Geçtiğimiz günlerde Galata’da bir adam herkesin gözü önünde kendisini yaktı, İstanbul ve Antalya’da sokaklarda çıplak dolaşıldı, ortalık yerde cinsel ilişkiye girildi. Halkın bu olanlara tepkisi ise yalnızca selfie çekmek oldu. Toplumun bu olanlara duyarsız kalmasının, yanan adama bir yardım eli uzatmamasının ardında hangi psikolojik gerçekler yatıyor olabilir?
Gelenekçi bir toplum yapısına sahip olan Türkiye’de toplumsal dayanışma ve yardımlaşma gittikçe azalıyor. Kendisini yakan bir insana yardım etmek yerine onunla selfie çeken insanlara tanıklık ediyoruz. Tuhaf bir şekilde, sokaklarda cinsel faaliyetlerde bulunan kişiler de artmış durumda. Daha sonraki süreçte ise, “bu insanların psikolojileri bozuk, akli dengeleri yerinde değil” gibi açıklamalar yapılıyor. Peki gerçekten toplumun ruh sağlığı mı bozuluyor?
Gelin, hep birlikte bu yaşananların nedenlerini bulmaya çalışalım. Toplum mu duyarsızlaşıyor, müdahale etmekten mi çekiniyoruz, yoksa bu yaşananların nedeni bystander effect (seyirci etkisi) mi?
Toplumlar nasıl duyarsızlaşır?
Toplumsal duyarsızlaşma; kişinin içinde bulunduğu toplumun geleneklerine, güncel sorunlarına, toplumun adalet ve barış gibi ihtiyaçlarına karşı herhangi bir duygu üretememe halidir. Kişi, etrafında gelişen olaylara tepki veremez ve onlara karşı duyarsız hale gelir. Ama burada sadece tek bir kişiden değil bir toplumun bu şekilde davranmasından bahsediyoruz.
Bir toplumu bu hale getiren nedenleri Üsküdar Üniversitesinden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumun kendi geçmişini unutması, bugün geldiği noktayı fark edememesi ve gelecekte var olma amacına yönelik olan motivasyonunu yitirmesi.” şeklinde sıralar. Pandeminin de beraberinde getirdiği olumsuz hayat koşulları insanların gelecekleri için olan motivasyonlarını kaybetmelerine neden olmuş olabilir.
Müdahale edenlerin karşılaştıkları olumsuz durumlar çekinmemize mi neden oluyor?
Kadir Şeker ve Tolga Daşkıran gibi kişilerin şiddet gören kişilere yardım edeyim derken hapse girmeleri ve yaşananlara herkesin tanık oluyor olması toplumda bir çekingenlik yaratıyor olabilir. “Ya ben de arada gidersem!” düşüncesi olumsuz bir durumla karşılaşıp yardım etmek isteyen kişileri durduruyor olabilir. Muhtemelen bu da yapılması gereken müdahaleleri geciktirerek insanların zarar görmelerine ve ölmelerine yol açıyor.
Seyirci kalma etkisi (bystander effect) nedir ?
Kitty Genovese 1964 yılında New York’ta kendisini taciz edip tecavüz etmeye çalışan kişi tarafından 38 kişinin gözü önünde bıçaklanarak öldürülür. Ama o 38 görgü tanığından sadece biri polisi arar, geri kalan 37 kişi ise ne kendileri yardım eder ne de polisi ararlar. Arayan o kişi ise olay gerçekleştikten 35 dakika sonra polisi aramıştır. Yaşanan bu olayın nedenleri üzerine araştırmalar yapan psikolog John Darley ve Bibb Latane, insanların duyarsızlaştığını kabul ederler ama “başka nedenler de olmalı” deyip araştırmalarına devam ederler.
Bunun sonucunda, kişi sayısı arttıkça sorumluluk almanın azaldığı anlamına gelen seyirci kalma etkisini (bystander effect) deneyleriyle kanıtlarlar. Bu teoriye göre; başkalarının varlığında, yardıma ihtiyacı olan kişiye yardım etme oranımız azalır. Kitty Genovese olayına bu perspektiften bakarsak etrafta sadece 1-2 kişi olsaydı Kitty’e yardım edilme ihtimali artacaktı.
Galata’da insanların gözü önünde kendisini yakan 28 yaşındaki bir gence yardımın gecikmesi gencin yanarak ölmesine yol açtı. Acaba etrafta o kadar çok insan olmasaydı genç şu an yaşıyor olabilir miydi?
Kaynaklar: 1, 2, 3