetis değildi. Atlas Okyanusu da bu dönemde oluşmuştur. Atlas Okyanusu kuzeye doğru yayıldıkça Tetis Denizi’nin doğu bölümü tamamen kapanmıştır. Arap, Hindistan ve Afrika levhalarının kuzey yönlü hareketi sonucunda Alp – Himalaya dağ kuşağı oluşum süreci ilerlemiştir. Bu noktalar eskiden Tetis Denizi tabanıydı.
Tetis Denizi bugün nerede?
Lavrasya ve Gondvana kıtalarının bugünkü hangi kıtaları barındırdığına baktığımız zaman aslında orta noktanın yani Tetis Denizi’nin bugün içinde yaşadığımız topraklar ve komşu bölgeler olduğunu görüyoruz. Yani bugün Akdeniz, Karadeniz, Aral Gölü ve Hazar Denizi dediğimiz tüm bu alanlar aslında 200 milyon önce oluşmuş olan Tetis Denizi’nin bugüne kalan kısımlarıdır.
Tetis Denizi’ni oluşturan kıta hareketleri ve sonuçları:
Tetis Denizi sonrası meydana gelen levha hareketlerinde Afrika, Avrupa’nın altına girmiştir. Oluşan bu sıkıştırma kuvveti ile birlikte bir yükselme oluştu. Sonraki dönemde tekrarlanan Afrika ve Avrasya levhalarının çarpışmaları sonucu pek çok fay ve kaya kıvrımının oluşmasının yanı sıra Tetis Denizi’ne bağlı su yataklarında da deformasyon meydana gelmiştir.
Tüm bu levha hareketleri ve çarpışmalar sonucunda volkanik faaliyetler artmıştı. Özellikle okyanus tabanlarında bulunan volkanlar, zirveleri suyun yüzeyine çıkacak ve adalar yaratacak kadar büyümüşlerdi. Bu bölgelerde yaşanmış olan sıkışmanın ne kadar yoğun olduğunu bugün bile orada olan derin deniz çökeltilerinden ve kıtasal kabuğa binmiş okyanus kabuğu bölümlerinden anlıyoruz.
Bu süreçte Alp – Himalaya bölgesinin doğusunda bulunan Hindistan levhası ile Asya levhası birbirine yaklaşıyordu. Günümüzden yaklaşık 50 milyon yıl önce içinde bugün Hindistan, Arabistan, İtalya, Balkanlar, Yunanistan ve Türkiye’nin olduğu kıta, Avrasya kıtasının geri kalan bölümüyle çarpıştı. Bunun sonuçlarını günümüzde bile görmek mümkün.
Saydığımız ülkeleri içinde barındıran kıta parçası ile Avrasya’nın diğer bölümünün çarpışması sonucunda Akdeniz’in kuzey kenarı boyunca Alpler ve Karpatlar, İspanya kenarı, Kuzeybatı Afrika kenarı, Güney Asya kenarı gibi bu kıta bölgesinin büyük bir bölümünü oluşturan Alp – Himalaya sıradağları ortaya çıktı. Tetis Denizi’nin geri kalanı ise dediğimiz gibi Akdeniz, Karadeniz, Aral Gölü ve Hazar Deniz’ini oluşturdu. Yani milyonlarca yıl önce yaşanmış tüm bu olaylar, bugünün doğal sınırlarını belirledi.
Günümüzden yüz milyonlarca yıl önce oluşmuş olan ve etkilerini bugün bile gördüğümüz Tetis Denizi nedir, ne zaman oluştu, nasıl oluştu ve nerede gibi merak edilen soruları yanıtlayarak konu hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Dünya’nın oluşum süreci ve sonrasında yaşananlar hakkında hala çalışmaların sürdüğünü ve belki de tüm bu bildiklerimizin yepyeni bilgilerle tazelenebileceğini unutmayalım. Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.