Rusya’yla özdeşleşen, blok blok inşa edilmiş bu binalar gri ve kasvetli bir tasarıma sahip olmasıyla biliniyor. Peki bu yapıların bir dönem adeta mantar gibi türemesinin nedeni neydi?

Son yıllarda yabancı inşaat şirketlerinin de etkisiyle bu binaların oranı düştü ancak Sovyet döneminde ortaya çıkan bu yapılar hâlâ Rusya’nın simgeleri arasında.

Bu binaların bir isimleri bile var: Hruşçovka. Adını Eski Sovyetler Birliği Hükûmet Başkanı Nikita Kruşçev‘den alıyor. Türkçeye Kruşçev olarak geçmiş olsa da aslında orijinal okunuşu Hruşçov’dur.

Bir Komünizm özelliği gereği; insanlar ev almıyordu, devlet tarafından insanlara ev veriliyordu.

Hruşçovkalar 1960’lı yılların başlarında SSCB döneminde, Sovyet hükûmetinin direktifleriyle inşa edildi.

Genelde 5 katlı olan bu binaların tek tip olmasının en önemli nedeni, düşük maliyetle yapılmış olmaları.

Geleneksel duvarcılık için yoğun bir emek harcanması gerekiyordu, pahalıya patlamaması için betonarme veya tuğladan yapılması tercih edildi.

Olabildiğince hızlı yapılabilen binalara ihtiyaç vardı.

Bireysel projeler yavaş olduğu için kalabalık şehirlerin talebi karşılanamıyordu. Ciddi bir konut sıkıntısı baş gösterince, ucuz ve hızlı yapılabilecek binalar tasarlandı.

Bu binalarda asansör bulunmuyor çünkü zaman ve para kaybettiren bir diğer etmendi.

SSCB’deki sağlık ve güvenlik standartları, asansörsüz bir binanın yüksekliğinin en fazla 5 kat olabileceğini belirledi. 5 katlı son Hruşçovka 1971 yılında inşa edildi.

1961-1968 yılları arasında Moskova’da 3.000.000 metrekare yer inşa edildi.

Yer sıkıntısı oluşunca kat sayısı arttırıldı ve 9 ile 12 katlı binalar inşa edildi.

Daireler çok küçük tasarlandı; bir oda, bir mutfak ve bir banyodan oluşuyor.

Tek odalı daireler 30 metrekare, iki odalılar 44 metrekare, üç odalılar ise 60 metrekare. Birleşik banyolara sahip ve mutfaklar yalnızca 6 metrekare.

Sonraki tasarımlarda daireler daha da daraltıldı ve aradaki hol kaldırıldı.

Bu nedenle yatak odasına gitmek için oturma odasından geçmek gerekti. Bazı dairelerde bir oda daha var ancak bu odanın penceresi ve havalandırması bulunmuyor.

2012 yılında bu konutların önemli bir kısmı yıkıldı ancak ekonomik zorluk çeken kesim, Hruşçovkalara hâlâ bel bağlamak zorunda kalıyor.

Bu durumdan Ruslar da memnun değil. Hatta 1975 yapımı “Kaderin Cilvesi” adlı bir Sovyet komedi filminde şöyle bir sahne geçiyor: Moskova’da yaşayan biri, yanlışlıkla Leningrad’a gider; aslında taksici onu ev adresine göre götürmüştür ancak bu adres hem Moskova’da hem de Leningrad’da vardır. Üstelik bu adresteki bina, hatta kapının anahtarı dahi kendisininkine benzemektedir.

Bu tek tip tasarım haricinde çember şeklinde inşa edilmiş apartmanlar da bulunuyor.

Sovyet hükûmeti, halk için düşük maliyetli binalar inşa etse de devleti yüce göstermek adına çok sayıda sıra dışı devasa yapı inşa etmişti.

Hruşçovkalar, bizdeki TOKİ binalarına ve lojmanlara benzerlikleriyle de dikkat çekiyor.

Türkiye’deki “kooperatif apartmanlarında” da benzer bir sebepten dolayı -5 katlı olmalarına rağmen- asansör bulunmaz. Sebepler benzer: Daha ucuza, daha hızlı inşa edilebilmesi.

Ne yazık ki bizdeki modern apartmanlar hâlâ kötü tasarlanıyor ve ucuz malzemelerle inşa ediliyor, üstelik deprem ülkesi olmamıza rağmen.

What is your reaction?

0
Excited
0
Happy
0
In Love
0
Not Sure
0
Silly

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir