İç organlarımız her an yanımızda olmalarına rağmen çok da gördüğümüz şeyler değil. Hatta bazı spesifik organlar dışında orada olduklarını bile hissetmiyoruz. Bugün ise iç organlarının aslında nasıl göründüğünü göstereceğiz.
Güzel bir uykunun ardından sabah kalkıp tuvalete gittiğinizi, bunu yapmadan hemen önce mutfaktaki kettle’a bastığınızı düşünün. Tuvaletten çıktıktan sonra ısınan suyunuzu kahveyle birleştirip kendinize gelmeye çalıştınız. Sonrasında iş veya okul için hazırlanıp dışarıya çıktınız. Gün içerisinde yolculuğu, stresi derken yorgun bir şekilde yeniden eve geldiniz. Yemeğinizi yedikten sonra uzattınız bacakları ve televizyondan bir şeyler izlemeye başladınız.
Bu saydıklarım herkesin kendine göre uyarladığı bir rutin örneği. Biz insanlar bunları yapıyoruz. Bazımız gününün tamamını gezmeye ayırıyor, kimisi evden dışarı çıkmıyor. Bunların hepsini tercih ederek devam ediyoruz. Peki bizim bunları yapmamızı sağlayan organlarımızda durum ne? Sürekli bizimle birlikteler, onların bize kattığı şeyler sayesinde hayat bulabiliyoruz, ancak daha nasıl göründüklerini bile tam bilmiyoruz. Mesela akciğeriniz kafanızın hemen 10 – 15 cm altında deliler gibi çalışıp vücudunuza oksijen pompalamaya çalışıyor. Peki siz en büyük yoldaşlarınız arasında olan bu organın nasıl göründüğünü hiç düşündünüz mü?
Bugün sizlerle organlarımızın vücudumuzda nasıl göründüklerine bakacağız. Yaptığım araştırmalarda bu konudaki görsellerin çok yetersiz olduğunu gözlemledim. Normal olarak daha çok ameliyat anlarından elde edilen bu görüntüler, bizi biz yapan organların nasıl göründüğünü anlamak için yardımcı olacaktır.
Organlar aslında nasıl görünüyor?
Beyin
Epilepsi ameliyatında çekilen beyin görseli. Bu fotoğraf, fotoğrafçı Robert Ludlow’a Wellcome Fotoğrafçılık Ödülü kazandırmıştır.
Kalp
Açık kalp ameliyatından bir görsel.
Akciğer
Üzerinde kanser hücreleri bulunan bir akciğer.
Mide
Sağlıklı bir mide.
Gırtlak
Karaciğer
Böbrek
Böbrek nakil ameliyatından bir görsel.
İnce Bağırsak
